Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 saat 25 dakika süren Kabine toplantısının ardından açıklamada bulundu. Erdoğan, "Kerbela Faciasının 1385’inci yıl dönümünde şehitlerin sultanı Hz. Hüseyin efendimizi ve yarenlerini bir kez daha rahmetle yad ediyoruz. Kerbela Katliamı üzerinden bizi bölmek, aramıza nifak ve fitne tohumları serpmek isteyenlere fırsat vermeyeceğiz. Devlet ve millet olarak İslam alemini ilgilendiren her meselede olduğu gibi Kerbela olayında da birleştirici tutumumuzu korumaya devam edeceğiz. Önceki sene kurduğumuz Alevi Bektaşi Kültür ve Cem Evi Başkanlığımız bu noktada gerçekten anlamlı roller üstleniyor. Cem evlerinin inşası, bakımı, elektrik, su ve gaz ücretlerinin ödenmesinden Alevi Bektaşi inanç önderlerinin istihdamına kadar geniş bir yelpazede pek çok hizmeti artık devletimiz sunuyor. Alevi-Bektaşi kardeşlerimizle yakın istişare halinde olmayı sürdüreceğiz. Aşure gününün başta Alevi-Bektaşi vatandaşlarımız olmak üzere bütün milletimiz için barışa, kardeşliğe ve muhabbete vesile olmasını diliyorum" dedi.
‘A MİLLİ FUTBOL TAKIMIMIZI TEBRİK EDİYORUM’
Erdoğan, UEFA’nın mili futbolcu Merih Demiral hakkındaki kararına tepki göstererek, "UEFA’nın Merih Demiral hakkında alelacele aldığı haksız karar hem kendilerine hem de şampiyonanın itibarına zarar vermiştir. Berlin caddeleri ve olimpiyat stadındaki atmosfer gerçekten muhteşemdi. Milli takımımız maç boyunca izleyenlere keyif veren, heyecan ve tempo seviyesi yüksek bir performans sergiledi. Karşılaşma esnasında elbette içimize sinmeyen anlamakta zorlandığımız hakem kararları oldu. Futbolcularımız ellerinden gelenin en iyisini yapmalarına rağmen maalesef yarı final şansımızı kaçırdık. Buradan bir kez daha milletçe bizlere büyük gurur yaşatan A Milli Futbol Takımımızı ve teknik heyeti yürekten tebrik ediyorum. Millilerimizi Almanya’da ev sahibi olarak muhabbetle bağırlarına basan gurbetçi kardeşlerimize ayrıca teşekkür ediyorum. İngiltere’yi yenerek Avrupa şampiyonu olan İspanya’yı hem başarıları hem de oynadıkları güzel futbol için kutluyorum. Sporda bu yılki bir diğer kritik imtihanımız gelecek hafta başlayacak olan Paris 2024 Olimpiyat Oyunlarıdır. Sporcularımızdan Tokyo‘da elde ettikleri tarihi başarıyı Paris’te çok daha ileri seviyelere taşımalarını bekliyorum. Paris Olimpiyatları’nda yarışacak sporcularımıza şimdiden üstün başarılar diliyorum" diye konuştu.
‘NATO’NUN İTTİFAK DAYANIŞMASI RUHUYLA BAĞDAŞMADIĞI AÇIKTIR’
Erdoğan, 9-11 Temmuz tarihleri arasında Washington’da düzenlenen NATO Liderler Zirvesi’nin Türkiye’nin NATO içindeki vazgeçilmez rolünü tekrar teyit ettiğini belirterek, "İttifakın 75’inci yıl dönümüne tekabül eden bu tarihi zirvede savunma sanayi ve terörle mücadele başta olmak üzere ülkemiz açısından hayati öneme sahip konularda müttefiklerimizden beklentilerimizi ifade ettik. Her iki başlıkta da halen arzu ettiğimiz iş birliğinin çok uzağındayız. Müttefiklerimiz tarafından ülkemize bin bir nazla verilen silahlar bakıyorsunuz bölücü terör örgütünün sığınaklarından çıkıyor. ‘DEAŞ ile mücadele’ kisvesi altında PKK’nın Suriye koluna gönderilen binlerce TIR dolusu silah ve mühimmatı saymıyorum bile. Savunma sanayi ticareti ile ilgili bazı kritik malzemelerde suyu yokuşa sürme çabalarına rastlıyoruz. Bunların NATO’nun taşıyıcı kolonu olan ittifak dayanışması ve müttefiklik ruhuyla bağdaşmadığı açıktır. Temaslarımızda bu sorunların süratle çözülmesi gerektiğini söyledik. 7 Ekim’den bu yana Gazze’deki kardeşlerimizin maruz bırakıldığı katliamı gerek oturumlarda gerekse ikili görüşmelerimizde gündeme getirdik. İsrail’in durdurulmasının sadece bölgemiz için değil tüm insanlığın huzuru ve güvenliği için şart olduğunun altını çizdik. Türkiye olarak mevcut İsrail yönetimini ateşkese zorlamak amacıyla tüm imkanları seferber etmiş durumdayız. İki ülke arasındaki ticari işlemlerin durdurulması bunlardan biriydi. Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail aleyhine açılan soykırım davasına müdahil olma kararımız bir diğeriydi. NATO bünyesinde sahip olduğumuz araçları da bunun için kullanıyoruz" diye konuştu.
