İSTANBUL- Başbakanlık İstanbul Ofisi'nin bulunduğu Beşiktaş ile çevre yollarda güvenlik tedbirlerini uygulamaya koyan polis, bölgede geniş önlem aldı.Çevik Kuvvet Şube Müdürülüğü'ne bağlı çok sayıda polis, Beşiktaş çarşı ve Dolmabahçe Başbakanlık Ofisi önünde görev yaptı.
Öte yandan, Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç, Beşir Atalay ve Bekir Bozdağ, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, İçişleri Bakanı Muammer Güler, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile Yılmaz Erdoğan ve Lale Mansur'un da aralarında bulunduğu “akil insanlar” da Başbakanlık İstanbul Ofisi'ne geldi.
İşte Erdoğan'ın açılış konuşması...
Çağrımıza olumlu yanıt verdiğiniz bu işe yüreğinizi koyduğunuz için her birinize tek tek teşekkür ediyorum.
2009 yılından itibaren milli birlik ve kardeşlik projesi adını vererek başlattığımız süreçte bu salonda çok değerli dostlarımızı ağırladık.
Birkaç hususun altını çizmek istiyorum bu listede bulunmamak sürecin dışında kalmak demek değildir. Türkiye'nn tüm akil insanlarından bir grup olarak görmek daha doğru olacaktır.
'İSİME TAKILMAYIN'
İçinde çok değerli kadınların olmasına rağmen adı Akil Adamlar olarak kaldı. Tabi biz isme takılmıyoruz.Enerjimizi isim üzerine harcayacak değiliz. Akil İnsanlar da denilebilir yüksek temsilci heyeti de denilebilir. İşin magazin boyutundan ziyade üstlenmekte olduğumuz misyona bakıyoruz. Lütfen siz de buna müsade etmeyin.
Daha önce yaptığımız bir çalışmada da çok can alıcı çok acil bir meseleyi çözmek için bir araya gelinmişti ama hedef unutuldu magazin ön plana çıktı.
'BU HEYET 76 MİLYONUN ÖZETİ'
76 milyonun özeti sayılacabilecek bir listeyi oluşturmayı gayret ettik.
Buradaki insanların ortak amacı kan kaybına yol açan bir meseleyi dert edinlemeleridir.
Önerisini eleştirisini olanları hiçbir komplekse kapılmadan dinlemeye devam edeceğiz.
AK Parti olarak uzlaşı ve diyaloga büyük önem verdik. Bugün bu salonda olan heyet gerçekten çok farklı kesimleri temsil ediyor. Fikirler ideolojiler ne olursa olsun bu salondaki herkes bir sorun var olduğunu ve acilen çözülmesi gerektiğini kabul ediyor.
Türkiye'nin can alısı meselesinden sorunun uzağında kalmak için hiçbir bahane geçerli olamaz.
Bu salonda bulunanlar sadece akil değil cesur ve idealisttir. Hepimizin ittifak edeceği konu kanın durmasıdır. Çatışmayı önlemek isteyenler taşın altına elini koyar. Çok farklşı kesimlerden insanların birarada bulunması umutları da yeşertir. Kanı durdurmak için birlikte çalışma arzusundayız.
Yol ve yöntemin çizilmesi konusunda asıl belirleyici olan bu heyetin istişareleri olacaktır. İzlenicek olan yol bugün ki ve daha sonraki toplantılarımızda netliğe kavuşacaktır.
'OY KAYGISI OLANLAR VAR'
Bu ülkede teröre kazanacağı ya da kaybedeceği oy çerçevesinde bakanlar oldu ve bunlar hala var. Bu ülkede ocaklara düşen ateşle kasasını doldurmak kapsamında bakanlar da oldu. Halen de var. İsterdim ki bir başbakan olarak ben sadece yol açsaydım ben sadece yolu temizleseydim ben isterdim ki açtığımız bu yolda mütefekkirler gönül insanları sanatçılar ilerleseydi. En önemlisi de siyasetçiler o yola düşseydi.
Eğer ülkede demokrasi açığı varsa bütün sorunlar birbirini besliyor. Bir ülkede milletin iradesi gaspediliyorsa vesayetçi odaklar kendilerini hakim olarak göçüyorsa refah olmaz.
Terör sadece terör değildir. Eğer sadece silahlı saldırı olarak görenler varsa bunlar ciddi şekilde yanılşıyorlar. Ekonomik diplomatik boyutu sosyal siyasal boyutu olan bir meseledir. Bir üljkeye karanlık istikamet çizme yöntemidir. Toplum mühendislerine imkan sağlamak için bir araca dönüşmüştür. Terör 29 yıl boyunca bu noktalarda kısmen de olsa başarı elde etmiştir. Bu konuyu ele alırken bu boyutları mutlaka gözönünde bulundurmak zorundayızç. Silaha teröre sarılanlar ne kadar suçluysa Diyarbakır Cezaevi başta olmak üzere o örgütün kurulmasına çanak tutanlar da o kadar suçludur. O örgüte hiç bir yerde bulunmayacak istismar bataklıkları sunmak da o kadar suçtur.
'İSTANBUL'DA OLAN DİYARBAKIR'DA DA OLACAK'
Siyasetçilerin yapacakları sınırlıdır dedim. Sosyal dokuyu terörden arındırmak için sorunu terörden arındırmak zorundayız. İşe yaramazlara inat Doğu ve Güney Doğu'ya inanılmaz hizmetler götürdük. İstanbul'da ne varsa Diyarbakır'da da o olacak dedik. Biz hükümet olarak devlet olarak o bölgeyi şefkatle kucakladık.
Engellemelere rağmen Doğu ve Güneydoğu'da yaraları sardık. OHAL'i kaldırdık. İnkar, red ve asimilasyon politikalarına son verdik. Ayrıştıran, ötekileştiren anlayış bizimle birlikte yerle bir oldu. Sadece devletin, hükümetin kucaklaması yetmez. Şimdi ortaklıklara vurgu yapmanın zamanı.
'ŞİMDİ HELALLEŞMENİN ZAMANI'
Şimdi artık topyekun kucaklaşmanın, kardeşlik hukukun gereklerini yapmanın, hesaplaşmanın değil helalleşmenin zamanı… Ortak geçmişimizi görmeyenler ortak geleceğimizi de göremezler.
Acılardan ders çıkaracağız.Çözüm süreci dediğimiz bu süreç teröre karşı geri adımların atıldığı bir süreç değildir.
Şimdi ise sizlerden filmlerini yaptığınız, şarkılarını yazdığınız o konular için destek istiyoruz.
Orhan Gencebay'dan dertleri de kederleri de ortadan kaldıracak destek bekliyoruz.
Lale Mansur'dan barışın kaybedenlerden olmayacağını daha güçlü anlatmasını bekliyoruz.
Siz sahaya dağıldığınızda inanıyorum ki Türkiye'de hiç bitmeyen bahara ulaşmış olacak. İnanıyorum ki tarihi bir süreç başlıyor. Bu hepimizi ayrı bir gurur verecek. Bu yolda yolumuz açık olsun, Türkiye'nin iklimi inşallah her daim bahar olsun.
Hepinize çok teşekkür ediyorum...(Gazeteport)
POLİTİKA
Sayfa başına git
