İZMİR -İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Belediye İş Sendikası arasındaki 4439 işçiyi ilgilendiren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin uzlaşma ile sonuçlanmasının ardından imzalar törenle atıldı. Büyükşehir Belediyesi önünde düzenlenen imza törenine Başkan Aziz Kocaoğlu, Belediye İş Sendikası Genel Başkanı Nihat Yurdakul, Türk-İş Ege Bölge Temsilcisi Hasan Hüseyin Karakoç, Genel Örgütlenme Sekreteri Ali Çelenk, Toplu İş Sözleşmesi Genel Sekreteri Erdoğan Kefeli, 1 No’lu Şube Başkanı Zeynel Ersoy, 4 No’lu Şube Başkanı Cemal Küpeli, 2 No’lu Şube Başkanı Ahmet Mutoğlu, Çevre Şubeler Başkanı Salih Er ve çalışanlar katıldı.
Törende konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, en yüce değer olarak nitelendirdiği emeğin karşılığını bulabilmesi için işçi sınıfının bilinçlenmesi gerektiğini söyledi. Sınıf bilincinin kasıtlı olarak yok edilmeye çalışıldığını vurgulayan Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu, “İşçi sınıfı, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiç olmadığı kadar az bilinçli. 75 milyonluk ülkede 600 bin sendikalı işçi varsa ve bunların yüzde 80’i devlet kurumlarında örgütlüyse, başta sendikalar olmak üzere herkes şapkasını önüne koyacak” diye konuştu.
“Ben bir kıvılcım yaktım”
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak sınıf bilincinin oluşması adına iki önemli adım attığını ifade eden Başkan Kocaoğlu, şunları kaydetti:
“Ben bir kıvılcım yaktım. Önce tarım sektöründe proje geliştirdim. Bir kıvılcım da taşeronu kaldırarak yaktım. Emeğin sömürüsüne karşı çıktım. Söylemlerle bir yere varılmaz. Ben ‘taşeronu kaldıracağım’ dedim ve kaldırdım. Taşeronu kaldırdım da işçilerin bir elini yağda bir elini balda mı yaptı? Hayır! Ama 12 ay çalışmalarını sağladım, iş güvencesi verdim. Siyasi ve ekonomik çıkar ilişkilerini kaldırdım. Çünkü bu insan onuruna yakışmıyordu. Türkiye’ye örnek oldum. Örnek olursan böyle olursun.”
Türkiye’nin sıkıntısının örgütlenme zafiyetinden kaynaklandığını da sözlerine ekleyen Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “Bugün, bir federasyon ya da konfederasyonun yüz binlerce üyesi olduğunu düşünün. O zaman bu toplum böyle olmaz. Ses gelir. Kayırmalar gider. Bunun kapısını İzmir ölçeğinde açtım. Toplu iş sözleşmelerinde ‘şu kadar para vereceğim’ demedim. Özgürlük, sınıf bilinci ve mücadele azmi vaat ettim” diye konuştu.
“Türkiye üretemiyor”
Türkiye’nin ne sağlıkta, ne eğitimde ne de hizmet sektöründe üretemediğini ve dışa bağımlı, borçlanarak yürüyen ve Cumhuriyet kazanımlarını satan bir ülke haline geldiğini dile getiren Başkan Kocaoğlu, şöyle devam etti:
“Ülke ekonomisinin üretken olabilmesi için ekonomiden elde edilen gelirin işçilere adil yevmiye olarak dağıtılması gerekir. Bu yevmiye talep edilmeli. Üretelim ve ülke refahından daha çok pay alalım. Hoşunuza gitmeyebilir ama sendikaların birinci görevi ücret pazarlığı olmamalıdır. Bunu yaptığınız için küresel güçler galip geldi ve örgütsüzlükle karşı karşıya kaldık. Birinci amaç üretmek olmalıdır. Bugün toplu iş sözleşmelerindeki refah payı enflasyonun üzerinde verilen paydır. Bu yaptığımız sözleşmede işçimize gereken refah payı verilmiştir. Bu sözleşmede tek hatamız var: İşe yeni giren işçilerin yaşam standartlarını arttırmak için kıdemli işçilerden bir iki puan kesilmesini teklif ettim. Bu olmadı. Bence yapılmalıydı” diye konuştu.
“Siyasi partilerin yapamadığını İzmir Büyükşehir yaptı”
Törende konuşan Belediye İş Sendikası Genel Başkanı Nihat Yurdakul ise çalışma hayatı ve
ülkenin sıkıntılar içinde olduğu bir dönemde, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin halktan yana emekten yana tavırlarına her zaman destek vereceklerini dile getirdi. “Biz siyasetçi değiliz emekçiyiz. Yüzü emeğe dönük olan, bizi adam yerine koyan kim varsa onu omuzlarımızda taşırız” diyen Yurdakul şöyle devam etti:
“Türkiye’nin hiç bir yerinde siyasi partilerin yapamadığını İzmir Büyükşehir Belediyesi yaptı. Biz bunu Türkiye’nin çeşitli illerinde dillendirdik. İzmir Büyükşehir Belediyesi ‘ben taşeronu önce İzmir’de kaldıracağım ve tüm Türkiye’de kaldırılması için çaba göstereceğim’ dediği için bunlar olmuştur. Çünkü taşeronlaşmada büyük rantlar var. Uluslararası sermaye doymuyor. Kendine yeni rant alanları açmak istiyor. Bunun için gözünü belediyelere dikti. Emperyalist güçler istedikleri projeyi uygulamak için örgütsüz bir toplum yaratmak istiyor.”
Belediye-İş Sendikası Genel Başkanı Nihat Yurdakul, tüm çalışanları dikkatli olmaya çağırarak “Gün, kol kola girip bu bayrağa ve Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu bu cumhuriyete sahip çıkma günüdür. Yoksa ne çalışma hayatı olur. Ne iş barışı olur.” dedi.
Sendika üyesi belediye personeline de tavsiyelerde bulunan Yurdakul, işçilerden aldıkları parayı hak etmelerini ve iyi hizmet üretmelerini istedi.