HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Başbakan Binali Yıldırım'ı ağır sözlerle eleştirip, "El ele verelim HDP'yi bitirelim' diyor. Bizi tehdit ediyor. 'Halkın öfkesini zor tutuyoruz' diyor. Bizi iç savaşla tehdit edebiliyor. Densiz, siyasi öngörüsüz zihniyet, bizi tehdit ediyor, aynı konuşmada da demokrasiden söz ediyor. Bu anlayışla barış nasıl sağlanaca? Yakıp yıkarak mı o insanları kazanacaksın. Tamam, o zaman bir eline Bahçeli bir eline Kılıçdaroğlu'nu al, el ele tutuşun Şırnak'a gidin miting yapın" dedi. Demirtaş, Suriyelilere vatandaşlık konusunda yaptığı referandum çıkışı için de özür diledi.
Partisinin Balçova'daki dayanışma yemeği için İzmir'e gelen HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, il eş başkanlarının kısa konuşmalarından sonra kürsüye çıktı. Tarihi bir süreçten geçildiğini anlatan Demirtaş, "Atacağımız her adım önümüzdeki 100 yılı belirliyor olacak. Buna uygun bakış açısı ile geleceğimizi çözmeye çalışıyoruz. HDP olarak Türkiye'de temel problemlere en makul, uygulanabilir çözümleri üretmeye, muhalefetimizle de katkı sucunu şekilde ortaya koymaya çalışıyoruz. Bizim pozisyonumuzda Türkiye'de başka parti yok. Bu kadar baskı, tehdit, engellemeye rağmen her gün daha fazla büyüyen, etkili siyaset üreten, siyasi şekillenmeye yön veren başka parti yok" dedi.
ATANMIŞ BAŞBAKAN SÖZLERİYLE ELEŞTİRDİ
Başbakan Binali Yıldırım'ın muhalefet partilerine yaptığı çağrıyı eleştiren Selahattin Demirtaş, "Atanmış başbakan bugün bir kez daha aslında partimize karşı nasıl saldırı dalgası yürütüldüğünün örneğini verdi. 'Rakip muhalif partilere CHP'ye, MHP'ye çağrı yapıyorum, gelin ülkenin doğusunda örgütlenin' diyor. HDP'ye karşı. 'HDP'nin işini zorlaştıracak, siyaset yapmaması için her türlü saldırıyı yapacağız. CHP'ye, MHP'ye alan açacağız, siz de örgütlenin. Geçmişte yapamıyordunuz şimdi yapın' diyor. Bir cümle önce de 'bütün düşüncelere saygılı olacağız' diyor. Öyle bir rezillik kepazelik inanın ki Türkiye Cumhuriyeti siyasi tarihinde görülmedi. 14 yıldır ortaya koydukları kepazelik, seviyesizlik tam da budur. Gelin hep birlikte HDP'yi yok edelim' diyor" dedi.
"BİZ HERYERDE VARIZ"
HDP'ye oy vermiş 6 milyon insan olduğunu vurgulayan Demirtaş, "Bu rakam aileleriyle birlikte 13 - 15 milyon HDP'li nüfustan bahsediyoruz. Beğenirsin ya da beğenmezsin. Dilinizden düşünmediğiniz halk iradesine saygı duymak yerine çağrı yapıp 'siz orada örgütlenin HDP'yi bitirin' diyor. Biz zaten örgütlenmişiz. Oy verenlerin iradesine niye saygı duymuyorsu? Bu nasıl ahlaksız, had bilmezliktir. Sen atanmış başbakan olabilirsin ama biz de seçilmiş insanlarız. Engellere rağmen 6 milyon oy almış partiyiz. CHP, MHP, diğer partilerin Şırnak'ta, Hakkari'de, Batman'da zaten örgütleri var. Zannediyor ki bunların orada teşkilatı yok diye oy alamıyorlar. Alabildiğiniz oy bu kadar. CHP, MHP olduğu yerde HDP oy almaz zannediyorsan bak biz İzmir'de de, Adana'da da, Mersin'de de Tekirdağ'da da varız. Türkiye'nin her yerinden oy alıyoruz. Osmaniye'den de oy alıyoruz. Bu kadar siyasi körlük akılsızlık olur mu'" dedi.