‘TÜRKİYE TEK BİR BLOKA SIKIŞTIRILAMAYACAK BİR ÜLKEDİR’
Erdoğan, Filistin’de kalıcı barış tesis edilene kadar İsrail’le NATO nezdinde iş birliği yapılması yönündeki girişimlere onay vermeyeceklerini vurgulayarak şöyle devam etti:
"Bu konudaki kararlı duruşumuzu zirvede açık açık vurguladık. İsrail’in Gazze ve diğer Filistin topraklarındaki katliam, işgal ve soykırım politikası devam ettikçe biz de bu ülkeyle ilgili tutumumuzu değiştirmeyiz. İsrail, 7 Ekim’den bu yana geçen 285 günde her türlü zulmü, barbarlığı ve vahşeti sergilemesine rağmen Filistin halkının direniş azmini kıramadı. Filistinli kardeşlerimiz tüm Müslümanlara ve insanlığa örnek olacak büyük bir vakarla topraklarını kahramanca savunmaya devam ediyor. 40 bine yakın şehide ve üzerlerine yağan bombalara karşın tüm dünyaya vatanperverlik dersi veren Filistinli kardeşlerimizi hürmetle selamlıyorum. Rabbim Filistin halkının ve Gazzeli mazlumların yardımcısı olsun diyorum. Kandan, gözyaşından ve işgalden beslenen zalimler rahatsız olsalar da biz Filistin’in yanında dimdik duruyoruz ve duracağız. Türkiye olarak bölgemizin sulhu sukuna kavuşması için garantörlük dahil her türlü rolü üstlenmeye hazır olduğumuzu tekrar ifade ediyorum. Bakınız burada bir hususa özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum; Türkiye coğrafi beşeri, ekonomik ve tarihi bağları itibari ile tek bir bloka sıkıştırılamayacak bir ülkedir. Bizim için batı dünyası ile ilişkilerimizi ilerletmek ne kadar önemliyse Asya’dan Afrika’ya ve Latin Amerika’ya kadar diğer bölgelerle iş birliğimizi güçlendirmemiz de aynı derecede önemlidir. Bizi kimsenin dar kalıplarına hapsetmesine izin vermeyiz."
'TÜRKİYE'YE 360 DERECELİK BİR DIŞ POLİTİKA UFKU KAZANDIRDIK'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin dış politikada dengeli bir siyaset yürüttüğüne işaret ederek, "Biz ne Batı için Doğu'ya sırtımızı döneriz ne Doğu için Batı'yı ihmal ederiz. Ülkemizin çıkarları doğrultusunda komşularımızdan başlayarak herkesle münasebetlerimizi ilerletiriz. Bu anlayışla son 22 yılda Türkiye'nin nüfus alanını genişletmek için tarihi nitelikte adımlar attık. Soğuk savaş döneminden kalan angajmanlara hapsolmuş bir Türkiye'ye 360 derecelik bir dış politika ufku kazandırdık. Karşılıklı saygı ve müşterek menfaatler temelinde daha önce karşımızda konumlanan ülkelerle dahi ilişkilerimizi güçlendirdik. Tüm bunları malum çevrelerin körüklediği eksen kayması tartışmalarına rağmen başardık. İnşallah bu yaklaşımımızı yeni hamlelerle devam ettireceğiz. Dostlarımızın sayısını çoğalmaya büyük önem veriyoruz. Küresel gerilimlerin ürkütücü boyutlara ulaştığı, büyük güçler arasındaki paylaşım kavgasının hızlandığı, bölgemizin sürekli diken üstünde olduğu bir dönemde dış siyasette yeni denklemler kurmamız Türkiye için tercihten öte ihtiyaçtır. Bu açılımlara sadece bizim değil komşularımızla birlikte diğer ülkelerin de muhtaç olduğunu görüyoruz. Bunun için sıkılı yumruklarını açılmasında fayda olduğuna inanıyoruz" dedi.
