POLİTİKA
İzmir’de 25 Ocak 2019 tarihinde saat 23.20'de merkez üssü Menemen olan 4.4 büyüklüğünde bir depremin meydana geldiğini hatırlatan Arslan" Can ve mal kaybının olmaması sevindirici olmakla birlikte, meydana gelen deprem, ülkemizin karşı karşıya olduğu deprem gerçeğini bir kez daha hatırlatmıştır. Yakın tarihimizde yaşadığımız Gölcük, Düzce ve Van depremlerin de çok sayıda can kaybı yaşanmış, on binlerce insanın hayatı birkaç dakika içinde yerle bir olmuştur. Özellikle Gölcük ve Düzce’de yaşanan yıkım büyük ekonomik kayıplara da yol açmıştır. Türkiye’nin önemli sanayi ve iş merkezleri olması dolayısıyla bu bölgede yaşanan depremlerin ekonomik sonuçları daha da yıkıcı olğunun altını çizdi.
Arslan yaptığı yazılı açıklamada , alınan önlemler hakkında da düşüncelerini de belirterek "Her büyük depremin arkasından alınması gereken önlemler masaya yatırılmakta, yetkililer tarafından deprem konusunda ciddi önlemler alınacağı ifade edilmektedir. Sonuçta ise önlemlerin yetersiz olduğu ortaya çıkmaktadır."dedi.
İstanbul, İzmir gibi illerimiz deprem riski olduğunun alltını çizen CHP İzmir Milletvekili Ednan Arslan "Depremler değil, alınmayan önlemler can ve mal kaybına yol açmaktadır. Bizim gibi deprem kuşağında yer alan Japonya gibi ülkeler bu alanda büyük ilerleme kaydetmiş ve önlemler konusunda uzmanlaşmışlardır. Çok yüksek büyüklüklere sahip depremlerde bile can ve mal kaybı yaşamadan üstesinden gelmektedirler. Bu da bize alınacak önlemlerin sonucunda ülkemizde de can ve mal kaybını en aza indirmenin mümkün olacağını göstermektedir. Peki biz depremlere ne kadar hazırız ve gerekli önlemleri aldık mı'Depreme karşı önlem alınması gereken yapıların başında okullar, hastaneler, ulaşım ağı gibi alanlar gelmektedir. Özellikle hastaneler ve ulaşım ağı deprem sonrası da hayat kurtarmak için büyük önem taşımaktadır."diyerek durumun ciddiyetini vurguladı.
Olası bir depreme karşı İzmir’de kamu binalarında alınan önlemlere ilişkin bilgi edinme talebime Sağlık ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından verilen yanıtlar, deprem konusunda alınan önlemlerin sadece sözde kaldığını gösterir niteliktedir diyen Arslan, 'Sağlık Bakanlığının 29.08.2018 tarihli yanıtında İzmir genelinde 2018 yılı Haziran ayı itibariyle depreme dayanıklı yapılar yüzde 49, depreme hazır hale getirilmesi gereken yapılar ise yüzde 51 olarak belirtilmiş. Depreme dayanıklı hale getirilmesi gereken yapıların yüzde 20’sinin ise yenilenmesi gerektiği yönündedir. İzmir’de yüksek şiddette bir deprem yaşanması halinde hastanelerin yüzde 51 büyük risk altında olduğunu aktardı.
Arslan, ayrıca yaptığı açıklamada Milli Eğitim Bakanlığı’nın 18.09.2018 tarihli yanıtında ise 2011-2017 yılları arasında depreme yönelik önlemler için 10.660.000 TL. ödenek ayrıldığı 222 okulda deprem tahkiki yapıldığını, 46 okulda güçlendirme çalışmasının tamamlandığı, 69 okul için çalışmaların proje aşamasında olduğu 2018 yılında ise çalışmaların devam ettiği şeklindedir diyerek Milli Eğitim Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığının İzmir’de ikili ve tekli eğitim veren okul sayılarına ilişkin bilgi edinme talebime gelen yanıtı ile İzmir’de 2017 – 2018 eğitim öğretim yılında ilkokul, ortaokul ve lise olmak üzere 342 okulda ikili, 1607 okulda ise tekli eğitim yapılmakta olduğu belirtilmiştir. Bu da toplam 1949 okulda eğitim öğretime devam edildiğini göstermektedir.'dedi.
Bir diğer ifade ile İzmir’de bulunan okulların yaklaşık yüzde 83’ünde deprem tahkiki, güçlendirme projesi ya da güçlendirme çalışması yapılmamıştır uyarılarında bulunan Arslan "Bu veriler İzmir’de deprem önlemlerine ilişkin tablonun ne kadar yetersiz ve vahim olduğunu göstermektedir. İzmir bir deprem bölgesidir. Şimdi yetkililere sormak istiyorum tedbir almak için büyük bir deprem yaşanması mı gerekmektedir. Görünen o ki deprem Türkiye’nin gerçeği, alınmayan önlemler ise acı yüzüdür.”diye ifade etti.
Sayfa başına git
