Muğla’nın Milas İlçesi’nde Akbelen Ormanı’nda direnişçilerle bir araya gelen Yücel, “Gördüğümüz manzara çok can yakıcı. Burada maden genişletme çalışmaları öne sürülerek on binlerce ağaç kesildi. Tek amaçları ağaçları, ormanı korumak olan, doğa katliamına direnen duyarlı insanlara defalarca orantısız güç uygulandı. Üstelik buradaki insanlar provokatörlükle suçlandı. Hukuki süreçleri, siyasi müdahalelerle kendi lehlerine çevirdiğini sananlar, uluslararası anlaşmaları yok sayanlar adaletin er ya da geç tecelli edeceğini unutmamalıdır. Asırlık ağaçların pervasızca kesilmesine, ormanların yok edilmesine izin vermeyecek, sonuna kadar Akbelenlilerle birlikte mücadele edeceğiz” dedi.
AKBELEN’DE CAN YAKAN MANZARA
Muğla Milas’taki Akbelen Ormanı, yurttaşların ve yaşam savunucularının tüm itirazlarına karşın termik santrala kaynak sağlamak için kurban edildi. Çoğu ağaç kesilmişken geri kalanları korumak için nöbet tutan yurttaşlara orantısız güç uygulanıyor. Akbelen Ormanı’nı Limak Holding ve İÇTAŞ’ın ortak projesi olan YK Enerji’nin termik santraline kaynak sağlanması için jandarma eşliğinde 13 gün önce kesilmeye başlandı. Ağaçların kesildiği bölgeye giren iş makineleri, kesilmiş ağaçlarına tomruk işlemi uygularken aynı zamanda bitki örtüsünü de kazıdı. CHP İzmir Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu Üyesi Deniz Yücel, CHP’nin Aydın Milletvekili Evrim Karakoz ve CHP Milas İlçe Başkanı Tüze Çetinkaya ile birlikte direnişin 13. Gününde Akbelendeydi.
Akbelen’den açıklamalarda bulunan Yücel, şunları söyledi:
ADALET ER YA DA GEÇ TECELLİ EDECEK
“Burada maden genişletme çalışmaları öne sürülerek on binlerce ağaç kesildi. Tek amaçları ağaçları, ormanı korumak olan, doğa katliamına direnen duyarlı insanlara defalarca orantısız güç uygulandı. Üstelik buradaki insanlar provokatörlükle suçlandı Kim tarafından? Devletin buradaki en üst düzeydeki temsilcisi olan vali, MHP Genel Başkanı Bahçeli, AKP’li milletvekilleri tarafından. Üstelik bu katliamı yapan şirket, işçiler adına boy boy ilan vererek burada yaşanan çirkinlikleri meşrulaştırmaya çalıştı. ‘YK Enerji’ adındaki bu şirket, santrallerde işçilerin emeğini sömürmekten, ağaçlara sarılarak onları korumaya çalışan köylülere şiddet uygulanmasından hiç mi hiç rahatsızlık duymadı. Geleceğe miras kalması gereken ağaçları keserek binlerce canlıyı evsiz, insanları oksijensiz bırakmaktan hiç utanmadı. Milyonlarca yıllık ekosistemi, bir şirketin karına kurban edenler elbette ki buradan yükselen mücadeleyi, kararlılığı ve azmi bastırmak isteyecektir. Ancak, hukuki süreçleri, siyasi müdahalelerle kendi lehlerine çevirdiğini sananlar, uluslararası anlaşmaları yok sayanlar adaletin er ya da geç tecelli edeceğini unutmamalıdır.”
"KESTİKLERİ AĞAÇLARIN GÖLGESİNE SIĞINMIŞLAR"
Asırlık ağaçların pervasızca kesilmesine, ormanların yok edilmesine izin vermemek için Akbelenlilerin mücadelesine omuz vereceğini ifade eden Yücel, sözlerine şöyle devam etti:
“Bölgeye geldiğimde gördüğüm manzara hem çok içler acısı hem de köylülerin anlattığı bir hikâye de bir o kadar can yakıcıydı. İki gün önce yaşanan bir olayı bana aktardılar. Jandarma ekipleri güneş yükseldikçe nöbet alanında kalan ağaçların gölgesinden yararlanmak için ablukayı daraltmış. Yani hem ağaçları kesiyorlar hem de henüz kesmediklerinin gölgesine sığınıyorlar. İşte bu olay bile aslında yapılanın büyük bir doğa katliamı olduğunun kanıtı niteliğinde aslında… E tabii haklı olarak direnişçiler ve köylüler de jandarma ekiplerine “Kestiğin ağacın gölgesinden çık” sloganlarıyla tepki göstermişler. Kestikleri ağaçları çok arayacaklar. Kurucu Liderimiz Mustafa Kemal Atatürk der ki; ‘Ağaçsız orman ve ağaçsız toprak, vatan değildir. Eğer vatan denen şey kupkuru dallardan, taşlardan, ekilmemiş alanlardan, çıplak ovalardan, kentlerden, köylerden oluşmuş olsaydı, onun zindandan hiçbir farkı olmazdı.’ AKP, 5’li çeteleri doyurmak için bu vatanı kupkuru dallara, ekilmemiş alanlara, çıplak ovalara mahkûm etmeyi göze almış. Ama biz AKP’nin ve onun 5’li çetesinin, bu toprakları zindana çevirmesine izin vermeyeceğiz.”