ANKARA - TBMM Genel Kurulu’nda CHP Grubu adına konuşan İzmir Milletvekili ve Parti Meclisi üyesi Dr. Aytun Çıray “Türkiye'de paralel devletten şikâyet edenlerin, nasıl kendi paralel devletlerini kurduklarını da göstermek bizim işimizdir,” dedi.
Yapılan tüm darbelere karşı olduğunu belirten Çıray sözlerine şöyle devam etti: “Bugün 28 Şubat hakkında hamaset yapanlar Türk milletine 28 Şubat’ta yapılan Millî Güvenlik Kurulu tutanaklarını açıklamakla görevlidir. Ben buradan talep ediyorum: Eğer darbelerle mücadele etmek istiyorsak, kimin samimi olarak darbelerle mücadele edip etmediğini anlamak istiyorsak, 28 Şubat’ta yapılan Millî Güvenlik Kurulu tutanaklarını yayınlayın,” dedi.
“Reza Zarrab sıradan bir yolsuzluk meselesi değil, bir casusluk meselesidir”
Reza Zerrab ve bakanların çocuklarının serbest bırakılmalarının Türk milletinde şok etkisi yarattığını iddia eden Çıray, “Reza Zarrab meselesi sadece sıradan bir yolsuzluk meselesi değildir. Pek yakında bunun, aynı zamanda bir casusluk meselesi olduğunu, bir millî güvenlik sorunu olduğunu öğreneceksiniz, örtbas edemeyeceksiniz çünkü henüz bu pisliği örtebilecek bir bez yapılmadı.”
Ortada sürpriz olmadığını, Başbakan’ın ses kayıtları İnternet'e düşmemiş olsa bile herkesin yolsuzlukların varlığını bildiğini söyleyen Çıray, “Olan biten malumun ilamıdır. Erdoğan’ın gecekondudan villalara terfi ettiğini, çocuklarının gemi sahibi olduğunu ve bir iş adamının daha yıllar önce Başbakan’ın servetinin 1 milyar dolar olduğunu söylediğini bilmeyen var mıydı'”
“Milletin iradesi soygunculuğun kılıfı olamaz”
Erdoğan ve Hükûmetinin meşruiyetinin yolsuzlukların ortaya çıkmasından çok önce bittiğini iddia eden Çıray’a göre 4+4+4 diye anılan Milli Eğitim yasası çıktığı zaman Anayasa'nın laiklik ilkesini askıya alındığında ilk Anayasal meşruiyet sorunun çıktığını anlatarak sözlerini şöyle sürdürdü: “Kıbrıs'ta Annan Planı'yla, savaşmadan toprak vermeye çalışmak bir meşruiyet sorunu değil miyd? Oslo'da, yabancı topraklarda, bir yabancı komiserin önünde Türkiye Anayasası'nı tagyir, tebdil ve ilgaya teşebbüs etmek bir anayasal meşruiyet sorunu değil miyd? Sahte delillerle, kendi arkadaşınızın söylediği gibi, Türk Silahlı Kuvvetlerinin millî unsurlarına kumpas kurmak bir anayasal meşruiyet meselesi değil miydi'”
Darbelerin bazen silahlarla yapılır, bazen de hukuk kullanılarak yapıldığını öne süren CHP Parti Meclisi Üyesi Çıray, “12 Eylül 2010 referandumuyla Türkiye'de hukukla bu ülkenin topraklarını işgal etme sürecini başlattınız. Tek parti devleti ve tek bir güç yaratmak için her gün bir kanun çıkardınız. Yani darbe yapmak için daha ne yapmak lazı? Irkçı ve mezhepçi, bölücü bir siyaset uygulamanın anayasal meşruiyeti olabilir m? Hangi alana elimizi atsak sürekli Anayasa'yla çatışan bir iktidarla karşı karşıyayız.
Değerli arkadaşlar, milletin iradesinden söz ediyorsunuz. Milletin iradesi soygunculuğun kılıfı olamaz. Eğer milletin iradesini soygunculuğun kılıfı yapmaya çalışırsanız, bu, gayrimeşru bir hadise olur.
“Sayın Cumhurbaşkanı bu ülkenin yüzde 100'ünün Cumhurbaşkanı olamadı”
Şimdi, doğrusu Sayın Cumhurbaşkanı da tamamen Erdoğan'ın ve arkadaşlarının suç ortaklığının destekçisi hâline geldiğini öne süren Dr. Aytun Çıray, “Bir sayın cumhurbaşkanı düşünün -tırnak içinde söylüyorum- hakikaten Çankaya noteri gibi ya da (Erdoğan ile) tamamen hemfikir. Tamamen hemfikir olmasını daha kötü bulurum çünkü İnternet Yasası'nı çıkaracaksınız, onaylayacaksınız, dönüp diyeceksiniz ki: ‘Ben bakanlara telefon açtım, partiye telefon açtım şurasını şurasını düzeltin dedim.’ Ardından HSYK Yasası'nı onaylayacaksınız, sonra da hükümet Resmî Gazete'de basılmasını oyalayacak ve o sırada büyük tayinler yapılacak, bunun için de zaman kazandıracaksınız. O zaman siz hangi millet iradesinden söz ediyorsunu? Bu kimin Cumhurbaşkanı'
AKP’nin Cumhurbaşkanına bir daha seçilme yasağı koyması üzerine CHP’nin hukukun üstünlüğünü savunarak Anayasa Mahkemesine gittiğini ve Cumhurbaşkanının İzmir'de Finlandiya Cumhurbaşkanına verdiği bir yemekte danışmanına, "Bakın, Sayın Cumhurbaşkanı bugüne kadar bu ülkenin yüzde 49'unun Cumhurbaşkanı olmuştu, şimdi bu bir sayfa açsın bu ülkenin yüzde 100'ünün Cumhurbaşkanı olsun," dediğini iddia eden Çıray sözlerine şöyle devam etti: “Ama bu olaylar gösteriyor ki Sayın Cumhurbaşkanı bu ülkenin yüzde 100'ünün Cumhurbaşkanı olmaya niyeti yoktur.”
“Türkiye çaresiz değil, Türkiye'yi krizlere mahkûm etmeyiz”
Çıray konuşmasını şu sözlerle bitirdi: “Değerli arkadaşlar, yaşadığımız bir devlet krizidir. Devlet krizinden Türkiye'yi çekip çıkarmaksa bizim işimiz olacak. Biz, Türkiye'yi Erdoğan ve ortaklarının içine soktuğu bu krizden çıkarırız, bunun nasıl çıkarılacağını biliriz, o kadrolar bizde var, o birikim bizde var. Türkiye çaresiz değil, Türkiye'yi krizlere mahkûm etmeyiz, ne ekonomik krizlere ne siyasi krizlere. Önümüzdeki seçimler bunun için büyük bir fırsattır. Biz, devlet ciddiyetini biliriz. Devleti düştüğü yerden tekrar kaldırmak boynumuzun borcudur.”