Kahramanmaraş merkezli depremlerin büyük yıkıma neden olduğu illere ziyaretlerini sürdüren Meral Akşener, bugün Ankara Büyükşehir Belediyesi Kahramanmaraş Deprem Koordinasyon Merkezi’nde konuştu. Deprem sonrası yaşanan gelişmeleri değerlendiren Akşener, şunları söyledi:
“İKİNCİ TURDA ROZETİMLE GEZİYORUM. ÇÜNKÜ 14 MAYIS’TA BİR SEÇİM VAR”
“‘99 depremini ailesiyle birlikte yaşamış bir insanım. O depremde, 3 aylık iktidarın Bayındırlık Bakanı olan Koray Aydın da yanımızda. Depremzedeyim, o deprem felaketinde nasıl çalışıldığını, nasıl çalışılması gerektiğini ortaya koyan bakanımızla beraber biz, 72 saat sonra depremden zarar gören bütün il ve ilçeleri dolaştık. Deprem oldu, 37 milletvekilimizin tamamı, başkanlık divanının tamamı, herkes sahaya gitti ve oradan geri bildirimler başladı.
Orada çalışırken kesinlikle oculuk, buculuk yapmadan çalışıldı. Biz, devletin kurumlarının, yani iktidarın yapması gereken işleri de iktidara ilettik. AFAD’la ilgiliyse AFAD’a ilettik. İlgili bakanlık hangisiyse ona ilettik. Bizim hedefimiz, bir kişinin canının kurtarılması için ne gerekiyorsa yapmak üzerineydi ve ona devam ettik. Gezdiğimiz hiçbir yerde rozet takmadık. İkinci turda rozetimle geziyorum. Çünkü 14 Mayıs’ta bir seçim var. İster deprem bölgesi ister deprem bölgesi dışında kalan her bir alanda yaşayan yurttaşımız bir karar verecek.
“ASRIN AFETİ DİYEBİLİRİZ ADINA. AMA ASRIN FELAKETİNE, İNSAN ELİYLE, İKTİDAR ELİYLE DÖNÜŞTÜ”
İlk gördüğümüz manzara gerçekten büyük bir afetti. Ama beceriksizlikler yüzünden, hazırlık edilmemesi yüzünden, doğru düzgün koordinasyonun yapılamaması; bütün bunların neticesinde ciddiyetsizliğin, liyakatsizliğin somut bir hali olarak hızlı organize olamamanın getirdiği bir sonuç. Asrın afeti diyebiliriz adına. Ama asrın felaketine, insan eliyle, iktidar eliyle dönüştü. Mesela o sabah Sayın Erdoğan, en geç 8’de bütün partilerin genel başkanlarını toplasaydı, fikirlerini alsaydı; birleştiren, bir araya getiren, gücü birleştiren, imkanları birleştiren bir tutum alsaydı çok daha hızlı ayağa kalkardık.
Mesela bütün belediye başkanlarını, yani ‘Bu Millet İttifakı’nın, öbürü Cumhur İttifakı’nın’ demeden, ‘Şu siyasi partinin, bu öbür siyasi partinin’ demeden, devletin imkanlarıyla, devletin kurumlarının imkanlarını iktidar yönetir. Oradaki görev, böyle durumlarda ayrıştırmamak üzerinedir. Sayın Mansur Yavaş başta olmak üzere bütün büyükşehir belediye başkanlarını -ister Cumhur’un ister Millet İttifakı’nın olsun- bir araya toplar ve birbirinizle dayanışma içinde, merkezi bütçenin imkanlarıyla belediyenin imkanlarını yan yana getirebilseydi, yine çok hızlı bir toparlanma, organize olma hali olurdu. Yani afet, felakete dönüşmeyebilirdi.
“GÖLCÜK DEPREMİNDE 40 GÜN SONRA PREFABRİK EVLER YAPILDI”
İlk geldiğimde gördüklerimin üzerine bugün gördüklerim gerçekten göğsümü kabarttı. Kendimi çok iyi hissettirdi. Çünkü felaket yaşayanlar, buna maruz kalanlar o dönemi unuttuğunu zanneder ama ilk tetiklenmede ortaya çıkar. Bunu iktidarın yapması gerekiyordu. Belediyelerin yapması gereken iş başka ama el ele tutuşulduğu zaman bu imkanlar artarak gider.
