Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Sırbistan Başbakan Birinci Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Ivica Dacic ile bugün Ankara’da bir araya geldi. İki bakan, görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Çavuşoğlu’nun açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
“İSRAİL HÜKÜMETİNDEN BU TÜR SALDIRI VE PROVOKASYONLARDAN VAZGEÇMESİNİ İSTİYORUZ”
“Batı Şeria’nın Cenin kentinde İsrail ordusu tarafından bir saldırı düzenlendi. İsrail tarafı bunun bir terörle mücadele operasyonu olduğunu söylüyor ama burada öldürülen kişiler arasında yaşlı kadınlar da var. Dolayısıyla yeni hükümet, göreve geldikten bu yana çeşitli provokasyonları devam ettiriyor ve İsrail hükümetinden bu tür saldırı ve provokasyonlardan vazgeçmesini istiyoruz. Burada özellikle ölen kardeşlerimiz için de başsağlığı dileklerimi iletmek istiyorum.
İlişkilerimizde en iyi dönemi yaşıyoruz. Cumhurbaşkanı Vucic ile biraz önce telefonda da sohbet etme imkanımız oldu. Vucic’in söylediği gibi, ilişkilerimizde altın çağı yaşıyoruz. Farklı alanlarda ilişkilerimizi geliştirmek için birlikte çalışmaya devam etmemiz lazım.”
DACIC: AB BİZDEN, TÜRK VATANDAŞLARI İÇİN TEKRAR VİZE UYGULAMAMIZI İSTİYOR
Başbakan Birinci Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Dacic ise özetle şöyle konuştu:
“Vize muafiyeti sözleşmesine ilaveten, iki ülke arasında kimlik kartı ile seyahat konusunu bir an önce uygulamaya geçirmemiz gerekiyor. Türkiye ve Sırbistan’daki kimlik kartları çok modernize oldu, çok güzel standartlarda üretilmekte. Bu sayede kimlik kartları, iki ülke arasında, kötüye kullanım olmaksızın seyahat sağlayacaktır. Bu konu şu anda Meclis’te görüşülmekte ve onay beklemektedir. Sözleşme imzalanmış bulunuyor. Ben, bunun çok hızlı gerçekleşeceğini bekliyorum. Bu turizm sezonuna yetişeceğini umut etmek istiyorum.
Türkiye’den bize gelen turist sayısından da çok memnun olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Bu konuda Avrupa Birliği (AB) bize baskı yapmakta ve vize serbestisi konusunda bunu kaldırmamızı istiyorlar. AB, bu konuda çok baskı yapıyor. Bizden, Türk vatandaşları için tekrar vize uygulamamızı istiyorlar. Biz, bu baskıyı reddettik. Çünkü bunun bize bir yarar sağlayacağını düşünmüyoruz. Tüm bölge için vize muafiyetinin ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Hepimiz bu konuda katkı sağlamak için birlikte çalışmak zorundayız. Özellikle vize muafiyetinin kötüye kullanılmasını engellemeye çalışmamız gerekiyor. Bu çalışmaların, iki ülke arasında vatandaşların sınırsız şekilde seyahatleri konusunda bir engel teşkil etmeyeceğini düşünüyoruz. Şu anda vize muafiyeti sözleşmesinin yanı sıra kimlikle seyahat de çok büyük bir kolaylık olacak. Geriye adım atmak değil, ileriye adım atmamız gerekiyor. Kimlikle seyahati bir an önce uygulamamız gerekiyor.
Biz, barış ve istikrarın sağlanması için uğraşıyoruz. Bu konuda hiçbir zaman geri adım atmayacağız. Savaştan yana hiçbir zaman olmayacağız.
“RUSYA KONUSUNDA YAPTIRIMLAR UYGULAMAMIZ İÇİN BASKI YAPIYORLAR. BUNU YAPMAK İSTEMİYORUZ”
Bize Rusya konusunda da yaptırımlar uygulamamız için baskılar yapıyorlar. Bu yaptırımları da yapmak istemiyoruz. Ekonomik olarak iş birliğimizin çok daha önemli olduğunu düşünüyoruz. Bizim bölgede bazı sorunlar devam etmektedir, Kosova sorunu gibi. Rusya, bazı konularda Sırbistan’a destek veriyor. Fakat bu desteği göz önüne alarak, yaptırım uygulamamızın bize zararı olur.
Türkiye’den, özellikle Priştine konusunda da etkisini kullanmasını ve olumsuz ilişkilerin geliştirilmesinde katkıda bulunmasını rica ediyoruz. Özellikle Brüksel Sözleşmesi’nin uygulanması konusunda ve bu iknaların sonuç vermesi konusunda bize yardımcı olmasını istiyoruz. Çünkü bu sorunu çözersek daimi çözüm teşkil edecek, diğer sorunları da çözebilme imkanını yakalayacağız.”