'SAYIN TRUMP'A ÜLKEM VE MİLLETİM ADINA 'GEÇMİŞ OLSUN' DİYORUM'
Erdoğan, ihtilafların müzakere masasında ve karşılıklı diyalog yoluyla çözülmesini samimiyetle temenni ettiklerini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Şunu artık herkesin idrak etmesi gerekiyor; bölgesel iş birliğini ve dayanışmayı ne kadar artırırsak giderek büyüyen tehditler karşısında o derece mukavemet kazanırız. Diğer türlü bir asır önceki gibi coğrafyamızın sınırlarının yeniden kanla ve gözyaşıyla çizilmesine engel olamayız. Küresel siyasetin bir türlü istikrara kavuşmaması, küresel ekonomideki sorunların da çözüm yolunu tıkamaktadır. Büyüme, istihdam ve enflasyonla ilgili beklentilerdeki kötümser hava halen ortadan kalkmadı. Hafta sonu Amerikan eski başkanı ve cumhuriyetçilerin başkan adayı Sayın Trump'a yönelik düzenlenen menfur suikast girişimi dünyadaki mevcut kırılganlıkları bir kez daha gözler önüne sermiştir. Suikast teşebbüsünü bir kez daha lanetliyor, Sayın Trump'ın kendisine, ailesine ve destekçilerine ülkem ve milletim adına 'geçmiş olsun' diyorum. Bölgemizde ve ötesinde neredeyse her sabah gözlerimizi yeni bir krize açıyoruz. Ekonomi, güvenlik, ticaret başta olmak üzere pek çok alanda belirsizlikler artmış durumda. Bunun önüne tam manasıyla özellikle geçilemediğini görüyoruz. Küresel sistemde yeni denge arayışları artarak devam ediyor" dedi.
'YENİ UYDUMUZ DIŞA BAĞIMLILIĞIN AZALTILMASI YÖNÜNDE ÖNEMLİ'
Hükümet olarak bu olumsuz iklime rağmen hedeflerinden kopmadıklarını aktaran Erdoğan, "Evlatlarımıza bırakacağımız en büyük miras olan Türkiye Yüzyılının inşası için yoğun bir çabanın içindeyiz. Geçen hafta yerli ve milli haberleşme uydumuz Türksat 6-A'nın uzay yolculuğu 8 Temmuz'da fiilen başladı. Yeni uydumuz test yörüngesine 23 Temmuz'da ulaşacak. Doğrulamaların ardından da 3 ay sonra operasyona alacağız. Türksat 6-A ile haberleşme uydusu üreten ilk 11 ülke arasına girdik. Mühendislerimiz, teknoloji firmalarımız ve kurumlarımız el ele verdi, çalıştı, didindi ve Türkiye'yi bu alanda hamdolsun bir üst lige yükseltti. Yeni uydumuz dışa bağımlılığın azaltılması yönünde önemli bir kilometre taşı olacak" ifadesini kullandı.
'HÜKÜMETİMİZİN BİR ELİ DAİMA DEPREM BÖLGESİNİN ÜZERİNDEDİR'
Erdoğan, 6 Şubat depremlerinde yıkılan şehirlerin yeniden imarının gündemlerinde en tepede bulunduğunu belirterek, "Depremin yıktığı şehirlerimizi devasa birer şantiyeye çevirdik. Şimdiye kadar 76 binden fazla afet konutunu hak sahiplerine teslim ettik. İnşallah çok yakında bunlara yenilerini ekleyeceğiz. Hedefimiz yıl sonuna kadar 200 bin konutun teslimatını gerçekleştirmektir. İnşallah 2025 senesi bitmeden önce evine girmeyen hiçbir depremzede kardeşimizi bırakmayacağız. Bundan sonra çalışmaların daha da hızlanacağını ümit ediyorum. Afetzede kardeşlerimiz şunu çok iyi bilsin; şahsımızın ve hükümetimizin bir eli daima deprem bölgesinin üzerindedir. Yapılan işleri, karşılaşılan sıkıntıları anbean takip ediyoruz. Depremin yıktığı şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırmadan gönlümüz rahat etmeyecek. Deprem bölgesinde yaşayan insanlarımız da aramıza kimseyi sokmamakta kararlıyız. Biz milletle seçim meydanlarında yaptığı sözleşmesine sadık bir iktidarız. 31 Mart öncesinde meydanlarda atıp tutanların halktan yetki alınca nasıl çark ettiklerini ise hep beraber görüyoruz. Millete verdikleri sözleri tutmak yerine orada burada günaşırı miting yaparak kendi beceriksizliklerinin üstünü örtmeye çalışıyorlar" diye konuştu.
