Ege Postası
Geri

CHP'li vekilin Soma gözyaşı

SOMA maden faciasıyla ilgili duruşmayı iizlemek için gelen CHP heyeti arasında bulunan CHP Samsun Milletvekili Hayati Tekin basına açıklama yaptığı sırada duygusal anlar yaşadı. Hayati Tekin, "Basından ve gazetelerden, yani sizlerin aracılığıyla bu zamana kadar izliyorduk, izlemeye çalışıyorduk. Soma mağdurlarının eşleriyle, anneleriyle, babalarıyla, çocuklarıyla görüşünce olayın daha vahim olduğunu, ne ekonomik olarak, ne şirket olarak, ne de devlet olarak sahip çıkılmadığını gördük. Bir Müslüman Türk insanı olarak bundan hicap duydum, utanıyorum" dedi.
CHP'li vekilin Soma gözyaşı
Haberler / Güncel
26 Ağustos 2015 Çarşamba 16:24
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Manisa'nın Soma İlçesi'nde 301 madencinin yaşamını yitirdiği faciayla ilgili 8'i tutuklu 46 sanıklı davanın, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşması, yoklamayla başladı. Duruşmada ilk olarak, tutuksuz sanıklardan üretim biriminde görevli Vardiya Amiri Halil Sarı'nın sorgusu yapıldı. Kendisine yöneltilen sorular üzerine, üretim zorlaması ve üretim artmasına yönelik prim alındığına ilişkin herhangi bir baskı olmadığını, maaşlarının değişmediğini söyleyen Halil Sarı, Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı'nın resmi tatillerde üretim yapılıp yapılmadığına yönelik sorusu üzerine ise, "Kesinlikle yapılmaz diyemem" yanıtını verdi. 

SANIK AVUKATLARI AİLELERİN GÖRÜNTÜLENMESİNİ İSTEDİ
Soma Kömür İşletmeleri İşletme Müdürü Akın Çelik'in avukatı Yusuf Koçyiğit, Halil Sarı'ya sorularını yönelttiği sırada ailelerin avukatları, soruların mahkemeyi uzatmaya yönelik olduğu gerekçesiyle tepki gösterdi. Salondaki madenci ailelerinin de tepki göstermesi üzerine, avukat Yusuf Koçyiğit adil yargılanma sürecinin müşteki avukatları tarafından sabote edildiğini, sanıkların maden şehidi aileleri ve birçok kişi tarafından hakarete uğradığını ileri sürdü. Yusuf Koçyiğit, şunları söyledi:

"Sayın Mahkeme Başkanım, adil yargılanma ve savunma güvenliği ihlal edilmektedir. Sanıklara yapılan tehditler ve hakaretlerin ses ve görüntü kaydı alınarak engellenmesini istiyorum. Biz de faillerin en ağır cezayla cezalandırılmasında hemfikiriz. Ama bize müsaade etsinler. Artık kimse hakaret etmesin."

Bunun üzerine madenci avukatlarından Selçuk Kozağaçlı, "Uzatmaya da çalışsan tahrik de etmeye çalışsan o işçiler buraya gelecek. Bu ailelere hakaret etme" diye karşılık verdi. Mahkeme salonunda yaşanan kısa süreli gerginliğe Başkan Aytaç Ballı müdahale etti.



TEMİZ HAVA BÖLÜMÜYLE İLGİLİ BİLGİ VERİLMEDİ
Duruşmada, sorgusu yapılan tutuksuz sanıklardan Vardiya Mühendisi Saltuk Alpdemir, madende olaydan üç ay önce çalışmaya başladığını anlatı. Alpdemir, 200'ün üzerinde cenazenin çıkarıldığı S panolarının hemen üzerinde yer alan, sığınma yeri olan temiz havanın bulunduğu 340 nefeslik alanla ilgili işçilere bilgi verilmediğini, ancak amirlerin işçileri o bölüme yönlendirebilecek kapasitede olduğunu savundu. 