"ÖTEKİLEŞTİRMEYE İZİN VERMEYECEĞİZ"
Başbakan Binali Yıldırım'ın kendilerini tehdit ettiğini de ileri süren Selahattin Demirtaş, "Muhalefete sesleniyor. 'El ele verelim HDP'yi bitirelim' diyor. Bizi tehdit ediyor. 'Halkın öfkesini zor tutuyoruz' diyor. Bizi iç savaşla tehdit edebiliyor. Densiz, siyasi öngörüsüz zihniyet bizi tehdit ediyor, aynı konuşmada da demokrasiden söz ediyor. Bu anlayışla barış nasıl sağlanaca? Yakıp yıkarak mı o insanları kazanacaksın. Tamam, o zaman bir eline Bahçeli bir eline Kılıçdaroğlu'nu al, el ele tutuşun Şırnak'a gidin miting yapın. Biz mi engelliyoru? Buyurun gidin yapın. Halkın içine çıkacak yüzünüz yok. Utancınızdan, işlediğiniz suçun farkında olduğunuz için Silopi'ye gizli gidip dönüyorsunuz. Siyaset yapmak isteyen HDP'yi engelleyeceksin, bunun adına 'demokrasi' diyeceksin, çağrı yapıp 'Şırnak'ta HDP'yi bitirelim' diyeceksin. O halde sen başbakanımız değilsin. Bize oy vermişlerin başbakanı olamazsın. Bu zihniyetle ülkenin tamamını düzeltemezsin. Bu sözleri düzeltme çağrısı yapıyoruz. HDP oy almamış, yokmuş gibi davranma terbiyesizliğini asla sana tattırmayacağız. HDP'ye oy verenler vergi ödüyorlar. Askere gidiyorlar. Vatandaşlık görevini yerine getiriyorlar. CHP'liden, MHP'liden ne farkı var bu insanları? HDP'yi ötekileştirmelerine izin vermeyeceğiz" dedi.
Kendilerinin ülkenin gerçek sahibi olduğunu anlatan Demirtaş, "Bizler bu ülkenin gerçek sahipleriyiz. Ne üvey evlat ne ikinci sınıf vatandaşız. Türkiye'den mi atacaksın biz? Tapulu malınız m? Biz demokrasi için en ağır bedel ödemiş insanlarız. Bizi yargı ile linçle tehdit ediyor. Önce yolsuzlukla suçlanıp da yargıdan kaçırdığınız bakanlarınızı mahkeme huzura çıkarın. Önce siz hesap verin. Sizin evlatlarınız kumar masalarından kalkmayacak sonra da HDP vatan haini olacak. Var mı böyle üç kağıt. Biz bu ülkenin sahibiyiz, aydınlık geleceğiyiz. Bizi yok etmeye çalışmalarının nedeni budur" dedi.
"SURİYE MESELESİNDE DİLİMİZDE TÜY BİTTİ"
Dış politikada hükümeti eleştiren HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, "5 yıldır Suriye meselesinde dilimizde tüy bitti. Bunlar ısrarla 'bütün dünya yanlış yapıyor' diyordu. Bir hafta 10 gün içinde ne değişt? 5 yıldır yanlış yapıyorsanız, sorunumuz yoksa 5 yıldır ödenen bedeller, yakılıp yıkılan Suriye, bedel ödeyen Türkiye ne olacak. Ortalığı cehenneme çevirdiniz. Bir şey olmamış gibi 'fazla da sorunumuz' yok diyor. Yoksa bu kızıl kıyameti niye kopardını? Neredeyse 3'üncü Dünya savaşı çıkardınız. Terörü siz büyüttünüz. Kimi kandırıyorsunu? Suriye'nin bu hale gelmesinin nedeni bunlardır. Savaş bu kadar büyümeyebilirdi. Atanmış başbakan 'Suriye ile çözülmeyecek sorunumuz yok' diyor. Yoksa kardeşim nedir bu kadar zulü? Özür de mi dilemeyeceksiniz. Putin'den özür diliyorlar, kendi halkından özür dileyemiyorlar. Savaşı kışkırtmasalar 10 milyon Suriyeli dünyaya dağılmayacaktı. En azından 'yanlış yaptık, muhalefetle el ele verip düzeltelim' deyin. Kösele suratla yine bizi suçluyorlar. Biliyorlar etraflarında ne söyleseler alkışlayacak tayfa oluşmuş. '2 kere 2, 5' dese de '2 kere 2, 30' dese de alkışlıyorlar. Para ve rant dışında düşünmeyen kitle oluşmuş" dedi. Savunma bakan yardımcısının sünnet açıklamasına da değinen Selahattin Demirtaş, "Savunma bakan yardımcısı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı haşa peygamber ilan etti. Nikah töreninde nikah kıyıldıktan sonra cüzdanı geline verecek, 'bu konuda cumhurbaşkanının sünneti var, geline verir, ben de geline vereceğim' diyor. Yahu peygamber efendimizin dışında sünnet yoktur. Öyle bir kaptırmış ki 'uygulama' diyecek ama gönlünde peygamber ilan etmişler haberi yok. Böylesine aklını yitirmiş güruha nasıl laf anlatacağız'" dedi.
