Diyarbakır’da 27-28 Haziran'da siyasal durum ve planlama gündemleriyle toplanan BDP Parti Meclisi ve Merkez Yürütme Kurulu toplantılarında demokratik çözüm sürecinin 2. aşamasına geçildiği tespiti yapılarak, önümüzdeki süreçte yapılması gerekenler ele alındı. Toplantıda, 2. aşamayı ilerletmenin en acil görev olduğu vurgusu yapıldı.
BDP Genel Merkezi, toplantı sonucunu değerlendiren yazılı bir açıklama yaptı. Demokratik çözüm sürecinin 1. aşaması başarıyla sürmekte olduğuna işaret edilen açıklamada, “Altı aydır sürmekte olan çatışmasızlık hali, 8 Mayıs’tan itibaren PKK’nin silahlı güçlerinin Türkiye sınırlarının dışına çekilmeye başlaması ve bugüne kadar çatışmasızlık halini ihlal eden tek bir olayın yaşanmaması, sonuçları itibarıyla 1. aşamanın başarısının kanıtıdır. 1. aşamada adım atan PKK’nin silahlı güçleri Öcalan’ın çağrısıyla ön koşulsuz olarak geri çekilme kararı almış ve uygulamıştır. Diğer bütün ateşkes ya da çatışmasızlık durumlarında yaşanan kontrol dışı çatışma ya da provokasyonlar bu defa zemin bulamamış, süreç bugüne kadar başarıyla sürdürülmüştür. Demokratik siyaset alanında da, halkın sürece desteğini sağlamak için bölge gezileri ve halk toplantıları başarıyla tamamlanmıştır.” denildi.
BDP’NİN İMRALI TOPLANTILARI
Parti heyetinin bugüne kadar İmralı ve Kandil’de sürdürdüğü toplantıların esas olarak 1. aşamanın sorunlarını gidermeye ve başarıyla sürdürülmesine dair olduğu, ancak heyetin İmralı’da yaptığı son toplantıda Öcalan’ın da belirttiği gibi artık 2. aşamaya geçildiği belirtilerek, “Artık 2. aşamada adım atma sırası hükümettedir. Partimiz hükümete 'yol temizliği' olarak nitelendirdiğimiz acil adım atılması gereken konularda 25 maddelik bir öneri paketi sunmuştur. TMK’nın kaldırılması, TCK’da ilgili maddelerin değiştirilmesi, toplantı ve gösteri hakkının genişletilmesi, cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmesi, uluslar arası sözleşmelerdeki çekincelerin kaldırılması, Siyasi Partiler Yasası'nda gerekli değişikliklerin yapılması, hasta tutukluların serbest bırakılması gibi, hükümetin hemen yapması gereken ve yapabileceği değişiklikler iletilmiştir. Öte yandan Öcalan da 2. aşamanın nasıl sürdürüleceğine dair önerilerini hükümete sunmuştur.” görüşü aktarıldı.
GEZİ PARKI'NIN ANLATTIKLARI
Hükümetin acil olarak 2. aşamanın adımlarını atmasını isteyen BDP yönetimi, şöyle devam etti: "Hükümetin atması gereken adımlar, sadece Kürt halkının değil, bütün kesimlerin ortak talebidir. Gezi direnişi olarak tanımlanan günlerce süren hareketlilik esas olarak daha çok demokrasi, daha çok özgürlük talebiyle başlamıştır. Gezi direnişini başlatanlar kendileriyle ilgili kararları kendileri vermek istemiş, kendi yaşamlarına karışılmasına itiraz etmiştir. 4 kişinin ölümüne, yüzlerce kişinin ağır yaralanmasına neden olan ağır polis şiddeti, halkın eylemlere katılımını artırmıştır. Hükümet Gezi Parkı vesilesiyle ortaya çıkan taleplere kulak vermek yerine, mitingler düzenleyerek kendi tabanıyla halkın diğer kalan kesimini karşı karşıya getirmek istemiştir. Gezi direnişinin ortaya koyduğu en önemli gerçeklik hak ve özgürlük talebiyle, sadece 4 yılda bir sandıktan çıkan sonucun demokrasi olmadığıdır. Halk kendisiyle ve kendi yaşam alanlarıyla ilgili kararları kendisi vermek istemektedir. Nitekim 3. köprüye halka sormadan isim verilmesi ve bu ismin çağrıştırdıkları sadece Alevilerin değil, toplumun çok geniş kesimlerinin tepkisine neden olmuştur.”
