Tuncay Özkan'ı kişisel rant elde etmeye çalıştığını belirten Menemen Belediye Başkanı Serdar Aksoy, Yapı Kredi Bankası'ndan belediye için kredi almak istediklerini ve bankanın avukatı olan Levent Göktaş ile görüştüğünü açıklamıştı. Aksoy, Göktaş'ın kendisine “Tuncay senden birtakım taleplerde bulunur, sen de bunları halledersin” dediğini ve Özkan'ın ise kendisinde Seyrek'te arazi satışından pay ve bazı medya kuruluşlarına reklam verilmesi konusunda talep ettiğini söylemişti.
12punto’dan Müyesser Yıldız’a konuşan Göktaş, hakkındaki iddialara cevap verdi. Göktaş şunları anlattı:
Niye Her Taşın Altından Göktaş Çıkıyor?
Soru: Serdar Aksoy’u tanır mısınız, görüştünüz mü?
Göktaş: Serdar Aksoy isimli şahsın söylediği konuların hepsi yalan ve iftiradan ibarettir. Şöyle ki; 1 Nisan 2017’de Koç Kuleleri 18’inci kattaki avukatlık büromuzu açtığım günden bugüne kadar, Yapı Kredi Bankası ve İller Bankası dahil, hiçbir bankanın yönetim kurulu üyelerinden bir tanesi dahi ziyaret amacıyla bile olsa büromuza gelmedi. Bu konu Koç Kuleleri yönetiminden teyit edilebilir. Zaten hiçbir bankanın yönetim kurulu başkan veya üyesini tanımıyordum. Gelen veya ziyaret eden herkes bilir ki, bizim büromuzun girişinde şahsın söylediği gibi parmak izi cihazı, büro dışında veya içinde kamera sistemi yoktur. Aynı şekilde bize ait güvenlik personeli de hiç yoktur. Ben devletim tarafından yakın koruma kararı ile korunan bir kişiyim. Böyle olmasına ve koruma kararında “İstek halinde iki polis memuru veya koruma tahsis edilir.” dendiği halde hiçbir zaman koruma istemedim ve almadım. Birlikte çalıştığım avukat ve katip arkadaşlarım, diğer çalışanlar, avukatlığını yaptığım müvekkillerim, hatta Habletmitoğlu davasında büromuzda arama, el koyma işlemini yapan Savcı Zafer Ergün ve onunla aramaya nezaret eden polisler de buna şahittir. Yapı Kredi ve İller Bankası dahil tüm bankalara sorulabilir; ben hayatım boyunca hiçbir belediye, şahıs, şirket ve avukatlığını yaptığım şirketler dahil hiçbir bankadan kredi almak için aracılık etmedim, etmem de. Serdar Aksoy isimli şahsı hiç tanımam, bilmem, telefon rehberimde kaydı yoktur. Kendisi ile tek bir telefon görüşmem olmadı. Bu sözlerimin doğruluğu da Hablemitoğlu suikastı dava dosyasında mevcut olan, 2002-2020 arasında kullandığım telefonların HTS kayıtlarından teyit edilebilir.
Soru: Peki bu iddialar nereden çıktı?
Göktaş: Bu yalan haberler üzerine yaptığım araştırmalardan öğrendiğim kadarıyla bu şahıs, yanında danışmanı ve arkadaşı Hasan Ünal ile 31 Mart 2019’da yapılan yerel seçimlerden 6 ay kadar önce, yani 2018 Eylül-Ekim ayı gibi, Koç Kuleleri’nde işyeri olan iki iş insanına uğramış ve bu kişilerden CHP Menemen Belediye Başkanı olmak için desteklerini istemiş. Özellikle CHP İzmir milletvekillerinden tanıdık varsa, onlarla görüşmek için talepte bulunmuş. Aynı kulede işyerimiz olması nedeniyle tanıdığım o iş insanlarından biri, “Levent Göktaş, Tuncay Özkan’la hapishaneden arkadaşlar, ona söyleyelim. O, Tuncay Bey’den rica etsin.” demiş. Ancak ben kesinlikle Tuncay Özkan’dan adı geçen ve tanımadığım bu müfteri şahıs için herhangi bir talepte bulunmadım. Anlattığım bu olay, hem Koç Kuleleri’ndeki o iş insanından hem danışman Hasan Ünal’dan teyit edilebilir, hem de HTS kayıtlarından görülebilir. Sürece baktığımızda, şahıs ilerleyen zamanda Menemen Belediye Başkanı olmuş. Yine HTS kayıtlarına bakıldığında, Belediye Başkanı olduktan sonra da herhangi bir telefon görüşmemin, kendisini Menemen’de ziyaretimin veya onun beni Ankara’da ziyaretinin olmadığı görülecektir. Dolayısıyla şahsın, “Ben Belediye Başkanı olduktan sonra kredi bulmak için Koç Kuleleri’ne gittim.” sözleri hem yalan hem de iftiradır.”
