Muğla’nın Milas ilçesine bağlı Akbelen ormanlarını korumak için 5 yıldır direnen köylüler bu sabaha termik santral şirketinin zeytinlik arazileri dikenli tel ile çevirmeye başlaması ile uyandı.
Sözcü Gazetesi'nden Yaşar Anter'in haberine göre; İkizköy muhtarı Nejla Işık ve köy ihtiyar heyeti ile sabah köylülerle ayağa kalktı. Termik santral şirketinin köylülerden Haydar Demir’ ait zeytinlik tarlanın etrafını dikenli tel çevirerek tarlaya girişi kapatması gerginliğe neden oldu.
Nejla Işık “Haydar amcamızın zeytinliğine giden yolu dikenli tel ile çevirmişler, bu adam tarlasına nasıl gidecek zeytinini nasıl alacak, tarlasına uçak ile mi inecek. Bu kadar aymazlık bu kadar hukuk tanımazlık olmaz, bir köylünün zeytinliğini tarlasını tel ile çevirmek yolunu kapatmak ne demek. Buradayız nöbetteyiz gözümüz üzerinizde Akbelen ormanlarını katlettiniz, yılmayacağız bir karış zeytinliğimizi toprağımızı vermeyeceğiz” diye konuştu.
"ŞİRKET TARLAMDAN NE İSTİYOR?"
Tarlası dikenli tel ile çevrilen köylülerden Haydar Demir ise “Burası benim zeytinliğim tarlamın etrafını dikenli tel ile çevirmeye başlamışlar, ben traktör ile tarlaya geliyorum işlerimi yapıyor, madenci şirket tarlamdan ne istiyor, buna müsaade etmeyeceğiz” dedi.
"TARLALAR ŞİRKETİN TAPULU MALI DEĞİL"
İkizköy Çevre Komitesi sözcüsü Esra Işık yaptığı açıklamada "Yeniköy Kemerköy enerji şirketi köylülerimizin zeytinliklerine giden yolları dikenli tellerle çevirmeye başladı. Bu tarlalar şirketin tapulu malı değildir, gerekli tutanakları tutarak ilgili makamlara şikayetlerimizi yapacağız. Şirket ormanları katletti gözünü köylülerin arsalarına dikti. Biz Bu teli çektirmeyeceğiz YK enerji şirketine tarlalarımızın etrafını dikenli tel ile çevirmesine izin vermeyeceğiz Zeytinlerimize “Gökten zembille inerek” değil özgürce gideceğiz. Bu köy bizim şirketin değil" diye konuştu.
"PES EDECEĞİMİZ SANDILAR"
Işık açıklamasının devamında ise şöyle konuştu:
- Bu insanların tarlaların gidecek yolu kalmadı. Geçtiğimiz yıl bugünlerde, Akbelen Ormanı kesilmesin diye başladığımız nöbetin henüz ikinci yılını yeni bitirmişken, 24 Temmuz sabahına büyük bir güçle karşımıza dikilen kesim ekiplerinin, kolluğun, bilimum gücün baskı ve şiddetiyle uyandık. Dünyanın gözleri önünde, haksız ve hukuksuzca, hiç bir toplumsal meşruiyeti ve kamu yararı olmadığı halde; biz köylülerin ve aklı, bedeni, yüreği bizlerle olan milyonlarca insanın hayır demesine rağmen ormanımızı kestiler.
- Akbelen Ormanı’nı yok edince bizlerin pes edeceğini, direnmekten vazgeçeceğini, köyü terk edip gideceğimizi düşündüler. Vazgeçmedik! Köklerimize daha güçlü tutunduk. Toprağımıza daha sıkı sarıldık. Zeytinlerimize hala gözbebeğimiz gibi bakıyoruz. İkizköylüler olarak şirketin emlakçısına dönüşmüş muhtarı söküp attık, direnişimizin öncülerinden yeni muhtarımızla emin adımlarla ilerliyoruz.
- Hep yanımızda olan dostlarımızdan güç aldık, bizim gibi başı madenle, jeotermalle, patronla, holdinglerle dertte olan başkaca köylerle, köylülerle tanıştık. Bir araya geldik zaman zaman, birbirimizi güçlendirmenin yollarını aradık.
Köylülerle maden şirketinin yetkilileri arasında gergin anlar yaşandı. Bölgede gergin bekleyişin sürdüğü belirtildi.