CHP, Marmaris Belediyesi ve basın meslek örgütlerinin işbirliği ile Muğla’nın Marmaris ilçesinde otelde düzenlenen “Anadolu Buluşmaları Yerel Medya Çalıştayı 2023” bugün başladı.
Çalıştaya Türkiye’nin dört bir yanından 300’e yakın basın mensubunun yanı sıra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkan Yardımcısı Eren Erdem, CHP Genel Başkan Yardımcısı Semra Dinçer, CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, CHP İstanbul Milletvekili Yüksel Mansur Kılınç, eski CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, Marmaris Belediye Başkanı Mehmet Oktay, Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, RTÜK üyeleri İlhan Taşcı ve Tuncay Keser, CHP Muğla İl Başkanı Zekican Balcı, Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Gökhan Durmuş, Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Kıvanç El, Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Yılmaz Karaca, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Kenan Şener, Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı Cem Kaytan, Küresel Gazeteciler Konseyi Genel Başkan Yardımcısı Hüsniye Karakoyun katıldı.
İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, şunları söyledi:
"KASIM AYINDA, 12 SAYFALIK BİR GAZETEYE AYDA 60 BİN LİRA MATBAA PARASI ÖDÜYORDUK. ŞU AN 12 SAYFAYA 145 BİN LİRA”
“Önce şunu net olarak ortaya koymalıyız: dünya artık çok daha farklı ve hızlı. Gerçekler, fikirler havada uçuşuyor ve karmaşık bir sürece girdik. İşte bu karmaşık süreçlerde her zamanki gibi biz gazetecilerin işi daha da zor. Tüm bu karmaşıklar içerisinde doğruları aramak, bulmak, çaba harcamak çok zor.
Elbette bedel ağır, bu bedeli ödemek de kolay değil. Geçmişten bugüne bu bedeli arayan tüm meslektaşlarımı önce minnetle anıyorum. Ama çok yakın zamanda cezaevinden yeni çıkan sadece fikirlerini paylaştıkları için yeni çıkan başta Merdan Yanardağ, ardından gözaltına alınan Sevgili Aygül Arslan ve bu ülkede hırsızı, çapulcusu, kaçakçıcı, çeşitli nedenlerle denetimli serbestlikle yararlanırken hala denetimli serbestlikten yararlanmayan sevgili meslektaşım Barış Pehlivan'ı da saygı ile anıyorum ve kendisine de sabır diliyorum.
Bence soruya şuradan başlayabiliriz, ulusal medyanın yüzde 90'ı biliyorsunuz ki artık yandaş diyebileceğimiz nitelikte. Yerel medyanın da yüzde 90'ı da nefes alamıyor. Peki bütün bunların altında biz nasıl bağımsız gazetecilik yapacağız? Bazı gazeteler kâğıt fiyatları nedeni ile sayfa sayılarını azalttı. İki bine yakın gazete vardı, dört beş yıl öncesine kadar, günlük gazete sayısı bugün 850'ye kadar indi. Kendimizden örnek verelim; kasım ayında biz 12 sayfalık bir gazeteye ayda 60 bin lira matbaa parası ödüyorduk. Şu an 12 sayfaya 145 bin lira sadece matbaa parası ödüyoruz. Böyle bir gerçeklik içerisindeyiz.
"BİRBİRİMİZ İLE DAYANIŞARAK GÜÇ BULMAK ZORUNDAYIZ"
İkinci problem var, dijitalleşme türbülansındayız. Peki bu gerçekleri bilerek, ne yapacağız? Bizim yollarımız var ama biz güç bulacağız. Birbirimiz ile dayanışarak güç bulmak zorundayız.
Geçen yıl dezenformasyon yasasına karşı çıktık, tartışmalar başladı. Dedik ki, bizim mücadelemiz, mesleki mücadele. Genel kurullarda konuşma yaptık, meydanlara çıktık. Burada iki şey anlattık, birincisi; 29'uncu madde. İkincisi; bir dijitalleşme evet olmalı, aşama aşama olmalı. Anlatamadık. Bütün bunları söyleyenlerin gazetelerine cezalar yağdı.
"DOĞRU VE BAŞARILI ÖRGÜTLENME MODELLERİ İSTİYORUZ"
Öncelikle demokrasi mücadelemizde herkesin yanımızda olmasını istiyoruz, doğru ve başarılı örgütlenme modelleri istiyoruz. Güçlü olmak zorundayız ve basın kartlarını, basın örgütleri olarak vermek istiyoruz. Kamu ilanlarının Anadolu'nun görsel ve yazılı basınına verilmesinin artık şart olduğunu düşünüyoruz. İki başlıktan vazgeçilmeli, gözümüzün içine baka baka sadece bazı basın organları desteklenmemeli. Eğer kamu ilanları varsa ve Anadolu yaşatılmak isteniyorsa artık sıra geldi, sesimizi birlikte gür çıkartalım. Kamusal fonlama araçlarının yaygınlaştırılması şart olduğunu düşünüyoruz.
"BİZLER UMUTSUZ DEĞİLİZ"
Yerel televizyonlar hiç yaşayamıyor. Gazetelerde nefes almak zaten çok zor. Yerel televizyonlar yaşayamıyor, bugün bir yerel televizyonun HD standartlarda yayın yapabilmesi için ayda 183 bin lira ödemesi gerekiyor. Mümkün değil.
Bizler umutsuz değiliz. Biz umudu; hiçbir şart altında, basın tahakküm altına alınamaz diyen Mustafa Kemal Atatürk'ten alıyoruz. Gerçekten buna inanıyoruz, yürekten çaba harcıyoruz. Madenci, petrolcü, ilaç holdinglerinin ağırlıkta olduğu bir basın dünyasında siz bağımsız bir gazetecilikten söz edemezsiniz. Bunlardan söz edebilmek için yeni modeller, çoğunlukçu sahiplik yapılarını oluşturmamız gerekir. Kitlesel fonlama ve abonelikler konusunda desteklere ihtiyacımız var.
"EN İYİ HABERLER ANCAK BİRLİKTE VE DAYANIŞMA İÇERİSİNDE YAPILABİLİR"
Demokrasi yalnızca bir meslek mücadelesi değildir; demokrasi, seçimlerin yapıldığı sayıların yüzdelerin olduğu, çoğunlukların rejimi de değildir. Tersine, haklar, azınlıklar, ötekilerin hakları garanti altına alınamıyorsa demokrasiden söz edemeyiz. Hatta eksiklikleri olan demokrasi, en kötü sistemdir. O yüzden, en güzel sözcükler, en iyi haberler ancak birlikte ve dayanışma içerisinde yapılabilir. Biz bu dayanışmayı doğru meslek örgütleri ile birlikte sürdürebilirsek eğer el ele verdiğimizde kalemleri boynumuzda kıramazlar."