'İNSAN HAYATINA MAL OLAN İŞ BİLMEZLİKLERE ARTIK BİR 'DUR' DENİLMESİ GEREKİYOR'
Erdoğan, bundan 3 ay evvel İstanbul'un göbeğinde Beşiktaş'ta rızkının peşinde koşan 29 emekçinin ihmallerin kurbanı olduğunu belirterek, "Ardından yine sorumsuzluk sebebiyle Antalya'da teleferik kazası yaşandı, bir insanımız hayatını kaybetti. Facianın eşiğinden dönüldü. Daha sonra yine İstanbul'da bir çocuk parkında 5 yaşındaki bir evladımız boğularak can verdi. Geçtiğimiz günlerde aynı beceriksizliğin, ihmalkarlığın ve umursamazlığın faturasını bu sefer İzmir Konak'ta ödedik. 2 vatandaşımız hem de çok acı çok yürek yakan bir şekilde vefat etti. Ancak adeta bağırarak gelen bu faciaların hepsinde vebali olanlar çıkıp bir kez olsun milletten özür dilemedi. Yakınlarını kaybedenlerin yüreğine su serpecek, acılarını bir nebze olsun dindirecek, sorumluluklarını kabul edecek hiçbir açıklama yapmadılar. Hiçbir şey olmamış, hiçbir şey yaşanmamış gibi yollarına devam ettiler. İstanbul'daki, Antalya'daki skandallarda nasıl vicdansızca davrandıysalar İzmir'deki müessif hadisede de aynı sorumsuz tavrı sürdürdüler. Bunun mazur görülebilir hiçbir yanı yoktur. Bunun ne siyaseten ne vicdanen anlaşılabilir bir tarafı da yoktur. İnsan hayatına mal olan iş bilmezliklere artık bir 'dur' denilmesi gerekiyor. Biz hükümet olarak bütün bu skandallarda payı ve ihmali olanların hukuk önünde hesap vermesi için gereken neyse yapıyoruz ve yapacağız. Aziz milletimizin de yaşananları gördüğüne ve vicdan terazisinde tarttığına inanıyorum. Konak'taki hadise de hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah'tan rahmet acılı ailelerine sabır niyaz ediyorum" dedi.
'AÇGÖZLÜLÜĞÜN YOL AÇTIĞI FİYAT BALONU YAVAŞ YAVAŞ SÖNÜYOR'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sokağa, çarşıya, pazara kulak tıkayan bir hükümet asla olmadıklarını ifade ederek, "Toplumumuzdaki özellikle bazı kesimlerin hayat pahalılığı sebebiyle yaşadığı zorlukların bilincindeyiz. 22 yıllık iktidarlarımız boyunca insanımıza enflasyonu ezdirmedik. Bundan sonra da aynı hassasiyetle hareket edeceğiz. Amacımız ekonomimizi, enflasyonu tekrar körükleyecek bir kısır döngüye sokmadan vatandaşlarımızın refahını kalıcı olarak yükseltmektir. Türkiye'ye geçmişte ağır faturalar ödetmiş popülizm batağına düşmemek için büyük itina gösteriyoruz. İstikrar ve reform programımızı kararlı bir şekilde uyguluyoruz. Programın olumlu sonuçlarını peyderpey alıyoruz alacağız. Geçen aydan itibaren enflasyonun ateşi düşmeye başladı. İnşallah önümüzdeki aylarda bu süreç daha da ivmelenecek. Sene sonunda enflasyonu hedeflediğimiz seviyelere indireceğiz. Fahiş fiyat ve fırsatçılıkla mücadelede kararlı adımlar atıyoruz. Belli başlı sektörlerde aşırı kar hırsı ve aç gözlülüğün yol açtığı fiyat balonu yavaş yavaş sönüyor. Orta Vadeli Programın etkileri gördükçe ekonomi kurmaylarımıza yönelik yıpratma ve yıldırma kampanyaları da yoğunlaşmaktadır. Ne biz ne de milletimiz bu saldırılara prim vermeyecektir. Sabır ve kararlılıkla yol haritamızı uygulamaya devam edeceğiz. İstihdam konusunda iş gücü verilerimiz gayet güzel geliyor. Mayıs ayı iş gücü verileri rekorlar kırdığımız 2023 yılından bile daha iyi seviyede gerçekleşti. İşsizlik oranı bir önceki yıla göre 1,1 puan azalarak yüzde 8,4 seviyesine geriledi. İhracat tarafında da yakaladığınız ivmeyi sürdürüyoruz. Cari açıkta iyileşme aynı şekilde devam etmektedir. Merkez Bankası brüt rezervlerimiz 148 milyar doların üzerine çıkarak tüm zamanların rekorunu kırdı. İnşallah her alanda çok daha iyi yerlere geleceğiz. Ekonomiye dair birçok düzenlemeyi içeren kanun teklifimiz bugün grup başkanlığımız tarafından meclisimizin takdirine sunuldu. Türkiye'nin mali kaynaklarının milletimiz için kullanılmasını sağlayarak 85 milyonun tamamının gelirini refahını, huzurunu, artırmayı istiyoruz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum" diye konuştu.