Arınç: Gösteriler ekonomimize ve uluslararası itibarımıza zarar verir hale geldi
Başbakan Vekili Bülent Arınç, Gezi Parkı'nda şehri sahiplenmeyle ve çevre duyarlılığı ile başlayan gösterilerin marjinal, illegal bazı gruplar tarafından kullanıldığını, insanımıza ve şehirlerimize özellikle de Türkiye ekonomisine...
Başbakan Vekili Bülent Arınç, Gezi Parkı'nda şehri sahiplenmeyle ve çevre duyarlılığı ile başlayan gösterilerin marjinal, illegal bazı gruplar tarafından kullanıldığını, insanımıza ve şehirlerimize özellikle de Türkiye ekonomisine Türkiye’nin uluslararası itibarına zarar verir hale geldiğine dikkati çekerek, "Zarar gören varlıklar AK Parti’nin değil, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının varlıklarıdır. Çözüm sürecinde silahlar susmuşken, şiddet ortadan kalkmışken ekonominin önünde sınırsız bir ufuk açılmışken, kazanımlarımızın hedef alınması düşündürücüdür. " dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüşen Başbakan Vekili ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, görüşmenin ardından Taksim Gezi Parkı olaylarına ilişkin Yeni Başbakanlık Binası'nda basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e son gelişmeleri aktardığını, kendisinin görüş ve önerilerini aldığını belirten Arınç, “Karşılıklı fikir teatisinde bulunduk. Bu görüşmeye olağanüstülük yüklememek gerekir. Çünkü ben Başbakan Vekiliyim, bütün yetki ve sorumluluklarımı biliyorum. Sayın Başbakanımızla da yurt dışında olmasına rağmen görüşmelerimizi yaparak, belli konulardaki hükümetimizin tavrını netleştiriyorum." dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın haftalık olağan görüşmelerini yaptıklarını hatırlatan Arınç, "Bu görüşmeyi bunlardan birisi de sayabilirsiniz ancak bugün olmasının temel bazı sebepleri var. Görevim Başbakan Vekilliğidir, yetkilerimi, görevlerimi ve sorumluluklarımı biliyorum ve konuşmalarımızda hükümetimizin düşünceleri olarak sizlere aktarmak istiyorum. Şüphesiz Sayın Cumhurbaşkanımızla devam eden ve malesef çok farklı bir boyut kazanan gösteriler konusunda kendilerinin düşüncelerini almak istedim. Neler yapılabileceğini ve toplumu nasıl yatıştırabileceğimizi kendisiyle istişare etmek istedim." şeklinde konuştu.
SON 5 GÜNDÜR POLİS BÜYÜK BİR FEDAKARLIK VE SAĞDUYU İÇİNDEDİR
Şiddet içermeyen, demokratik bir tepki olarak ortaya konan gösterileri saygı ve sağduyu içerisinde takip ettiklerini belirten Arınç şöyle konuştu: “Devletimiz hükümetimiz ilgili tüm birimlerimiz gelişmelere bütünüyle hakimdir. Güvenlik ve istihbarat birimlerimiz bir yandan mevcut gösterilerin şiddet boyutunu engellemek için özveri ile çalışırken, bir yandan da provokasyonları önlemek için hassasiyetle mücadele etmektedir. Polisimiz tarafından gösterilerin ilk zamanında ortaya konan aşırı tedbir haklı olarak tepki toplamıştır. Bununla ilgili incelemelerde idari yoldan başlamıştır. Ancak son 5 gündür polisin büyük bir fedakarlık içinde vakar ve sağduyu içinde bu milletin bir evladı milletin kendi evlatlarına karşı olarak son derece hassas bir konumdadır. Göstericiler arasındaki illegal örgütlerin kışkırtma ve şiddet eylemlerine karşı polisimiz yasalar çerçevesinde üzerine düşeni , görevini bilhakkın yerine getirmiş ve bundan sonrada yerine getirmeye devam edecektir.”
ÜLKEMİZİN EN BÜYÜK ZENGİNLİĞİ FARKLILIKLARI BİRARADA TUTUYOR OLMASI
Türkiye’nin en büyük zenginliğinin farklılıkları hoşgörü içerisinde bir arada tutuyor olması olduğunu kaydeden Arınç konuşmasını şöyle sürdürdü: “Türkiye’yi 90 yıl içerisinde bu seviyeye ulaştıran da bu hoşgörüdür ve birlikte yaşama kültürüdür. Gerek partimiz olarak gerekse hükümetimiz olarak kurulduğumuz andan itibaren farklılıkların hepsine saygı duyduk toplumun bütün kesimlerine eşit mesafede durduk. Her seçim sonrasında sayın başbakanımız kitlelerin karşısına çıkmış, kendisine oy verenlerin değil Türkiye’nin başbakanı olacağının altını çizerek ifade etmiştir. Hükümetimiz tüm icraatlarında tüm kararlarında ve adımlarında müştereklerde buluşmayı ve ayrımcılıkları kaldırmayı dikkatle gözetmiştir. Yaşam tarzları bizim için son derece değerlidir önemlidir ve hassastır. Yaşam tarzı nedeniyle ağır baskı yaşamış bir kadro olarak kendi yaşadıklarımızı başkalarına yaşatmamak için büyük bir duyarlılık içinde olduk. Biz empati kurarak bize oy vermeyen vatandaşlarımızı her zaman anlamaya çalıştık. Kendi yaşam tarzlarımızı ve hassasiyetlerimizi öne çıkarmak yerine ortak noktalarda buluşmayı her zaman öncelikli vazifemiz olarak gördük. Toplumla inatlaşacak bir anlayışın içinde olmadık, olamayız.”
