'Almanya'da aşırı sağcılık tüm güvenlik kurumları tarafından ihmal edildi'

Haberler / Dünya

21 Ağustos 2013 Çarşamba 15:35

PAYLAŞ

Neonazi Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütünün ortaya çıkmasından sonra Federal Meclis’te kurulan Araştırma Komisyonu nihai raporunu yarın açıklayacak. Komisyonun Sosyal Demokrat Partili (SPD) üyesi Eva Högl, SPD Meclis Grubu’nun tespitlerini basına tanıttı. “Aşırı sağcılık, güvenliğin her birimi tarafından ihmal edildi.” tespitinde bulunan Högl, Almanya’da ‘derin devletin’ olmadığının da altını çizdi.

Almanya'da 10 cinayet, 2 bombalı saldırı ve 15 soygundan sorumlu tutulan Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütü ile ilgili araştırma yapan meclis komisyonu, yarın bin sayfayı bulan nihai raporu kamuoyuna tanıtıyor. Federal Meclis’teki tüm siyasi partiler ortak rapora ek olarak kendi tespitlerini de sunacak.

Sosyal Demokrat Parti (SPD) Meclis Grubu’nun sonuçlarını ise komisyon üyesi Eva Högl basına tanıttı. NSU terör örgütünün yaklaşık 14 yıl gizli kalarak bu kadar suç işleyebilmesinin vatandaşların emniyet birimlerine olan güvenini derinden sarstığını belirten Högl, “Devlet vatandaşların güvenliğini sağlamakla yükümlüdür, bu yerine getirilmediği için başarısız olmuştur. Emniyet birimlerinin başarısızlığı vatandaşların güvenini sarstığı için Federal Meclis’te bir komisyon kurma kararı çok doğru ve yerindeydi.” dedi.

Komisyonun başarılı bir çalışmaya imza attığının altını çizen Högl, “Araştırmalar sonucunda polis, adliye, istihbarat, siyaset, medya ve toplum tarafından aşırı sağcılık sorunu hafife alındı, demokrasi için tehlike olarak görülüp müdahale edilmediğini tespit ettik." dedi. Başarısızlıkta sadece münferit hataların söz konusu olmadığını vurgulayan komisyon üyesi şöyle devam etti: “Yapısal sebepler de söz konusu. Hem federal ve hem eyaletlerin polis, adliye ve Anayasayı Koruma Teşkilatları’nda aşırı sağcılık tehlikesi yanlış değerlendirildi ve tehlikesiz gibi lanse edildi. Aynı sorun siyaset alanına kadar uzandı.”

'ALMANYA’DA DERİN DEVLET YOK'

Binlerce dosya ve belge incelediklerini, bunların hiçbir yerinde NSU terör örgütünün devlet makamları tarafından desteklendiği ve işbirliği yaptığı yönünde bir bulguya rastlamadıklarını söyleyen Högl, Almanya’da ‘derin devlet’ olmadığını vurguladı. SPD’nin raporunda da Almanya’da, Türkiye’deki Ergenekon benzeri devlet içinde devlet yapılanmasının olduğu yönündeki iddianın açık bir şekilde çürütüldüğüne yer verildi.

SPD Meclis Grubu’nun ülkenin iç istihbarat kurumu konumundaki Anayasayı Koruma Teşkilatları’nın feshedilmesine karşı olduğunu belirten Högl, “Anayasamızı korumak için bu kuruma ihtiyacımız var. Köstebek (V-Mann) uygulamasının gerekliliği konusunda da kafa yordum ve şu sonuca vardım: Köstebeklerden vazgeçemeyiz, ancak bunların seçilmesi ve kontrolü daha iyi, denetlemesi de parlamento tarafından yapılmalı” dedi. Högl, Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın daha fazla göçmen ve kadın çalışan alarak toplumu yansıtması gerektiğini söyledi.

Başbakan Angela Merkel ve Federal İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich’i komisyon çalışmalarına söz verdikleri desteği sağlamamakla suçlayan Högl, “Özellikle de terör örgütün ortaya çıkmasından hemen sonra tüm emniyet kurumlarına ‘herhangi bir dosya imha etmek yasaktır’ direktifini vermemeleri en büyük hatalarıydı.” diye konuştu. Högl, dosyaların imha edilmesinin vatandaşların güveninin derinden sarsılmasına sebep olduğunu sözlerine ekledi.

İstihbaratın tamamen şeffaf olmasını istemenin gerçek dışı olduğunun bilincinde olduğunu belirten Högl, ancak Devlet Müsteşarı Klaus-DieterFritsche’nin komisyondaki tavrının uygunsuz olduğuna dikkat çekti. Fritsche, komisyona ifade verirken istihbarat birimlerinin çalışma tarzından ve muhbirlerin kimliklerinin gizli tutulmasının öneminden, devlet çıkarlarından korunmasından bahsetmişti. Komisyon Başkanı Sebastian Edathy (SPD), “Tahammülün de bir sınırı vardır” diyerek komisyonun ‘devlet düzeni dersi’ dinlemeye ihtiyacı olmadığını belirtmişti.