Gölcük depreminde yola çıkıldı, 40 gün sonra prefabrik evler yapıldı. Aynı şekilde çadırkentte gördüğümüz gibi altyapısı yapıldı, gerekli her şeyi yapıldı. Kocaeli’nde 40 gün sonra, evi yıkılmış depremzedeler, o prefabrik evlere girdiler. Elektriği vardı, suyu vardı, mutfağı vardı; banyosu, tuvaleti vardı. Aynı zamanda o bulunan arsalar, yarına yönelik de konut yapılabilecek, altyapısı hazırlanmış yerler haline getirildi. Bir yıl ve bir buçuk, iki yıl arasında kalıcı konutlara girildi. Kocaeli’nde ben, Doğru Yol Partisi milletvekiliydim. Milliyetçi Hareket Partisi, Anavatan Partisi, Demokratik Sol Parti iktidarı vardı. Kocaeli’nden sorumlu Devlet Bakanı Hasan Gemici’ydi. Her sabah 9-9:30 arası bir toplantı yapar, bütün siyasi partilerin milletvekilleri oraya gelir ve herkes bir görev alır. Kadınlar benimle daha rahat konuştuğu için kadınların dertlerinin dinlenmesi gereken kadın ağırlıklı yerlere ben giderdim. Aldığım bilgileri ertesi sabaha getirirdim. O hükümetin ilgili bakanlıkları, eldeki imkanlarla yaparlardı. Birlikten kuvvet doğar.
“ŞİDDETLİ BİR DEPREMİ ŞİDDETLİ BİR FELAKETE DÖNÜŞTÜRDÜNÜZ. GELİN, BU SAATTEN SONRA BU AYRIŞMAYI ORTADAN KALDIRIN”
Gösterdiniz ki organizasyon nasıl olur, devlet ciddiyeti nasıl olur, liyakatle çalışmak nasıl olur. Bunu tek başınıza, kendi imkanlarınızla sürdüremezsiniz. Burada devletin kurumları devreye girmek zorundadır. Depremzedeleri ağırladığınız merkezi ziyaret ettim. Günde, belediye tarafından ortaya konan sadece suyun miktarına baktığımız zaman, belediye olarak tek başınıza bu kadar meseleyi bu imkanlarla sürdürmeniz mümkün değil. Buradan Sayın Erdoğan ve arkadaşlarına bir çağrıda bulunmak istiyorum. Şiddetli bir depremi şiddetli bir felakete dönüştürdünüz. Gelin, bu saatten sonra bu ayrışmayı ortadan kaldırın. Merkezi hükümetin bütçesiyle belediyenin imkanlarını yan yana getirerek vatandaşa hizmet edin.
Burak Akburak başkanlığında bir afet koordinasyon merkezi kurduk. O merkezde vatandaşlarımızın imkanıyla 656 TIR gönderdik. Biz, bir siyasi parti olmaktan çıktık, çok büyük bir STK haline döndük. Çünkü bir şeyde şüphe vardı; yolsuzluklar sebebiyle, yanlışlıklar sebebiyle, daha sonra ortaya çıkan Kızılay’ın çadır satması sebebiyle gibi konularla sıradan vatandaşların yardım etmek istediği, ama yer bulamadığı bir ortamda biz bir STK gibi çalıştık. 254 konteyner sağlamışız. Artık vatandaşlarımızın da nefesi kesiliyor. Güçler birleştirilmediği takdirde, ekonomiler birleştirilmediği takdirde bu işin altından kalkmak zorlaşır.
“BU KAFADA GİDİN ASKERE, TEZ ALIRSINIZ TEZKERE”
Sayın Erdoğan, bırakın artık şuculuk, buculuk işlerini. Seçime yönelik ayrıştırmadan zararlı çıkacaksınız. İki aylık bir süreç içerisinde bu vatandaş acı çekecek. Sadece belediyelerimizin neyi var neyi yokla bu işin yürütülmesi imkansız. Ekonominin bu kadar berbat olduğu bir süreçte o insanların da bu işi sürdürmesi çok zor. Şu iki ayda bu insanlara acı çektirmeyin. Seçim, bir rekabet ortamıdır. ‘Ben daha iyi hizmet edeceğim, sen daha iyi hizmet edeceksin’, ‘Benim projem budur, senin projen budur’ üzerinden yapılacak bir rekabettir. Seçmenin velinimet olduğu bir rekabettir. Seçmenin gönül rahatlığıyla ‘Sen biraz dinlen, şimdi sen biraz yola çık’ demesi gerektiği bir rekabet ortamıdır. Kimse kimsenin düşmanı değildir. Bu kafada gidecekseniz size söyleyeyim; bu kafada gidin askere, tez alırsınız tezkere.”