244’Ü POLİS 64’Ü GÖSTERİCİ 300’ÜN ÜZERİNDE VATAN EVLADI YARALANDI
İstanbul Taksim Gezi Parkı'nda bir yanlış bilgilendirme olsa da vatandaşların meşru haklı ve makul tepkilerini ortaya koyduğunu kaydeden Arınç şunları söyledi; “Bu tepkileri saygıyla karşılıyoruz. Ancak Gezi Parkı'nda şehri sahiplenmeyle ve çevre duyarlılığı ile başlayan gösteriler bugün çok farklı boyutlara ulaşmış durumdadır. Burada meşru tepkilerini ortaya koyan vatandaşlarımıza seslenmek istiyorum. Vatandaşlarımızın masum demokratik tepkileri marjinal illegal bazı gruplar tarafından kullanılmakta ve insanımıza şehirlerimize özellikle de Türkiye ekonomisine Türkiye’nin uluslararası itibarına zarar verir hale gelmektedir. Şu ana kadar 244’ü polis ve 64’ü gösterici olmak üzere 300’ün üzerinde vatan evladı yaralanmıştır. Hatay’daki gösteriler sırasında Abdullah Cömert isimli vatandaşımız hayatını kaybetti. Fevkalade üzgünüz. Abdullah Cömert’in ailesine başsağlığı diliyorum. Bu arzu etmediğimiz bir olaydı. Bu gösterileri bu noktaya getirenlerin sonunda bu işi bir ölümle sonuçlandırmak istediğini biliyorduk. Ölüm olmaması için bütün dikkatimizi topluyoruz. Ama maalesef istenmeyen bir olay oldu.”
Olayla ilgili kendilerine Hatay Valiliği ve Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın gönderdiği bilgiler olduğunu belirten Arınç, “Hayatının kaybeden Abdullah Cömert’in ilk yapılan otopsisinde ateşli silaha ilişkin giriş çıkış deliği ve beyin dokusunda traje oluşturmuş herhangi bir lezyon bulunmadığı tespit edilmemiştir. Ateşli silahla ölüm olmadığı anlaşılmaktadır. Belki bir sert cisimle başı zedelenmiş ve ölüme sebebiyet vermiş olabilir. Ancak Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı kesin ölüm sebebini yapılacak araştırma ve inceleme sonucu Adli Tıp Kurumu raporu sonucunda anlaşılabileceğini bildirmiştir. Olayla ilgili soruşturma devam etmektedir.” diye konuştu.
Olaylarda 110 polis aracının tahrip edildiğini ve 207 sivil aracın yakıldığını belirten Arınç, “Ambulanslar taşlanmaktadır. Sivil vatandaşlara karşı aşırı tepkiler gösterilmektedir. Bir takım kamu binalarına karşı veya bir takım insanların kendi özel evlerine karşı aşırı tepkiler haksız gayri meşru gayrı kanuni bir takım olaylar meydana getirilmeye çalışılmaktadır. Çevreci duyarlılığını istismar eden bazı gruplar özellikle Ankara’da kaldırım taşlarını sökmek, belediye otobüslerini kullanılmaz hale getirmek ve kamu binalarına zarar vermek suretiyle ağır hasar meydana getirmektedir. Bu olaylardan Türkiye ekonomisinin, özellikle altın yıl yaşama iddiasında bulunan turizmin de yara aldığını da altını çizerek ifade etmek istiyorum. Zarar gören varlıklar AK Parti’nin değil, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının varlıklarıdır. Çözüm sürecinde silahlar susmuşken, şiddet ortadan kalkmışken ekonominin önünde sınırsız bir ufuk açılmışken, kazanımlarımızın hedef alınması düşündürücüdür. Biz herkesin hükümetiyiz. Bugüne kadar sandıktan çıkan sonuçları doğru okumak için ne kadar büyük bir hassasiyet içinde olduysak bu gösterileri de doğru okumak için o kadar büyük bir hassasiyet içindeyiz. Biz kendimizi hesaba çekeriz ve çekiyoruz. Özeleştirimizi yaparız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Muhalefet partilerimizin aklı selimi öne çıkararak yatıştırıcı tavır sergilemesini arzu ediyoruz. MHP’nin olayın başından beri tutumunu takdir ediyor ve teşekkür ediyoruz. BDP’nin takındığı tavıra teşekkür ediyoruz. CHP Genel Başkanı’nın parti olarak değil bireysel olarak bulunduğu cümlelerine teşekkür ederiz.” açıklamasında bulundu.