ÖCALAN’IN HÜKÜMETE VERDİĞİ PLAN
Öcalan’ın hükümete verdiği plan için 'halkın yüzde 90’ının taleplerini kapsıyor' dediğine işaret edilerek, “Bugün AKP tabanın önemli bir kesimi de AKP’ye askeri vesayete karşı olduğu için oy vermiştir. Bazı demokrat çevreler ve liberal çevreler bu nedenle AKP’yi desteklemiştir. Demokrasi bütün toplum kesimlerinin talebidir. İstanbul’da Taksim Meydanı’nda da Diyarbakır’da Newroz Meydanı’ndan da benzer talepler yükselmektedir. Buna karşılık hükümet, şiddetin en beterini uygulayan polise teşekkür ederek, karakol ve baraj inşaatlarına devam ederek, tecavüzcü askerleri serbest bırakarak, hasta tutukluları cezaevlerinde ölüme mahkum ederek, siyasetçileri, avukatları, gazetecileri rehin olarak tutmaya devam ederek, seçim barajını kaldırmayacağını ilan ederek demokrasi taleplerini duymazdan gelip bildiğini okumaya devam etmektedir. Hükümet, halkın taleplerine kulak vermeli, 2. aşamanın gereklerini yerine getirmeli, gerekli demokratik adımları acilen atmalıdır.” açıklaması yapıldı.
'HÜKÜMET ADIM AT' YÜRÜYÜŞLERİ
Çözüm süreci için meydanlara çıkılacağını bildiren BDP’nin açıklaması şöyle devam etti: “Öte yandan halklar ve toplumsal kesimler açısından, demokrasi ve özgürlük, AKP Hükümetinin inisiyatifine ve siyasi aklına bırakılmayacak kadar önemlidir. Demokrasiyi tesisi etmek ve adım adım özgürlüğe yürümek bizim esas görevimizdir. Bugünün acil görevi ise demokratik çözüm sürecinin 2. adımını ilerletmek, demokrasi talebi olan tüm toplumsal kesimlerle ortaklaşmaktır. Demokratik çözüm süreci Sayın Öcalan’ın başlattığı bir süreçtir. Bizim sürecimizdir. Sürece sahip çıkmak ve ilerletmek bizim sorumluluğumuzdadır. Bu nedenle ‘Hükümet adım at’ demek için, çalışmalarımızı demokrasi ve kalıcı bir barış isteyen tüm güçlerle birlikte şehir şehir, sokak sokak, meydan meydan, park park yürüteceğiz.”
30 Haziran Pazar günü Amed, Mersin ve Adana'da 'Hükümet Adım At' yürüyüşleriyle başlatacakları kampanyayı yaz boyunca, barajları, karakol inşaatlarını durdurmak için, hasta tutsakları ve siyasi tutsakları özgürleştirmek için, ana dilde eğitim için, seçim barajını düşürmek için, Roboski’de adalet için, koruculuğu kaldırmak için, Öcalan’a özgürlük için, daha çok demokrasi ve daha çok özgürlük için sürdüreceklerini işaret eden BDP yönetimi, Bingöl’deki tecavüzcülerden hesap sormak için başta partinin kadın meclisi olmak üzere alanlarda olacaklarını, gençliğin başlattığı fuhuş ve uyuşturucuyla mücadele için hem toplumsal duyarlılık oluşturup, hem sosyal politikalar geliştireceklerini bildirdi.
Açıklamanın sonunda, “Demokrasi, özgürlük, barış ve onurlu yaşam arayışı olan her kesim ve toplumsal dinamiği, her kişi ve kurumu 2. aşamayı ilerletecek eylemler ve etkinlikler düzenlemeye, tüm demokrasi, özgürlük ve barış güçlerini demokratik çözüm hamlesine omuz vermeye çağırıyoruz.” denildi.