"Sayın Genel Başkan İzmir'e tatile mi geldi, miting yapmaya mı, anlayamadım! CHP'nin İzmir'de, üstelik üç dönemdir yönetimde oldukları Bayraklı'da düzenlediği mitinge bakın. Otobüsler dolu, meydanlar boş!
Bu ne paradoks böyle?
Diğer ilçelerden otobüsle taşıma yapmalarına rağmen, anca bin kişi toplayabilmişler.
Bayraklı'nın yerlisi nerde acaba?
Yoksa onlar daha çok AK Parti mitinglerine mi koşuyorlar?
Ya da evde keyif mi yapıyorlar?
Kim bilir!
Bir de şu var: CHP İzmir'de bu kadar zayıf mıydı, yoksa seçmen 'yeter artık' mı diyor? Bilen varsa bana da söylesin. CHP'liler, 'bizim kalemiz burası' derken, kale duvarlarında çatlaklar mı oluştu acaba?
Söylemeden geçemeyeceğim, böyle giderse CHP'nin İzmir'deki başarısı, mitinglerdeki kalabalıklar gibi sadece anılarda mı kalacak?
Yoksa bir mucize mi olacak da, meydanlar son anda dolacak?
Genel Başkan özgür Özel durumu bu durumu nasıl değerlendiriyor?
İzmir turu, ona ne gibi dersler verdi?
CHP tabanı bu duruma nasıl tepki gösteriyor, merak ediyorum doğrusu.
Politika sahnesinde her zaman sürprizlere hazır olmalıyız. Belki de bu, sadece bir başlangıç. Bakalım seçimlerde neler olacak?
Kısacası, CHP Genel Başkanı'nın İzmir ziyaretinde, otobüsler dolu ama meydanlar boş kalmış. Bu durum, acaba partinin geleceği için bir işaret mi, yoksa geçici bir durum mu?
Beş ilçe, iki gün, bir Özgür Özel…
Bir yandan partinin içindeki fırtınalar, diğer yandan sokakta yankı bulan sesler.
Hadi, buyurun detaylara...
Özel, Ödemiş'ten başladı.
Tire, Bayındır, Menderes, ve Torbalı derken, sanki eski günlerin CHP'sini hatırlatırcasına bir tempoyla ilerledi. Ama bir yandan da partinin içinde değişim rüzgârları esiyor, fakat bu rüzgârlar pek de ılık değil.
Halk ile CHP arasına giren soğukluk.
Normalde siyasette soğukluk demek, ısıtmak için daha çok çaba sarf etmek demektir. Ama görünen o ki CHP, bu soğuğu ısıtmak için gerekli kıvılcımı henüz yakamamış.
Üstelik ilçe örgütlerindeki etkili isimlerle adaylar arasındaki gerginlik, sanki meydanı tamamen rakip parti AK Parti'nin adaylarına bırakmış gibi.
Peki, bu durumda ne yapılmalı?
CHP'nin içindeki bu soğuk hava, acaba partiyi ısıtmak için bir fırsat olabilir mi?
Yoksa soğuk sadece soğuk mu kalacak?
İşte, bu soruların cevaplarını bulmak partinin geleceği için oldukça önemli.
Sonuç olarak, Özgür Özel ve ekibinin bu tempolu İzmir turu, partinin içinde ve dışında birçok soru işaretini beraberinde getiriyor. Belki de bu soru işaretleri, CHP için yeni bir başlangıcın habercisi olabilir.
Özgür Özel, şehir şehir, ilçe ilçe gezse de, parti içindeki çalkantılar ve seçmenin soğuk rüzgârları, her adımda hissediliyor. "Boş geçen meydanlar, acaba kimin için doluyor?" diye sormadan edemiyor insan.
Özel'in konuşmaları, maalesef beklenen etkiyi seçmende yaratmıyor gibi. CHP örgütlerinin ikiye bölünmüş hali ise, partideki iç çatışmaları gözler önüne seriyor. Bir yanda seçim çalışmalarına devam edenler, diğer yanda uzaktan izleyenler...
Neden mi izliyorlar?
Çünkü mevcut başkanlar ve seçimlerde etkin rol oynamış isimler, oyunun dışında tutulmuş.
"Acaba bir söz birliği mi var?" diye düşünmeden edemiyor insan. Seçime sadece 17 gün kala, bazıları sanki kaybetmeyi göze almış gibi davranıyor. Bu durum, alanda deneyimi olmayan başkan adaylarının başarı şansını daha da azaltıyor.
"CHP kalesi sarsılır mı?" diye sormak kaçınılmaz oluyor. Parti yöneticileri halkın bu soğuk mesajını anlayacak mı, yoksa gözleri ve kulakları mı kapalı? Seçmen, seçim sandığında CHP'ye bir mesaj vermeye hazırlanıyor gibi görünüyor. Bu durum, hem parti içindeki dengeleri hem de seçim sonuçlarını etkileyebilir.
Sonuçta, Özgür Özel ve CHP'nin bu İzmir maratonu, birçok soru işaretini beraberinde getiriyor. Seçmenin tepkisi ne olacak, parti içi dengeler nasıl şekillenecek? Bu soruların cevapları, partinin ve Türk siyasetinin geleceği için oldukça önemli.