Çukuralan Mahallesi’nde Koza Altın İşletmeleri tarafından yapılması planlanan ‘Çukuralan Altın Madeni 3. Kapasite Artırımı’ projesi ile ilgili 2 Ekim 2017 tarihinde verilen ÇED olumlu kararının iptali istemiyle, içinde Ege Çevre ve Kültür Derneği (EGEÇEP), Bergama Belediyesi, Bergama Çevre Platformu Sözcüsü Erol Engel, Dikili eski Belediye Başkanı Osman Özgüven, Prof.Dr. Ali Osman Karababa, İzmir Tabibler Odası adına Dr. Oya Otyıldız, Kimya mühendisleri Odası eski temsilcisi Ertuğrul Barka, Jeofizik Mühendisleri Odasından Erhan İçöz gibi isimler tarafından dava açıldı.
Açılan dava sonucunda İzmir 6.İdare Mahkemesince 3 Temmuz 2018 tarihinde ÇED olumlu kararının yürütmesi durduruldu, 28 Ağustos 2018 tarihinde ise iptal edildi. Ancak 2009/7 sayılı genelgeye dayanılarak yeniden ÇED süreci başlatıldı, konu İDK’ya taşındı.
YENİ ÇED RAPORU COĞRAFYAYI MI DEĞİŞTİRECEK
Duruma itiraz eden çevreciler adına görüş belirten Bergama Belediyesi Avukatı Serdar Sinan, “Yeni ÇED süreci ve İDK toplantısının 2009/7 sayılı genelgeye dahi aykırı. Jeoloji Mühendislerinin raporuna göre mahkeme ÇED sürecini iptal etti. Çukuralan Altın Madeni İşletmesi 3. Kapasite artırımı projesinde canlı sağlığı açısından risk taşıyan 3 önemli husus saptandı. Birincisi, madenin yaklaşık 6 km kuzey batısında yer alan ve içme suyu amacıyla Balıkesir Belediyesi tarafından kullanılan Madra Barajının göl alanının bulunması. İkinci ise maden atık sularının deşarj edildiği Çökek Deresi’nin doğal sit ve mesire yeri olan ve yaklaşık 5 km güneydeki kültür ve tabiat varlığı olan Nebiler şelalesine drene olması. Üçüncüsünün ise ocak işletme şevlerinin stabilitesi hesaplarındaki eksiklikleri olduğu. Yeni rapor ile bu yanlış nasıl düzeltili? Yeni ÇED raporu Çukuralan'ın coğrafyasını mı değiştirecek'” dedi.
ELDE EDİLEN ALTINLAR FETÖ TERÖR ÖRGÜTÜNE Mİ GİTTİ
Konuyla ilgili açıklama yapan Avukat Arif Ali Cangı ise mahkeme kararının derhal ve eksiksiz uygulanması, maden işletmesinin kapatılması ve sahanın eski haline getirilme çalışmalarına başlanması, İDK toplantısının iptal edilerek, ÇED sürecinin sonlandırılması gerektiğini ifade etti. Cangı, “Çukuralan'da iki kez kapasite artırılarak, doğa delik deşik edildi, doğaya karşı büyük ve ağır suçlar işlendi. Oradan çıkan cevher ile Ovacık Altın Madeni onca yargı kararına rağmen çalıştırıldı. Elde edilen altınların 15 Temmuz darbe kalkışmasını yapan terör örgütüne gittiğine dair iddialarla açılan davalar devam ediyor. Şirketin patronunun terör sanığı olarak gri bültenle arama ve yakalaması var, İngiltere'de kaçak. Artık yeter. 2009/7 sayılı genelge ile Çukuralan'da doğaya karşı, yaşama karşı, halka ve hukuka karşı yeni suçlar işlenmeye çalışılıyor. Yeni suçlara izin verilmemeli” diye konuştu.
YARGI KARARINA UYULUP MADEN BİR AN ÖNCE KAPATILMALI
Duruma itiraz eden ve derhal bu yanlıştan dönülmesi gerektiğini ifade eden Bergama Çevre Platformu Sözcüsü Erol Engel ise “Dikili ve Balıkesir belediyelerinin sularına sahip çıkıp sürece müdahil olmalıdırlar. Eğer 2009/7 sayılı genelgeyi uygulamaya kalkarlarsa Madra barajının mı yoksa Nebiler ılıcasının mı yerini mi değiştirecekler. Yargı kararında da belirtildiği gibi madenin yer seçimi yanlıştır. Çevre Bakanlığı bugünkü İDK'sın da 6. idare mahkemesinin yargı kararına uyup madeni bir an önce kapatmalıdır” dedi.