EGE POSTASI - Cemevlerinin Türkiye'de resmen ibadethane olarak tanınması amacıyla açılan davada AİHM Büyük Dairesi, cemevlerinin statüsü hakkında nihai kararını duyurdu. Strasbourg'daki mahkeme, cemevlerinin statüsü konusunda açılan davada Alevileri haklı buldu.
AİHM Büyük Daire'nin kararında, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin din özgürlüğü hakkını belirleyen 9'uncu ve ayrımcılığı yasaklayan 14'üncü maddelerinin ihlal edildiği belirtildi. Alevilerin, hukuksal statülerinin olmaması nedeniyle din özgürlüğü hakkını fiilen kullanamadıkları kaydedildi. AİHM, Türkiye'de kamu hizmetinin sadece bazı dini gruplara verilmesinin diğerleri açısından ayrımcılık anlamına geleceğine de işaret etti.Bu hizmetten yararlanamayan Alevilerin ayrımcılık gördüğü vurgulandı.
Alevilerin yaşadığı sorunları sıklıkla gündeme getiren isimlerin başında gelen CHP İzmir Eski Milletvekili Ahmet Ersin, yazılı açıklamayla AİHM'in cemevlerine yönelik kararını değerlendirdi. Ersin, devletin AİHM Büyük Daire'sinin verdiği kararı tanımak ve uygulamak zorunda olduğunu, aksi halde tazminat davalarına muhatap olabileceğinin altını çizdi.
Ersin açıklamasında şu ifadeleri kullandı;
"Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin temyiz organı olarak görev yapan Büyük Dairesi,Türkiye'de Alevilere ayrımcılık yapıldığı ve böylece din ve vicdan özgürlüğünün ihlal edildiğini belirterek,Alevilerin kamunun sunduğu dini hizmetlerden yararlandırılmadığı kararına varmıştır.Ayrıca AİHM devletin ,Alevi toplumunu bir tarikat olarak gördüğü ve dolayısıyla onların ibadetlerine ve ibadet mekanlarına yönelik yaklaşımının,tarafsızlık ilkesiyle uyumlu olmadığına hükmetmiştir.Dolayısıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi,Alevi İslam inancını benimseyen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının,ibadet yerlerinin yani Cemevlerinin tanınması konusunda temyiz yolu kapalı olarak ve kesin bir karar vermiştir.
Hatırlanacağı gibi sayın Başbakan, Hükümetin 3 aylık,6 aylık ve 1 yıllık eylem planını açıkladığı 21 Aralık'taki basın toplantısında,Alevi İslam inancına sahip vatandaşların ibadet merkezi olan Cemevleri'ne yasal statü tanınacağı ve bunun da 3 ayda gerçekleştirileceği sözünü vermiştir.Yani sayın Başbakanın açıklamasında,devletin Cemevlerini ve Alevi inancını resmen tanıması anlamına gelen yasal statü vermek,Hükümetin ilk 3 aylık eylem planının en önemli parçasını oluşturmaktadır.
Dolayısıyla,sayıları 20 milyondan fazla olduğu tahmin edilen Alevilerin,tarihten gelen en önemli sorununun çözüleceği ve laik Cumhuriyete sıkı sıkıya bağlı bu vatandaşlarımızın devlete olan kırgınlığının giderileceği umudu doğmuştur.Böylece İmar Kanunu,Belediyeler Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda gerekli değişiklikler yapılarak,diğer inanç gruplarının devletten aldıkları olanaklardan,Cemevlerinin de yararlanması mümkün olacaktı.
Sözü verilen 3 aylık süre 21 Mart'ta dolmuş,ancak bu konuda bir gelişme olmamıştır.Sayın Başbakanın Tv'lerde canlı yayınlanan basın toplantısında Alevi İslam inancına sahip vatandaşlarımızın tarihten gelen mağduriyetlerini sona erdirecek olan,Cemevlerine yasal statü verileceği müjdesinin gereğinin yapılmamış olması düş kırıklığı yaratmıştır.Devlet artık, AİHM Büyük Daire'sinin verdiği kararı tanımak ve uygulamak zorundadır.Aksi halde,tazminat davalarına muhatap olabilir.Yani,kendi içimizde çözmemiz gereken ve özünde ağır bir insan hakkı ihlali olan bu önemli sorunun bu aşamalara gelmesi üzücüdür."
POLİTİKA
Sayfa başına git
