Menemen çömlekleri, pek çok yabancının ilgi odağı oldu. Amerikalı Joel Hildebrand da bunlardan sadece biri. Yıllar önce eşiyle geldiği İzmir’e hayran olan ve “Bir gün burada yaşayacağım” diyen 31 yaşındaki Joel Hildebrand, 8 yıl önce biri evlatlık iki çocuğu ve eşiyle birlikte İzmir Menemen’e yerleşti. Amerika’da da çömlek yapan Hildebrand’ın hayatı ise çömlek ustası Bilal Deniz ile bir araba tamircisinde tanışması ile değişti. Deniz’in atölyesinde çömlek yapımında daha önce duymadığı pek çok tekniği öğrenen Hildebrand artık usta oldu, yaptığı çömlekleri yaz aylarında Amerika’daki dükkanında satmaya başladı. Türklerin çok sıcak olduğunu ve Türkiye’de yaşamaktan memnun olduğunu söyleyen 5 çocuk babası Hildebrand, Türkiye’de doğan son çocuğunun adını da Levent koydu.
AİLEM GİBİ OLDULAR
Hedefinin Menemen’den yurt dışına çömlek ihracatı yapmak olduğunu söyleyen Hildebrand, Türkiye’de yaşamaya karar verme sürecini şu sözlerle anlatı:
“Eşim ve ben gezmeyi çok seviyoruz. İzmir’e geldik ve çok hoşumuza gitti. ‘Bir gün burada yaşayacağım’ dedim. 8 sene önce de buraya yerleştik. Buraya geldiğimizde biri evlatlık, iki çocuğumuz vardı. Türkiye’ye yerleştikten sonra 3 çocuğumuz daha oldu. Bilal ağabey ile araba tamircisinde tanıştık. Ben de çömlek yapımını biraz biliyordum. Onun atölyesine gidip gelmeye başladım. Teknik öğrenmem için çok faydalı oldu. Bu benim için çok değerli. Çömlek yapımının tekniklerini neredeyse hiç bilmiyordum. Her şeyi buradan öğrendim. Bu teknik dünyanın en güzel tekniği. Şimdi buradaki insanlar benim ailem gibi oldu. En yakın arkadaşlarım burada.”
TÜRKLER DAHA SICAK
Amerika’da dükkanının hala açık olduğunu ve yaz aylarında Amerika’ya giderek yaptığı çömlekleri sattığını belirten Hildebrand, Türk kültürüne de hemen alıştığını söyledi. Hildebrand, “Türkler Amerikalılardan daha sıcak. Yoldan geçerken bir arkadaşı gördüğümde ‘hadi gel, yemek yiyelim’ diyorlar. Amerika’da bu yok. Yazın Amerika’ya gitmezsek Türkiye’yi geziyoruz. Türkiye’yi çok seviyorum. Oğlumun ismini de Levent koyduk. Komşumun adı Levent’ti. İsim çok hoşuma gitti. Oğlum Türkiye’de doğduğu için ona bu ismi verdik. Anlamının gemi kaptanı olduğunu duydum” dedi.
BREZİLYA'DAN GELDİ, ATÖLYE AÇTI
Bilal Deniz ve kardeşi Mustafa Deniz’in, Joel’in yanı sıra Cristiane Prandini Sakıpağa isimli Brezilyalı bir öğrencisi de bulunuyor. 17 yıl önce Amerika’da tanıştığı eşi ile İzmir’e yerleşen 2 çocuk annesi, 4 Türk arkadaşıyla birlikte seramik atölyesi kurdu. Çömlek yapımını da öğrenmeye başlayan Cristiane Prandini Sakıpağa, atölyesinde çömlek de satacağını belirterek şöyle konuştu:
“1999’da Türkiye’ye yerleştim. Eşim Türk, ben Brezilyalıyım. Çamurla hobi olarak zaten ilgileniyordum. 4 arkadaşla atölye açtık. Çömlek her zaman ilgimi çekmişti. Şimdi çömlek yapımını öğreniyorum.”
7 kuşaktır çömlek yaptıklarını ifade eden Bilal Deniz şunları söyledi:
“İç piyasadaki durgunluk nedeniyle öğretime ağırlık verdik. Amerikalı, Brezilyalı öğrencilerimiz var. Joel buraya yerleşti. Cristiane de 17 yıldır Türkiye’de, arkadaşlarıyla atölye açtı. Menemen olarak dünyadaki en seri üretimi yapıyoruz. Menemen çamuru diğer çamurlardan farklı. Onlar da burada tekniklerini geliştiriyor. Yabancı öğrencilerin olmasından mutluyum. Joel ile Amerika’ya gittik, oraları da gördük. Daha önce de Afrikalı öğrencilerimiz olmuştu. Buraya alıştılar. ‘Selamün Aleyküm’ diyorlar, ‘kolay gelsin’ diyorlar. Joel, son çocuğunun ismini Levent koydu. Bizden biri gibiler. Her geldiklerinde pasta börek bile getiriyorlar.” (İHA)