İzmir'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin 271 sanık hakkındaki davanın görülmesine, Deniz Kuvvetleri Komutanlığındaki (DKK) bazı tanıkların dinlenilmesiyle devam edildi.
Aliağa Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü'nde İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesine dönüştürülen salondaki duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kayda alınan duruşmada tutuklu sanık eski Foça Batı Görev Grup Komutanı Tuğamiral Yaşar Çamur'un tanık olarak dinlenilmesini istediği eski Donanma Kurmay Başkanı Tuğamiral Yalçın Payal darbe girişiminin yaşandığı gün Gölcük'te görevli olduğunu, Foça'dan gemilerin seyre çıkışının planlı bir faaliyet olmadığını ileri sürdü.
Tanık Yalçın Payal, plan dışı bir faaliyet nedeniyle görev icra eden kişinin komutana haber verme zorunluluğu olduğunu ifade ederek kendisine bu şekilde bilgi gelmediğini söyledi.
Darbe girişimi akşamı darbeci askerler tarafından rehin alındığını belirten tanık, 16 Temmuz sabahına kadar Batı Görev Grup Komutanlığının faaliyetlerinden haberi olmadığını ifade etti.
TSK YÖNETİME EL KOYMUŞTUR DİYORSA...
Tanığın ifadesinden sonra söz alan tutuklu sanık Yaşar Çamur, "Ben hiçbir zaman 'üstlerime ulaşmak istedim ama ulaşamadım' demedim. Birinci önceliğim bana emanet edilen 7 geminin güvenliğini sağlamaktı. Emir alma ihtiyacım yoktu. O yüzden aramadım. Kurmay Başkanı'nın Foça'dan kalkan tüm gemilerden haberdar olması gerekirdi." dedi.
Mahkeme Başkanı, Çamur'un ifadeleri üzerine, "Darbe kalkışmasında adı geçen herkesle irtibatta oluyorsun. Senin 1. bağlılarını aramaktan imtina etmişsin."dedi.
Çamur'un "Vicdanen rahatım, gemilerin emniyeti için çıktım, bu kişilerle konuştum, sadece bilgi aldım." demesi üzerine Mahkeme Başkanı, "Bu bilgiyi kurmay başkanından alabilirsin. Eski Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Kurmay Başkanı Tuğamiral Ömer Faruk Harmancık (tutuklu sanık) seni arayıp 'TSK yönetime el koymuştur' diyorsa, darbecidir." dedi.
Mahkeme Başkanı Çamur'un "Benim görevim gemilerin emniyetini sağlamak darbeyi çözmek değil." ifadelerine ise "Personel yok o sırada gemide. Onları çağırarak emniyetsiz pozisyona sokan sensin. Gemilerin emniyette olup olmadığı konusunda irtibat için üstlerinle görüşebilirsin. Sen gidiyorsun Halil İbrahim Yıldız'ı (tutuklu sanık) arıyorsun." yanıtını verdi.
Mahkeme Başkanının "Darbe başarılı olsaydı, cunta başa geçmiş olsaydı sen güney deniz saha komutanı mı olacaktın'" sorusuna Çamur, "Onu niye verdiler bilmiyorum. Büyük ihtimal yine yargılanıyor olacaktım. O gece verilen emir sıkıyönetim direktifi. Ben o emirlerin hiçbirisini yapmadım. Darbeye yönelik tek bir emrim yok. Bütün gemilerin bilgisi donanma harekat merkezinde var. Kurmay başkanı başka hareket var mı, başka gemi kalkıyor mu diye sorsa bilgisi olurdu. Onların verdiği emirde yer alan 'Gemiler limana dönecektir' ifadesi çok afaki." şeklinde savunma yaptı.
Tanık eski Harp Filosu Komutanı Tümamiral Ahmet İskender Yıldırım, tutuklu sanık Yaşar Çamur'un emrinde olan 3 amiralden biri olduğunu belirterek darbe girişimi akşamı eski Donanma Kurmay Başkanı Tuğamiral Yalçın Payal'ın kendisini aradığını ve 'Gölcük'ten gemiler seyre çıkıyor, haberiniz var mı' dediğini ifade etti.
Filo komutanının haberi olmadan 1 geminin bile hareket etmesinin mümkün olmadığını söyleyen tanık, "Gemilerin amiralden izinsiz çıkması mümkün değildir. O akşam 'Benim emrim olmadan hiçbir gemi seyre kalkmasın' emri verdim." dedi.