ÇAVUŞOĞLU: BİZ ANTİSEMİTİZMİN DE HRİSTİYAN DÜŞMANLIĞININ DA İSLAM DÜŞMANLIĞININ DA İNSANLIK SUÇU OLDUĞUNA İNANIYORUZ
İki bakan, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Çavuşoğlu, İsveç’in başkenti Stockholm’de Kur’an-ı Kerim yakılması ve bu gelişmenin İsveç’in NATO üyeliğine etkisine ilişkin soruyu şöyle yanıtladı:
“İsveç'teki bu alçak eylem, aslında bir nefret suçudur, ırkçı bir eylemdir. Kimse bunu ‘fikir özgürlüğü’ diye bize anlatmaya çalışmasın. Hiç alakası yok. Şimdi farklı inançlara yönelik aynı eylem yapılabilir mi? Yapılamaz. Oysa biz, antisemitizmin de insanlık suçu olduğuna inanıyoruz, Hristiyan düşmanlığının da İslam düşmanlığının da. Ama Batı'ya geldiğiniz zaman, sadece İslam düşmanlığı fikir özgürlüğü oluyor. Eğer İsveç diyorsa ki ‘Ben artık radikal ırkçı bir ülke oldum, dolayısıyla ben de İslam düşmanı bir ülke oldum, İslam düşmanlığı ve ırkçılık serbesttir’ diyorsa o kendi bileceği iş. Ama bu, Avrupa Konseyi sözleşmelerine de aykırı. Her zaman bize ders vermeye çalışıyorlar. Sırbistan'a da çok ders vermeye çalışıyorlar. AB normlarına da aykırıdır.
Terörle mücadele kanunlarında da doğru dürüst terörle mücadele edecek bir unsur yoktu. Şimdi değiştirmek zorunda kaldılar anayasayı ve terörle mücadele kanununu. Yani İsveç yönetimi, bu alçak eyleme izin vererek buna ortak olmuştur. Bu kadar basit. Kimse bize başka bir şey anlatmaya çalışmasın. Tüm dünya böyle görüyor.
“İSVEÇ’İN BİR KARAR VERMESİ LAZIM”
İsveç’in şuna karar vermesi lazım; gerçekten NATO'ya üye olmak istiyor musun, istemiyor musun? Bu eylemlerin bir amacı da aslında İsveç'in NATO üyeliğini engellemek. PKK/YPG ve onları destekleyen o ülkedeki aşırı sol partilerin amacı da zaten İsveç’in NATO üyeliğini engellemek. Onların içinde hem Finlandiya’da hem İsveç’te benim Avrupa Konseyi’nden tanıdığım aşırı sol ideolojiye inanan siyasetçiler var. Onlar da beni arıyorlar, ‘Engelleyin bizim ülkelerimizin NATO üyeliğini’ diyorlar. Aynı şey. PKK ile iş birliği yapıyorlar. Sonuçta bir karar vermesi lazım İsveç’in. Daha önce de söyledim; bu üyelik sürecine mayınlar döşüyorlar bunlar. Bu mayınları temizleyerek yolunda ilerlemek de o mayınların üzerine basarak kendisini patlatmak da İsveç'in elinde.
Bu ortamda üçlü toplantının bir anlamı olmaz. Bu üçlü toplantının, mekanizmanın amacı ne? Önümüze ahitnameyi koyuyoruz. Madde madde, bunların hangisinde İsveç ve Finlandiya ne yaptı, ne yapmadı, bunu görüyoruz. Ama şu andaki ortam bunu gölgeleyeceği için, sağlıklı olmayacağı için ertelendi.
“İSVEÇ VE FİNLANDİYA’NIN NATO ÜYELİK SÜREÇLERİNİN AYRILMASI YÖNÜNDE RESMİ TEKLİF GELMEDİ”
İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyelik süreçlerinin ayrılması yönünde bize resmi bir teklif gelmedi. Biz, her zaman şunu da söylüyoruz; iki ülkenin üyelik sürecinde atması gereken adımlar var. Ama göreceli olarak, Finlandiya ile karşı karşıya kaldığımız sorunlar, İsveç’e göre daha az. Ama hem NATO hem diğer ülkeler, bu üyelik sürecinin birlikte götürülmesinden yana. Dolayısıyla bize böyle bir başvuru olmadığı için, ‘Ayrıca değerlendiririz, değerlendirmeyiz’ gibi bir yorumda bulunmak çok doğru olmaz.” (ANKA)