POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM

Atatürk'ün, 9 Ekim 1937 tarihinde Aydın'ın Nazilli İlçesi'nde ilk basma fabrikasını altın anahtarla açtığı gün, onu Aydın Tren Garı'nda karşılayan çocuklar arasında bulunan 89 yaşındaki Turgut Madran, o günü anlattı.

Elif DEMİRCİ/İZMİR - İlerlemiş yaşına rağmen İzmir'de oğluyla kişiye özel gömlek imalatı yapan Turgut Madran annesinden, İzmir'in kurtuluşunun ilk törenlerinde sabahlara kadar nasıl bayrak diktiğini, Atatürk'ün gömleklerine nasıl ilik açtığını dinleyerek büyüdüğünü söyledi. Anne Pakize Madran, 1923 yılında İzmir Namazgah'ta gömlek dikmeye başladı. Oğlu Turgut Madran, annesinden devraldığı meslekte, çalıştırdığı işletmede şimdi üçüncü kuşakla çalışıyor.


Annesinin gömlek diktiği Atatürk'ü, ilk ve son kez 9 Ekim 1937 yılında Aydın Tren İstasyonu'nda gördü. Nazilli'ye ilk basma fabrikasını açmaya giden Atatürk, istasyonda durdu ve kendini bekleyen ilkokul çocuklarını selamladı. O çocuklar içinde, bugün 89 yaşında olan Turgut Madran da vardı. Heyecandan hareket bile edemedi, onu sadece gözleriyle izledi. Atatürk'ün yanına giderek sallanan eline dokunan arkadaşı Ertuğrul Ayayadın'ı hep kıskandı. Madran ilerleyen yaşına rağmen berrak  hafızasıyla o günü şöyle anlattı:  "Fatma Gürel adında öğretmenimiz vardı, Atatürkçüydü. Derste bize hep onu anlatırdı. Atatürk'ün Nazilli'ye gideceği gün de sınıfı topladı, Aydın'a götürdü. Hepimiz istasyonda beklemeye başladık. Tren geldi, durdu ve Atatürk vagonundaki pencereyi açarak, bir kolunu pencereye dayadı diğeriyle bize el salladı. Ben heyecandan hareket edemedim. Annemden ve öğretmenimden dinlediğim kahraman gözümün önündeydi. Ben ona hayranlıkla bakarken Ertuğrul gitti eline dokundu. Onu hep kıskandım. Bir yıl sonra ölüm haberini aldık, 5. sınıftaydım, herkes ağladı."



"TEKNOLOJİYİ KULLANALIM AMA ESİRİ OLMADAN"
Turgut Madran 89 yaşında olmasına rağmen sağlıklı olduğunu belirterek, Atatürk'ün 'Türk öğün çalış güven' sözünü kendisine düstur edindiğini söyledi. Hala her gün işyerine gien, bilgisayardaki programla şirketin hesaplarını tutan Madran, anne ve babalara da çocuklarını apartman dairelerinde değil sokakta büyütmelerini önerdi. Turgut Madran, "Bizim zamanımızda hayat doğaldı. Çocuktuk ve yalın ayak gezerdik. Bugün yapay bir hayat var. Çocuklar toprağa değemiyor. Başlarını tabletlerden, telefonlardan kaldıramıyor. Tekonolojiden kullanacağız ama esiri olmadan" dedi.(dha)