Soru: CHP ile ilişkileriniz nasıl?
Göktaş: Ben CHP’den sadece ve sadece hapishane arkadaşım olması nedeniyle Tuncay Özkan’ı ve Mustafa Balbay’ı tanırım. Bu iki isim dışında CHP’den tanıdığım, herhangi bir konuda temas ve irtibatım olan yoktur. Zaten benim ülkücü-milliyetçi gelenekten geldiğimi, Ülkü Ocakları’nda büyüdüğümü beni tanıyan herkes bilir.
Soru: Hablemitoğlu suikastı davasında en çok konuşulan konu, o vakitler AKP’nin sizi MİT Müsteşarlığı için düşündüğüydü. Şimdi aynı şey Kılıçdaroğlu’na atfen dillendiriliyor. Erdoğan ve Kılıçdaroğlu’nun sizin MİT Müsteşarlığınız konusunda kesişmesi çok garip değil mi?
Göktaş: Kılıçdaroğlu’nu hayatımda görmedim, CHP’nin önünden geçmedim.
Soru: Son dönemde neredeyse her taşın altından isminiz çıkıyor veya çıkarılıyor. Sebebi nedir?
Göktaş: Bunun tamamen itibar kaybı amaçlı olduğunu düşünüyorum. Serdar Aksoy 2022’de, üstelik aynı medya kuruluşuna aynı şeyleri anlatmış. Ama o zaman benden hiç söz etmemiş, hem de ismim Hablemitoğlu suikastı dosyasında geçtiği halde. Şimdi bunların bir takım klikler tarafından söylettirildiğini düşünüyorum. Şu anlatılanların o davayla hiçbir ilgisi olmadığı halde, ısrarla “Hablemitoğlu davası sanığı” vurgusu yapılıyor. Kanunsuz bir şeyim varsa mahkemeye versinler, hesap vereyim. Benden ne istendiğini bilsem, isteneni yapayım. Avukatlık dışında hiçbir iş yapmıyorum, Ankara dışına dahi çıkamıyorum. Ne yaparlarsa yapsınlar, hiçbir kanunsuz işe bulaşmadım. Boşa uğraşıyorlar.
Soru: Tuncay Özkan’ı tanıdığınızı söylediniz. Peki Hablemitoğlu suikastı davasında arandığınız, tutuklandığınız zamanlarda sizi hiç arayıp cezaevinde ziyaretinize geldi mi?
Göktaş: Onunla Silivri’de 5 yıl beraber yattık. Ama son tutuklanmamda ne aradı ne sordu ne de geldi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi AKP’deyken Alınan İhale
Soru: Serdar Aksoy’un iddialarıyla birlikte sizin Aydın Büyükşehir Belediyesi’nden çok sayıda ihale aldığınız da gündeme geldi. Nedir bu ihaleler; nasıl girdiniz, ne kadar kazandınız?