MANSUR YAVAŞ: “BİZ POLEMİKLERE GİRMİYORUZ, İŞİMİZİ YAPIYORUZ. KAHRAMANMARAŞ, HATAY HALKI İÇİN BURADAYIZ. İHTİYAÇLARI OLDUĞU MÜDDETÇE ÇALIŞACAĞIZ”
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, bugün Ankara Büyükşehir Belediyesi Kahramanmaraş Deprem Koordinasyon Merkezi’nde belediyenin, depremin olduğu 6 Şubat’tan itibaren bölgedeki faaliyetlerine ilişkin açıklama yaptı. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile birlikte açıklama yapan Yavaş, deprem bölgelerinde hayat normale dönene kadar Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin burada kalacağını belirtti. Mansur Yavaş şunları söyledi:
“DEPREMİN OLDUĞU GÜN İTİBARİYLE İTFAİYE EKİPLERİMİZ SAAT 5’TE HAZIRDI”
“Depremin olduğu gün itibariyle itfaiye ekiplerimiz saat 5’te hazırdı, 6 Şubat saat 11’de de Kahramanmaraş’taydık. Kahramanmaraş’ta 104 personel, 24 araçla 309 vatandaşımız canlı çıkartıldı. Hatay ilinde yine aynı gün 162 personel ve 24 personelle 122 vatandaşımız canlı olarak çıkarıldı. Toplamda 691 vatandaşımız canlı olarak kurtarılmıştır. Ayrıca Hatay, İskenderun’daki büyük yangına da itfaiye ekiplerimiz 17 personel 4 araçla büyük bir katkı vermiştir.
ASKİ ekiplerimiz de anında deprem bölgelerine intikal ettiler. 9 il ve 39 ilçede görev yaptılar. Ağırlıkla Hatay, Kahramanmaraş ve Adıyaman’da. Toplamda 1088 personelle ve 215 araçla ASKİ katıldı. 2 bin 509 noktada ASKİ faaliyet gösterdi. Birçok kanal ve su imalatı yapıldı. Çünkü bu illerimizin hemen hemen hepsinde su hatları kirlenmişti ve içilemiyordu.
“BUGÜNE KADAR BİN 998 ARAÇ, TIR, İŞ MAKİNALARI, KAMYON VE 5 BİN 503 PERSONELİMİZ DEPREM BÖLGESİNDE KESİNTİSİZ HİZMET VERDİLER”
Yine Malatya’da devlet hastanesi çalışamıyordu oraya da paket arıtma kurulması suretiyle Malatya Devlet Hastanesi’nin de ameliyat yapma imkanı sağlanmış oldu. Yine Adıyaman’da kurtarma ekibimiz vardı. Şu anda bütün Türkiye’den teknik ekipler çağrılarak tespitler yapılıyor, tespit çalışmalarımıza da devam ediyoruz. Fen İşleri tarafından enkaz kaldırma faaliyetlerine halen devam ediyoruz. Kahramanmaraş’ta iş makinalarımız var. Elbistan’da bir üssümüz var orada çalışmalar yapıyoruz.
Bugüne kadar bin 998 araç, TIR, iş makinaları, kamyon ve 5 bin 503 personelimiz deprem bölgesinde kesintisiz hizmet verdiler. Sağlık çalışmaları bir hekim, üç hemşire ve iki hasta nakil aracıyla 5 bin 220 vatandaşa burada sağlık hizmeti verildi. Burada belediyemizin 25 daire başkanlığının ekipleri kendi alanlarında çalışıyorlar. Kent estetiğinden 5 araç, 8 personel ile Maraş ilinde bin 165 lokasyonda, Hatay’da 490 lokasyonda, halen günlük 50 lokasyonda planlı şekilde ilaçlama faaliyetleri devam ediyor.
“ARTIK HAYATIN NORMALLEŞMESİ İÇİN ÇALIŞMALAR PEŞ PEŞE DEVAM EDİYOR”
Günlük ihtiyaçlara göre önce kurtarma çalışması, kurtarma çalışmaları geçtikten sonra artık hayatın normalleşmesi için çalışmalar peş peşe devam ediyor. Sosyal yardımlar da aynı şekilde devam ediyor. İlk günlerde çadır temin etmekte güçlük çektik. Bugüne kadar Kahramanmaraş için 6 bin 774 adet çadır, 10 bin 320 koli gıda, 8 bin 775 adet hijyen paketi ve 1 milyon litrenin üzerinde de içilebilir su temin ettik.
Deprem bölgelerinde Ankara Halk Ekmek olarak biri Hatay’da diğeri Kahramanmaraş’ta olmak üzere 2 mobil fırınımız hizmet veriyor. Kahramanmaraş’ta 3 bin, Hatay’da 3 bin 500 toplam günlük 6 bin 500 ekmek üretiliyor. Ayrıca glutensiz ekmek de gönderiyoruz. 5 bölgede mobil mutfağımız var. İlk geldiğimizden sonra gördük ki insanlar üzerlerinde kıyafet olmadan o soğuk günlerde evlerinden dışarı çıkmışlar. Sadece 10-15 gün aynı kıyafeti giymek durumunda kalmışlar. Hemen belediyedeki arkadaşlarımız elimizde bulunan; eski kullanılmayan belki hurda olarak satılacak otobüsleri anında mobil duş haline getirdiler. Şu anda 6 aracımız 24 kabinle 6 bin 800 vatandaşımıza hizmet verdi. Köy köy dolaşıyorlar. Aynı zamanda çadırkentlerin yanına gitmek suretiyle düzenli olarak hizmet veriyorlar.