Tanık, darbe girişimi akşamı gemilerde televizyonların kapatıldığını telefonların toplatıldığını anımsatarak, "Televizyonu ve telefonu kapatırsanız düşmanın nerede olduğunu nasıl anlarsınız'" diye sordu.
Davanın görülmesine devam edildi
Gizli tanık Abdullah: "1986 yılında cemaatin askeri okullara sızdığı haberinden sonra örgüt hücresel yapıda öğrenci almaya başladı. 1986 yılındaki operasyondan sonra öğrenciler birbirlerini deşifre ettiler. Bu yüzden başlatılan hücresel yapıda 1-2 kişi birbirini bilir, gizli yapıdır"
İzmir'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin 271 sanık hakkındaki davanın öğleden sonraki oturumuna tanıkların beyanlarıyla devam edildi.
Aliağa Ceza İnfaz Kurumu Kampüsünde İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesine dönüştürülen salondaki duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kayda alınan duruşmada tutuklu sanık Enver Topal'ın FETÖ terör örgütü üyesi olduğunu ve Topal'ın eşiyle cemaat evliliği yaptığını iddia eden gizli tanık Abdullah, dinlendi.
Sesi değiştirilip görüntüsü mozaiklenerek ifadesi alınan gizli tanık Abdullah tutuklu sanık Ender Topal ile Erzincan'da görevdeyken tanıştıklarını ve Topal'ın girdiği ilk sınavda akademiyi kazanıp kurmay olduğunu, kendisinin ise 6 yıl akademi sınavlarına girip başarılı olamadığını belirtti.
Gizli tanık, tutuklu sanık Enver Topal'ın konuşmalarından FETÖ üyesi olduğunu anladığını belirterek, "Hakan kod adlı kişi bana 'Ben Enver'den sorumlu abiyim' demişti. Poliste verdiğim ifadede Enver Topal ve FETÖ yapılanmasıyla ilgili bildiğim her şeyi anlattım. 1986 yılında cemaatin askeri okullara sızdığı haberinden sonra örgüt hücresel yapıda öğrenci almaya başladı. 1986 yılındaki operasyondan sonra öğrenciler birbirlerini deşifre ettiler. Bu yüzden başlatılan hücresel yapıda 1-2 kişi birbirini bilir, gizli yapıdır. Ben eşime mini etek giydirmedim. Mini etek giydirenler ve alkol alanlara sınavlar kazandırılırdı. Beynimi onlara vermedim. Bana 'İmayla namaz kılacaksın' dediler. Gittim camide kıldım." diye konuştu.
Savcının "Enver Topal ile öğrenci alım mülakatları konusunda bir konuşma olmuş. Biraz bahseder misin'" sorusuna gizli tanık, "Enver Topal ve bir kişinin daha olduğu bir sohbetti. Sohbette zafer edasıyla 'bir dava uğruna' şeklinde ifadeler geçiyordu." yanıtını verdi.
Tutuklu sanık Topal ise gizli tanığın ifadelerini reddederek, "Akademiyi kazanmış herkesi kendi kazanamadığı için örgütçülükle suçlamıştır." dedi.
Tanık Foça Merkez Komutanı Ali Türker Demiralp, darbe girişimi günü toplanma planı çerçevesinde komutanlığa gittiğini, komutanlıkta kendisine komuta yapısının değiştiği yönünde bilgi verildiğini ifade etti.
Tanık Demiralp, olağan dışı olayların yaşandığını fark ettiğini ve yeni komuta yapısını gösteren evrakı incelediğinde yasal bir evrak olmadığını anladığını kaydetti.
Demiralp, "Personeli toplantıya çağırdım. Evrakı tanımadığımı söyledim. Aksi çıkanı tutuklayacaktım. Emniyet tedbirlerini arttırdık. Darbeye kalkışanların tutuklamalarını gerçekleştirdik." dedi.
Mahkeme heyeti tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına, Deniz Kuvvetleri Komutanlığına müzekkere yazılarak darbe girişimi günü Foça Batı Görev Grup Komutanlığından seyre çıkan gemilerin tüm teknik verileriyle incelenerek, duruşma dosyasına konu eylemler açısından değerlendirmeler yapılarak, sivil makamların anlayabileceği bir açıklıkta rapor istenmesine karar vererek duruşmayı erteledi. (AA)