99 muhtar ve aza hakim karşısında

MANİSA'nın Turgutlu İlçesi'ndeki bir kamu bankasından verdikleri belgelerle usülsüz toplam 9 milyon 390 bin 500 lira kredi çekilmesini sağladıkları öne sürülen 44 muhtar ve 55 muhtar azasının 'Görevi kötüye kullanma' suçundan yargılanmasına devam edildi.

Haberler / Güncel

5 Ekim 2015 Pazartesi 15:47

PAYLAŞ

Turgutlu 4'üncü Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, muhtarlara CHP Manisa Milletvekilleri Özgür Özel, Tur Yıldız Biçer, Mazlum Nurlu ve CHP İlçe Başkanı Erk Kayabaş da destek verdi. Muhtarların arkasında kimsenin durmadığını belirten Milletvekili Özel, "Hem bütün angaryayı onlara yaptırıyorlar hem de işlerine geldiğinde Ankara'ya çağırıp onların üzerinden siyasi propaganda yapıyorlar" dedi.

Banka şubesinden toplam 9 milyon 390 bin 500 liralık usulsüz kredi kullanıldı. Banka, usulsüz kredilerin kullanılmasında verilen Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) ve Adres Değişikliği Bildirimi Listesi (Form-C) belgeleriyle imzası bulunan 44 muhtar ve 55 muhtar azası hakkında dava açtı. 'Görevi kötüye kullanmak' suçundan 2 yıla kadar hapis cezası istenen muhtarların yargılanmasına bugün Turgutlu 4'üncü Asliye Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Aralarında, Manisa ve ilçeleri Turgutlu, Salihli, Ahmetli, Kula, Gördes ile İzmir'in Kemalpaşa ilçesinden muhtarlar ve azalarının bulunduğu sanıkların, ifadeleri alınmaya başladı. Muhtarlara CHP Manisa Milletvekilleri Özgür Özel, Tur Yıldız Biçer, Mazlum Nurlu ve CHP Turgutlu İlçe Başkanı Erk Kayabaş da duruşmaya gelerek destek verdi. Duruşma devam ettiği sırada dışarıda açıklama yapan CHP Grup Başkan Vekili ve Manisa Millvetvekili Özgür Özel, şöyle dedi:

"Muhtarlarımıza destek için buradayız. Ziraat Bankası'ndan kredi kullanan kişiler, için muhtarlara verilmiş olan bir görev var. Kredi çekecek kişilerin arzuları dışında olan bir yükümlülükle bankaya kredi ibraz ettikleri ÇKS belgeleri var. Bu belgelerin altında muhtarların isimleri yazıyor ve onayı isteniyor. Muhtarlık aslında bir tasdik makamı. O imzayı vermediği taktirde vatandaş o krediyi kullanamıyor. Muhtarlar, kamu görevlilerinin telkiniyle ya da kaymakamların gerektiği zaman 'Bu imzayı atmanız gerekir' uyarıları üzerine 'vatandaşların işi görülsün' diye bu imzayı atmak durumanda kalıyor. Daha sonra Ziraat Bankası ile kredi kullananlar arasında çeşitli anlaşmazlıklar, usulsüz kredi kullanılması, evraklarda daha sonradan tahrifat olduğu veya farklı ilavelerle kullanılmaması gereken krediler kullanıldığı durumlar ortaya çıkıyor. Krediyi kullanan, krediyi kullandıran ve çeşitli görevliler varken sırtlarında zaten yeterince yükü olan, büyük bir özveriyle çalışan, bırakın yaptıkları işten para kazanmayı, üstüne cepten para harcayan, yeri geldiğinde yetkileri kısıtlanan ama böyle angaryalar sırtlarına yüklenen muhtarlarımız ve azalarını aralarında bulunduğu 99 kişi bugün burada yargılanıyor."

"TEK BAŞLARINA MUHTARLAR HESAP VERİYOR"

Milletvekili Özel şöyle devam etti:

"Duruşma salonunda isim ve gelir durumu tespitleri yapılıyordu. Geliri sorulduğunda, '10 koyunum var' diyenden, 'Hamallık yaparak ayda 800 lira kazanıyorum' diyene kadar ve 2-3 dönüm topraklarla geçinmeye çalışan, fevkalade zor durumdaki muhtarlarla bugün devletimiz uğraşıyor. Hem bütün angaryayı onlara yaptırıyorlar hem de işlerine geldiğinde Ankara'ya çağırıp onların üzerinden siyasi propaganda yapıyorlar. Bugün de arkalarında devletten kimse yok. Tek başlarına muhtarlar burada hesap veriyor. Filler tepişir çimenler ezilir misali, sanki usulsüzlüğü yapan, cebine 1 kuruş giren muhtar varmış gibi. Aksine muhtarlar, sadece ve sadece görevlerini yapmışlardı. Biz onların haklarının aranması, onların yalnız bırakılmaması için siyaset üstü bir anlayışla buradayız. Bugün onların yanlarındayız, keşke bütün partilerden temsilciler olsaydı. Önemli olan bugün haklının yanında, mağdurun yanında olmak, mahallelerin, köylerin bütün yükünü taşıyan bu cefakar insanlarla dayanışma duygularını sergilemekti. Davanın takipçisi olacağız. Tam Aziz Nesin'lik bir hikaye. Bu düzen böyle gitmez. Sürekli garibanlar, sürekli iyi niyetli insanlar mağdur olup birileri işlerini sürdürmez. Hak yerini bulacak." (DHA)