“ANKARA İÇİN ÜRETTİĞİMİZ DOMATES FİDELERİNİ DE PEYDER PEYİ BURAYA GÖNDERECEĞİZ”
Buraya TIR dorsesinden günlük 500-1000 arası servis verebilecek şekilde sabit duş yaptık. Şu anda elimizde 2 tanesini Nurhak’a gönderdik, 2 tanesini de ihtiyaç olan yerlere göndereceğiz. Mobil araçlarımız berber hizmeti veriyor. Kurtarma hizmetleri bittikten sonra ziyaret ettiğimiz her yerde köylere ve kırsala gittiğimiz zaman ilk önce vatandaş hayvancılıkla uğraşanlar kendi evinin yanına çadır ve konteyner istiyor. Çünkü hayvanlarından ayrılmak istemiyor. Tabii onların da beslenmeye ihtiyacı var. Onlar için de bizim Kırsal Kalkınma Daire Başkanlığımız Ankara için ürettiği silajlardan bol miktarda buraya getirdi ve dağıtıldı.
Ankara için ürettiğimiz domates fidelerini de peyder peyi buraya göndereceğiz. İlk başta ‘domates fidesi göndermeyin uğraşamayız’ diyorlardı ama hayat yavaş yavaş normale döndükçe bundan sonra geçimiyle de ilgili çalışmalara başladılar. Afşin, Göksun, Elbistan, Ekinözü, Nurhak buraların tamamına dağıtıldı. Ayrıca Adıyaman Gölbaşı’na dağıtıldı. Defin çalışmalarına Hatay’da ve Kahramanmaraş’ta yoğun bir şekilde katıldık. Şu anda halen beş yüzün üzerinde personel burada, bir o kadar da Hatay’da ASKİ ve Fen İşleri çalışıyor.
“UZUN SÜRE EKİPLERİMİZ BURADA KALACAK. NORMALE DÖNDÜKTEN SONRA BİZDE ANKARA’YA DÖNECEĞİZ”
Hatay’da AFAD’ın yönlendirdiği belli bir bölgede İSU ve İSKİ’yle birlikte çalışıyoruz. Burada da özellikle kırsal ve merkezde su ihtiyacı olursa ASKİ çalışmaya diğer birimlerle beraber devam edecek. Çadırkentlerin yanına çeşmeler kuruyoruz. Oralardaki en büyük ihtiyaç o. Temizlik ihtiyacı içinde servislerle buraya taşıyıp onların da buradan kendi hijyenleriyle ilgili ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyoruz. 5 binin üzerinde personelimiz bu işe katıldı. Bazı arkadaşlarımız 6 Şubat’tan beri burada. Çünkü buraya gelen arkadaşlarımızın birçoğu gönüllü olarak geldi. Çalışmalarımız devam edecek. Çünkü belli ki bu felaketin yaralarını sarmak kolay olmayacak. Uzun süre ekiplerimiz burada kalacak. Normale döndükten sonra bizde Ankara’ya döneceğiz.
“SEÇİMDE OLSA DEPREM BÖLGESİNDEKİ GÜNDEMİ UNUTTURMADAN ÇALIŞMALARIMIZA DEVAM EDECEĞİZ”
Biz polemiklere girmiyoruz, işimizi yapıyoruz. Kahramanmaraş halkı için buradayız, Hatay halkı için buradayız. İhtiyaçları olduğu müddetçe çalışacağız. İlk günden beri şunu gördük; bütün illerimiz ayaklandı, sivil toplum kuruluşları, istisnasız tüm belediyeler gücü yettiğince bir şeyler yapmaya çalışıyor. Milletimizin büyüklüğü buradan anlaşılır. Gerçekten hep beraber, topyekûn bu felaketin altından kalkmak için çalıştılar. Burada artık siyasi tartışmalara aldırmıyoruz. Çünkü biz insani vazifemizi, kamu vazifemizi yapmak için buradayız. 23 belediyeyle birlikte Kahramanmaraş’a hizmet veriyoruz. Önümüzde seçimde olsa deprem bölgesindeki gündemi unutturmadan çalışmalarımıza devam edeceğiz.” (ANKA)