REFERANDUM İÇİN ÖZÜR DİLEDİ
Suriyelilere vatandaşlık tartışmalarına da değinen Selahattin Demirtaş, şunları söyledi:
"Suriyelilere vatandaşlıktan önce mülteci statüsü tanımamız lazım. Öncelikle Suriyelilere mültecilik hakkını vermemiz lazım. Çünkü bu hak, eğitim, sağlık ve çalışma hakkının kazanılması demek. Bunda sonra arzu eden, koşulları taşıyan herkese Türkiye vatandaşı olabilmelidir. Ülkemiz onlarında vatanıdır. Koşulları taşıyan herkes Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı elde etmelidir. Bu arada Parlamentoda yaptığım bir yanlışı düzelteyim. Vatandaşlık hakkını referanduma götürelim diyerek bu insanlara haksızlık ettim. Referandum temel haklar özgürlüklerde olmaz. Ayrıca Göç Bakanlığı olsun. Göçmenler ilk kez gelmedi yine gelecek. Her zaman olacak Göç Bakanlığı üzerinde koordine edelim. Ee kendileri ne yapacak. 'seçeceğiz' diyorlar. Öncelikle AKP'ye oy verir mi ve ona bakacaklar. Tek derdi bu. İnsan değil. Bana kaç milyon oy gelir bunu hesaplıyor. Biz güvenmiyoruz. Saray'daki vatandaşa halk güvenmiyor sicili bozuk, sabıkası bozuk. Memlekete yapmadığı haksızlık, hukuksuzluk kalmadı. Şaibeli bir şekilde koltukta oturuyor. Halen diplomasını çıkarmış değil. Halen göstermiyor, şaibeli şekilde cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturuyor. Böyle bir insandan nasıl kardeşliği inşa etmesini bekleyeceğiz."
"TÜRKİYE CUMPHURİYETİ VATANDAŞLIĞI BİZİM ORTAK KİMLİĞİMİZDİR"
HDP'nin bütün kimlikleri bünyesinde barındırdığını da vurguladığı konuşmasında Demirtaş, "HDP çatısı altında bir araya gelmiş olanlar bütün etnik, dini kimliklerden farklı olarak, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı bizim ortak kimliğimizdir. Bizi etnik, dini kimlik birleştiremez, bu hakikati görmeyen ancak bir faşist olur. Hepimiz Türk, Kürt olamayız. 'Tek millet Kürtler olsun, bu millette' deseler o da yanlıştır. O da faşizmdir. Mesele Türk, Kürt değil tekçi olmaktır. Müslüman, Hıristiyan, Yezidi, Alevi, Sünni var bu ülkede. Tek mezhepte, dinde birleşemeyiz. Yaşam şekline saygı duyarak bir arada olabiliriz. 'Tek dil, tek din, tek millet, olacağız diyorlar'. 'Bunu kabul etmeyen de vatan hainidir' diyorlar. Temel problem bu kafalar. Maalesef AKP, CHP, MHP bu kafada birleşmiş durumda. Kimse inancından onurundan vazgeçmez. Bize dayattıkları budur biz de çok kültürlü demokrasi inşa edeceğiz. Bundan geri adım atmayacağız" dedi.
"GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ"
Dokunulmazlık tartışmalarına da değinen Demirtaş, "Ziya Paşa 'Alemin sultanıdır, sultana muhtaç olmayalım' söz vara. Biz bu felsefeyi bir sultana muhtaç olmadan her birimiz, kendimiz sultan olarak yaşamayı başarırsak bu ülkede barışı sağlamak kolaydır. Yeter ki ortak kültürde buluşalım. Yeter ki geri adım atmayalım. Halkın seçilmişleri olarak geri adım atmayacağız. Dokunulmazlıkların kaldırılması, belediyelere el koymaya karşı hepsine direneceğiz. Görkemli direniş göstereceğiz. Bu çapulcu anlayışa teslim etmeyeceğiz. Bundan 86 yıl önce Zilan Deresi'nde bugünlere benzer tarihi anlar yaşanıyordu. 15 bin sivil öldürüldü. O dönemde gazeteler manşet attı. 'Zilan Deresi, eşkiyadan temizlendi' diye. Çizre'de yapılandan sonra 'Çizre teröristlerden temizlendi' diye bugün manşet attıkları gibi. Hiçbir şey değişmemiş. O zaman dokunulmazlık yasası çıkardılar. Tıpkı bugün yaptıkları gibi. Kafa aynı kafa. Değişen tek bir şey var biz artık örgütsüz değiliz. Bu zulmün hesabını soracak güce sahibiz. Bu iş mahşere de kalmayacak" dedi.