Göktaş: Spekülasyonu yapılan bu ihaleler şöyle; Belediyeden 23 Mayıs 2018 ile 9 Aralık 2020 tarihleri arasında toplam 4 ihale alındı. Tümü Kamu İhale Kanunu’na uygun ve EKAP (Elektronik Kamu Alımları Platformu) üzerinden yapılan davet ile alınmış, İçişleri Bakanlığı müfettişleri tarafından denetlenmiş ve hiçbir kanuna aykırılık tespit edilememiş ihalelerdir. Tek tek anlatayım. Birinci ihale, bilişim şirketimizin aldığı Coğrafi Tabanlı Veri Toplama yazılımıdır. Şirketimiz 8 Ekim 2018’den beri, yani Mevlüt Uysal’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu günden bu yana İstanbul AKOM’da da kullanılmakta olup şirketimiz bu konuda Türkiye’nin en iyi şirketlerinden birisidir. 2018’de Aydın Belediyesi’nden alınan bu ihalenin bedeli 179 bin 800 liradır. Bize 210 bin liraya mal oldu. Toplam 30 bin 200 lira zarar ettik. İkinci ihale, 11 Ekim 2018’de 50 adet aydınlatma direği alımıdır. Yine ihaleye girilerek kazanıldı. Toplam bedeli 192 bin 350 lira olan bu ihalenin bize maliyeti 180 bin liradır; 12 bin 350 lira kâr ettik. Üçüncü ihale, 27 Aralık 2019’da 60 adet, toplam 285 bin lira bedelli aydınlatma direği ihalesi. Bu ihaleden kârımız da 5 bin lira. Dördüncü ihale, 9 Aralık 2020’de toplam 258 bin 750 lira bedelli 45 adet aydınlatma direği alımı; şirketimize 250 bin liraya mal oldu, 8 bin 750 lira kâr edildi. Özetle, bu 2.5 yıllık sürede alınan 4 ihale bedeli toplamı 915 bin 910 lira, bize maliyeti ise 920 bin liradır. Ve toplamda 4 bin 100 lira zararımız oldu. Alınan bu işlerde kâr etme değil iş yapma, işi bitirme amacı esas oldu. Biraz önce de belirttiğim gibi, hiçbirisinde Kamu İhale Kanunu’na aykırılık yok. İspatı da Kamu İhale Kanunu, EKAP ve İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin denetim raporlarıdır.
Soru: Bir de Aydın Büyükşehir Belediyesi’ne kurumsal olarak avukatlık yaptığınız ve bu belediyenin tüm davalarını takip ettiğiniz öne sürülüyor.
Göktaş: Bu da tamamen yalan. Kesinlikle Aydın Belediyesi’nin avukatı değilim. Dava dosyalarını da belediyenin Aydın’daki mevcut avukatları takip ediyor.
Başkan Çerçioğlu’ndan Niye Vekalet Aldı?
Soru: CHP’li Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nu tanıyor musunuz?
Göktaş: Evet onu tanıyorum. “FETÖ’nün belediyeler imamı” olduğu iddia edilen Erkan Karaaslan cezaevindeyken Özlem Hanım’a mektup yazıyormuş. Özlem Hanım beni arayıp bu kişinin ne yapmaya çalıştığını sordu. Ben de, “Ziyaretine gidersem laf olur. Siz bana vekalet verin, belki böyle gidebilirim.” dedim. Özlem Hanım vekalet verdi, ama o kişiyi ziyarete gitmedim. Bu konuda Özlem Hanım hakkında açılan soruşturmada da “Kovuşturmaya Yer Yok” kararı aldım.
Eski Başkan Beraat Etti mi?
Evet, iddiaların muhataplarından Levent Göktaş’ın anlattıkları böyle.
Ayrıca Göktaş’ın bu iddiaları dillendiren ve kendisine cevap hakkı bile tanımadan yayımlayan kişi ve kuruluşlar hakkında yasal takip yapacaklarını ifade ettiğini, avukatı Ali Soykan’ın da “yalan haber ve yargıyı etkilemeye teşebbüsten” suç duyurusunda bulunacağını söylediğini kaydedelim.
Son bir not:
Gerek eski Menemen Belediye Başkanı Serdar Aksoy gerekse onun iddialarını gündeme getirenler, Aksoy’a “zimmet ve irtikap” suçlamasıyla verilen 2 yıl 6 ay hapis cezasının İstinaf’ta bozulduğunu ve hakkında beraat kararı verildiğini belirtiyor.
Ancak İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesi’nin kararına baktığımızda, verilen cezanın oybirliğiyle “nitelikli zimmetin koşullarının bulunup bulunmadığına bakılmaması” nedeniyle bozulduğunu ve dosyanın yeniden yargılama için ilk derece mahkemesine gönderilmesinin kararlaştırıldığını görüyoruz. Yani “beraat” yok; aksine “zimmet”ten değil, daha ağır bir suç olan “nitelikli zimmet”ten yargılanması sözkonusu.