Avukat talep etmeyen sanıklardan üretim biriminde görevli Vardiya Mühendisi Ömer Değirmenci ise, madende çalışmayı sürdürmenin gerekçesi olarak, "Olayın ne olduğu çözülünceye kadar yardım etmenin uygun olduğu düşündüm. Bu nedenle de çalışmaya devam ediyorum" dedi. Üniversite eğitimi dışında herhangi bir iş güvenliği eğitimi almadığını söyleyen Değirmenci ayrıca, madende üretim zorlaması yapılmasının ters tepeceğini ileri sürdü. 

'O ALANA GİRSELERDİ, KURTULURLARDI'
Vardiya Mühendisi Fahri Pancar avukatların kendisine yönelttiği sorulara, "İş güvenliğine dair bir eğitim verilmedi. Acil eylem planından herim yok ve ocakta tatbikat yapılmadı. Ocaktaki sığınma yeri olan 340 nefeslik alana 5 kişi sığındı. Diğer işçiler, bu alandan 300 metre gerideydi" diye yanıt verdi. 

Tutuksuz sanıklardan üretim mühendisi Mehmet Avcı da, 340 nefeslik alanın yeryüzüne çıkışı var mıydı sorusuna, "Var mıydı yok muydu bilmiyorum ama eğer o alana girselerdi çıkmasalar da kurtulurlardı" diye yanıt verdi. 

Sanıklardan vardiya mühendisi Hilmi Karakoç da acil durum eylem planından haberdar olmadığını söyledi. Üretim Mühendisi Caner Uysal ise sorgusunda, olaydan önce kazanın olduğu bölüme hiç gitmediğini, ocak içerisinde de herhangi bir kurtarma tatbikatı yapmadıklarını anlattı.

GÖREVLERİNİ, KAZADAN SONRA OKUMUŞ
Ocakta hazırlık bölümünde daimi nezaretçi olarak görev yapan, ancak olay sırasında evlilik izninde bulunduğunu ifade eden Mehmet Erez, üretimden bağımsız olarak bacaların, kendilerinden istenilen yönde yapılmasını sağladıklarını söyledi. 

Sonradan daimi nezaretçi olduğunu öğrenen Mehmet Erez, ayrıca görevini bilip bilmediği yönündeki soruya da, "Ben daimi nezaretçinin görevlerini, olaydan sonra okudum. Güvenlikle ilgili görevim olduğunu bilmiyordum. Ancak çalıştığım yerde zaten güvenliğe de bakıyordum" dedi. 

CHP'Lİ VEKİLLERDEN AİLELERE DESTEK
Bu arada CHP Milletvekileri Utku Çakırözer, Ali Haydar Hakverdi, Hayri Tekin, Tur Yıldız Biçer ile HDP Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, duruşmayı izleyip madenci ailelerine destek verdi. Milletvekillerinden CHP Samsun Milletvekili Hayati Tekin açıklama yaptığı sırada gözyaşını tutmakta zorlandı. Hayati Tekin şöyle konuştu:

"Basından ve gazetelerden yani sizlerin aracılığıyla bu zamana kadar izliyorduk, izlemeye çalışıyorduk. Soma mağdurlarının eşleriyle, anneleriyle, babalarıyla, çocuklarıyla görüşünce, olayın daha vahim olduğunu ne ekonomik olarak, ne şirket olarak, ne de devlet olarak sahip çıkılmadığını gördük. Bir Müslüman Türk insanı olarak bundan hicap duydum, utanıyorum. Bu ailelerin ızdırabına bu kadar göz yumulması çok tuhaf geldi. Keşke huzurunuza şu halde çıkmasaydım. Biraz önce bu acıyı bu kadar içinde yaşayarak hissederek, toplumun huzuruna sizin huzurunuza çıkmayı istemezdim ama lütfen bu sese kulak verilsin." 

