HAZIRLAYAN: HALİDE DEMİR POLATLI/EGEPOSTASI-Radyo Egepostası’nda gazeteciler Mithat Umutoğulları ve Ümit Kartal’ın sunduğu Gün Ortası programına katılan ve CHP’den milletvekli aday adayı olan DİSK Genel eski Başkanı Kani Beko, 24 Haziran seçimlerinde partisinin iktidara gelmesi için çalışacaklarını belirterek, iktidara gelmeleri durumunda CHP’nin Çalışma Bakanı olmak istediğini söyledi.
ÇALIŞMA BAKANI OLMAK İSTİYORUM
Kani Beko bu isteğini, “Ben iddialı bir insanım. CHP’nin iktidar olmasını ve Bakan olmak istiyorum. Çalışma Bakanı olmak istiyorum. İşçilerin işsizlerin köylülerinin kamu çalışanlarının emeklilerin gençlerin sorununu biliyorum. Çünkü onlarla yatıp onlarla kalkıyorum” dedi.
İKTİDARI ELEŞTİRDİ
DİSK Genel Başkanlığı’ndan istifa edip CHP’den Milletvekili Aday Adayı olan Kani Beko, İzmir’deki 1 Mayıs kutlamasının coşkulu geçtiğini de kaydederek, AK Parti iktidarı döneminde ekonominin giderek kötüleştiğini, işçilerin haklarının ellerinden alındığını, işsizliğin yüzde 10’ları geçtiğini belirtti.
İŞÇİ SINIFINA YAKIN KUTLAMA OLDU, İÇİŞLERİ BAKANI DA BENİ ARADI VE..
Türkiye çapında yapılan 1 Mayıs kutlamalarının sorunsuz geçmesi nedeniyle mutlu olduğunu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun da kendisini bu nedenle aradığını dile getiren Kani Beko, “İzmir’de çok coşkulu güzel bir 1 Mayıs yaşadık. İzmir’deki coşku mevcut siyasal iktidara mesaj olmuştur düşüncesindeyim. Kalabalığa baktığımızda 150 binin üzerinde bir araya gelen insan vardı, emniyet telsizlerinden de anons bu yöndeydi. Talepleriyle çok güzel bir 1 Mayıs kutladılar. Beni İçişleri Bakanı aradı. Türkiye genelinde yaşanan 1 Mayıs coşkusunu benimle paylaşmak istedi. Bende İstanbul Adana Ankara’yı birçok alandaki 1 Mayıs komitelerini aradım. Bölge başkanlarıyla görüştüm. Biber gazları, tomalar, gözaltı ve tutuklamalar ve çok büyük baskı vardı. Bunları hep beraber yaşadık. Bu 1 Mayıs’ta bunlar yaşanmadı. İşçi sınıfına yakışan kutlamalar oldu. Tabi ki ben de DİSK Genel Başkanı olarak çok mutlu oldum” ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE’NİN EKONOMİK DURUMUNU RAKAMLARLA ANLATTI
Türkiye’nin ekonomik tablosunu istatistiki rakamlar vererek açıklayan Kani Beko, şunları söyledi:
“İşsizlerin sayısı 6 milyonu açtı. Geçinemiyoruz açız çığlıkları yükseldi. Çalışanlar yoksulluk ücretlerine mahkum edildiler. Taşerona kadro sözü verip ayrımcılık yaptı. İnsanlar işsiz kaldı. Bırakın kadro almayı bir önceki işlerinden de oldular. Kiralık işçi gibi bir sistem kapımızda. İşçi sağlığı ve güvenliği önlemleri alınmadığı için yılda 2 bin insan hayatını kaybediyor. 2 binin altındaki maaşa mahkum edildi emekliler. 300 bin öğretmenin ataması yapılmadı. Bu öğretmenlerin intihar haberlerini alıyoruz. Ormanlarımız yağmalandı. Emeğin kaleleri olan fabrikalar satıldı. Şekerimize bile göz koydular. Kendilerine savunma hakkı bile olmayan binlerce işçi var. Gidecek mahkemeleri bile olmadı. Grevleri yasakladılar. Sendikal hak ve özgürlükleri yok saydılar. Hak arayışlarını hukuksuz bir şekilde yok saydılar. Basın ve ifade özgürlüğü yok sayıldı. Gazeteciler maalesef hapiste. Seçilmiş milletvekilleri ve parti başkanları hapiste. 70 bin öğrenci hapiste. Üniversiteler susturulmuş durumda. Emeği barışı savunan akademisyenler uzaklaştırılmış. Laik demokratik sosyal hukuk devleti büyük bir yıkım ile karşı karşıya. Ülkemiz felaketin eşiğindeyken yıllardır sürdürdüğümüz mücadelemizi TBMM çatısı altında sürdürmemiz önerildi. Bu öneriyi mücadele arkadaşlarımla paylaştım ve onlar da bunu olumlu karşıladılar. Nerede görev varsa orada olacağım. Türkiye’nin birçok alanda yan yana omuz omuza milyonlarca insan alanlarda. 16 yıldan bu yana devleti yöneten AKP’nin fotoğrafını çektiğimizde istatistikler vahim. 16 yılda 716 milyar faiz öderken 368 milyar tl vatandaş faiz ödemiş. Kaynaklar yatırıma değil faize gitmiş. İşsizlik yoksulluk rekor düzeye gelmiş durumda. Halk yoksullaşırken milyonerlerin sayısı maalesef arttı. 32 binden 127 bine çıktı milyonerlerin sayısı. Adalete güven kalmadı. Hukukun üstünlüğünde Türkiye 99’uncu sıraya düşmüş durumda. Basın özgürlüğü listesinde özgür olmayan ülkeler kategorisine indi. Fuhuş 790 arttı. AKP’nin yıkım tablosu, 16 yılın faturasıyla bir avuç yandaşa gitti. 15 yılda ülkenin ve vatandaşın borç rakamlarını arttırdı.
1 milyon tl’den fazlası olan yandaşların sayısı arttı. Bunların hesabını 24 Haziran’da sormak zorundayız. Cari açık 43.7 dolar iken AKP’NİN VERDİĞİ cari açık 561.6 milyar doları bulmuş. Memleketin rafları ithal mallarla dolmuş. Dev süpermarketlere baktığınızda 16 yılda 52 yılın toplam açığını katlayan bir politikayla karşı karşıyayız. Türkiye’nin 80 yıllık dış ticaret açığı AKP döneminde 960.6 milyar dolara fırlamış. Türkiye ürettiğinden fazlasını tüketen bir ülke haline getirilmiş. Özel sektörün borcu 307.8 dolara çıkmış. Özel sektör dış borçla ayakta durmaya çalışırken devlet bankalarının olanakları yandaşlara peşkeş çekiliyor. İşsizlik yüzde 10’ları aştı. AKP’nin sözde büyüyen ekonomisi yoksulluğu ve işsizliği büyütmüştür. Türkiye’deki işçilerin işsizlerin memurların kamu çalışanlarının emeklilerin öğrencilerin tabi ki öfkeleri 1 Mayıs’ta bir araya geldi ve milyonlar bugün ayağa kalktı ve haykırdı. AKP Hükümetine artık yeter. 24 Haziran’da AKP Hükümeti gidecek, eşitlikçi demokratik laik bir siyasal iktidar gelecek. CHP iktidara gelecek.”
HİÇ GERİ ADIM ATMADAN, İNANDIĞIM DAVADA YOLUMA DEVAM ETTİM
Konuşmasında, 1975 yılından beri sürdürdüğü sendikal mücadelede geri adım atmadığını vurgulayan CHP Milletvekili Aday Adayı Sendikacı Kani Beko, açıklamalarını şöyle sonlandırdı:
“1975 yılında İzmir Basma ve Pamuk Mensucatı’nda ben işyeri baş temsilcisiydim. DGM’lere karşı alınan direniş kararı döneminde idi. Gözümü kırpmadan 3 bin arkadaşımla direnişe çıkmıştık. Karataş’ta geçici DGM’de yargılandım. Daha sonra ESHOT’ta işbaşı yaptım. 1977 yılında. Rahmetli Alyanak başkandı. O tarihlerde de çalışanların demokratik, ekonomik haklarını sürekli savunduk. Alyanak işçinin ekonomik demokratik siyasi ve sosyal haklarını verdiğinde onu savunduk. 12 Eylül faşist cunta döneminde de sendikacıydım. Cezaevlerinde yattık. O dönemdeki mücadelemi ve savunmalarımı okuduysanız hiç geri adım atmadım inandığım davada yoluma devam ettim. Bu davaya inanan evet bu dava bizim davamız. Özgürlük ve demokrasi mücadelesinden emekli olunmaz. Bu mücadele özgürlük ve demokrasi mücadelesi ömür boyu bana göre inananlar için devam etmelidir."