TKİ GÖREVLİLERİ DİNLENDİ 
Manisa'nın Soma İlçesi'nde 301 madencinin yaşamını yitirdiği faciayla ilgili 8'i tutuklu 46 sanıklı davanın, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmasının öğleden sonraki bölümünde, TKİ kontrol şubedeki görevliler dinlendi. İlk olarak bu görevlilerden Başmühendis Adem Ormanoğlu'nun sorgusu yapıldı. Adem Ormanoğlu, kendisine yöneltilen sorulara, "Sözleşmeler gereği, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş., İmbat A.Ş. ile Demir Export ocaklarında denetimlerde bulunuruz. Üretime yönelik görevimiz, iş güvenliğine yönelik sorumluluk ve müdahale yetkimiz yok" dedi. Ocaklardaki ölüm olaylarına yönelik bu güne kadar haklarında açılan bir dava olup olmadığına yönelik soruya ise, Adem Ormanoğlu, "Bilgi amaçlı bile soru sorulmadı" yanıtını verdi. 2014 Sayıştay raporunda, ocaktan çıkartılan kömürün yıkandıktan sonra içerisinde büyük oranda taş bulunduğu, bunun içinde en pahalıya mal olan kömür olduğu değerlendirmesi sorulduğunda da, Ormanoğlu, "Biz numune alıp kontrol yapardık" dedi. 

SAHADA 6- 7 MİLYON TON KÖMÜR DAHA VARDI
TKİ görevlilerinden Efkan Kurt ise, duruşmalarda sık sık kapalı olup olmadığı yönünde tartışma yaşanan 340 ana nefesliği için, "Bu yeri 2009 yılında firmaya devrettik. Açık Ocak Şube Müdürlüğü, burasının kendi çalışmalarından dolayı kapatılmasını istedi. Biz de o zamana Park Teknik firmasına yazı yazdık ve kapatıldı. Şu anda sanırım önünde toprak var ve kapısı kapalı" dedi. Efkan Kurt, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.'nin, 2017 yılına kadar çıkarması gereken rezervi, facia tarihinden kısa bir sonrasında bitirecek olmasının hatırlatılması üzerine şöyle konuştu:

"Biz kazadan yaklaşık bir ay önce sahada bir araştırma yaptık. Ve o alanda daha 6 ile 7 milyon ton arasında kömür bulunduğunu saptadık. Bunu da genel müdürlüğe yazdık. Genel müdürlük de, sanırım firmaya bu konuda biz yazı yazmıştır ama ben bunun olup olmadığını bilmiyorum. Belki kaza günü ya da ondan önce bir yazı firmaya gelmiş olabilir."

'HAVALANDIRMA KAZA GÜNÜ İÇİN YETERLİYDİ'
Ocakta anlaşmadaki üretim miktarının tamamlanma sınırına gelmesine rağmen yeni biri havalandırma fanının neden yapılmış olabileceğini avukatların sorması üzerine Efkan Kurt şunları söyledi:

"Havalandırma projelerinden haberimiz vardı. Bunu üst panolara, ya da aşağı gidecek panolarda havalandırma yetmeyeceği için kurulduğunu biliyorum. Çünkü bir firmanın bulunduğu alana, başka bir firmanın alınması zordur. Firma bunu düşünüp bu sistemi kurmuş olabilir. Üretim için gerekli izin verilmez ise, firmanın aynı yerde başka ocakları var. Sistemi söküp orada da kurabilir. Ancak havalandırma kaza günü için yeterliydi." 

'İNSANLAR ÇARESİZCE MÜDAHALE İÇİN BEKLİYORDU' 
Efkan Kurt, kaza gününe ilişkin olarak ise, "Acil durum eylem planına göre bir koordinasyon yoktu. İnsanlar çaresizce, müdahale için bekliyorlardı" dedi. 

TKİ'de görevli diğer görevliler Burhan Karabaş, Sertaç Büyükgüney, Nimetullah Uğurlu, Mehmet Bayri, ocaktan çıkartılan kömürün yıkanmasından, sevkiyatından, kurallara uygun olup olmadığını denetlediklerini, başka da bir yetkilerinin bulunmadığını anlattı. 

Yarın kazayı yaşayan işçiler dinlenmek üzere duruşma ertelendi. (DHA)

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası