Ege Postası
Geri

Ebru Gündeş hastalığından korunma yolları

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi Radyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi olan ve Girişimsel Nöroradyoloji alanında çalışan Prof.Dr. Süleyman Men, beyinde oluşan anevrizmaların (baloncuk) yırtılması durumunda hastaların üçte birinin ilk dakikalarda yaşamını yitirdiğini söyledi.
Ebru Gündeş hastalığından korunma yolları
Haberler / Genel
26 Nisan 2014 Cumartesi 12:15
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
İZMİR- Yılda yaklaşık 100 beyin anevrizmasını tedaviye aldıklarını anlatan Men, hastalığın ünlü şarkıcı Ebru Gündeş’te de görüldüğünü, erken müdahale ile sağlığına kavuştuğunun söyledi. Risk grubunda yer alan kişiler hakkında bilgi veren Dr. Men “Anevrizma için herkese değil ama risk gruplarına tarama öneriyoruz.  Ailede anevrizma öyküsü bulunanlar, polikistik böbrek hastalığı, kollajen doku hastalıkları bulunanlar, risk grubunu oluşturur. Ayrıca tedavi edilmeyen kronik hipertansiyon ve ağır sigara içiciliği de anevrizma oluşumu ve ruptüründe (patlamasında) rol oynamaktadır. Bayılma öyküsü olanlar da anevrizma açısından mutluka araştırılmalı” dedi. 

SMD’YE KONUŞTU
Anevrizma tanı ve tedavisini başarıyla yürüten Prof.Dr. Süleyman Men, Sağlık Muhabirleri Derneği (SMD) İzmir Başkanı Erkan Doğan ve üyelerine, önemli açıklamalarda bulundu. Nöroradyolojik girişimleri iki gruba ayırdıklarını belirten Men, “Santral sinir sistemini besleyen damarlarda tıkanmaya neden olan hastalıklarla, kanamaya neden olan hastalıkların tedavisi şeklinde özetlenebilir. Damarda daralma (veya tıkanma) beyinin beslenememesi sonucu, kanama ise ani kafa içi basınç artışı yada beyin dokusunun hasarlanması gibi mekanizmalarla inmeye yol açar. Girişimsel nöroradyoloji damarlardan kaynaklanan inmenin tedavisinde duruma göre nöroloji, duruma göre is beyin cerrahisi ile işbirliği çerçevesinde tedavi sürecine müdahil olur” dedi. 

TIKANAN DAMAR AÇILARSA HASTA NORMAL HAYATINA DÖNEBİLİR
İlk grupta yer alan santral sinir sistemini besleyen damarların tıkanıklıklarının tedavisi hakkında bilgi veren Men, “Beyne giden damarın aniden tıkanmasıyla ortaya çıkan bir inmenin tedavisinde ilk basamak eğer mümkünse tıkanan damarın olabildiğince çabuk açılmasıdır.  Tıkanan damarlar şah damarı veya beyni beynin içerisindeki damarlar olabilir.  Beyin dokusu henüz ölmeden açılma sağlanırsa hasta tüm yada tüme yakın fonksiyonlarını yeniden kazanabilir.  Nöroloji önderliğinde ve girişimsel nöroradyoloji, acil tıp ve beyin cerrahisi hekimlerinin katılımıyla oluşturulan inme tadavi ekibi acil servise kabul edilen bu hastaların uygun olanlarında öncelikle intravenöz trombolitik tedavi (toplar damardan pıhtı çözücü ilaç uygulaması) uygular. Ancak  ilk tedavi seçeneğinin uygun olmadığı hastalarda (örneğin damarın uzun bir bölümü tıkandıysa) girişimsel nöroradyoloji devreye girer. Bu grupta yer alan hastaları, nöroanjiyografi ünitesi’nde tedavi ediyoruz ve koşullar uygun olduğu takdirde yüz güldürücü sonuçlar elde ediyoruz. Hastalardaki tıkanıklığı kateter veya pıhtı açıcı aletlerle tedavi ediyoruz. Tedavinin başarısı pek çok faktörden etkilenmektedir. Beyinde geri dönüşümü imkansız hasar gelişmeden tıkanan damar açılırsa hasta tamamen veya tama yakın olarak normale dönebilir.” diye konuştu.

İNME ÜNİTESİ
İnme tedavisi toplar damardan ilaç vererek yada girişimsel nöroradyolojik yöntemler kullanarak tıkanan damarın açılmasından ibaret olmadığını belirten Men, hastanın inme açısından özelleşmiş bir klinikte tıbbi bakım, destek ve nörolojik rehabilitasyon tedavisine ihtiyacı olduğunu, hastanelerindeki Nöroloji Kliniği bünyesindeki İnme Ünitesi’nin bu hizmeti başarıyla verdiğini söyledi.   

BEYİN ANEVRİZMASI KANAYANLARIN 3’TE 1’İ OLAY YERİNDE YAŞAMINI YİTİRİR
Kanama ile gelen hastaların en riskli grubu oluşturduğunu ifade eden Men, subaraknoid kanama ile hastanelerin acil servisine getirilen hastalarda  halk arasında ‘baloncuk’ olarak bilinen beyin anevrizmasının yırtılması sonucu bu acil durumun oluştuğunu belirtti. Anevrizmaların doğuştan kaynaklanan nedenlerle ancak erişkin yaşamda ortaya çıktığını anlatan Men, bilimin hala anevrizmaların oluş mekanizmasına dair kesin bir bilgiye sahip olmadığını söyledi.  Bir anevrizmanın yırtılması ve bunun sonucunda kanaması halinde durumun ölümcül olabileceğine dikkat çeken Men, “Anevrizması kanayan hastaların üçte biri kanamanın olduğu yerde ölür. Hayatta kalıp hastaneye yetiştirilenlerin de önemli bir kısmı ilk kanamanın uzantısı olan problemler nedeniyle tedaviye ragmen kaybedilirler.  Yani anevrizma kanaması son derece ölümcül bir durumdur” diye konuştu.  
KÜÇÜK ANEVRİZMALARI TAKİBE ALIYORUZ
Kanayarak gelen anevrizmaların vakit kaybetmeden tedavi edilmesi gerektiğinin altını çizen Men, şunları söyledi: “Kanayan anevrizmanın tekrar kanama ihtimali çok yüksektir. Bu yüzden koşullar çerçevesinde vakitli olarak tedavi edilmelidir. Öte yandan tesadüfen karşılaştığımız her anevrizmayı hemen tedavi etmeye çalışmıyoruz. Çünkü bazı anevrizmalar yapısal özellikleri, konumları ve hastaya özgü değişkenler itibarı ile yüksek kanama riski taşırken bazı anevrizmalar da çok düşük kanama riskine sahiptir. Her tedavinin bir riski olduğu göz önüne alındığında hastayı tedavi ederken alacağınız risk, hastanın tedavi edilmemesi durumunda ortaya çıkacak riskten daha düşük olmalıdır.  Çeşitli çalışmalar tesadüfen saptanan küçük anevrizmaların kanama riskinin düşük olduğunu göstermektedir. Böyle bir anevrizmayı takip etmeyi tercih ediyoruz.  Anevrizmanın çapı arttıkça, yüksekliği arttıkça, tanı anında hastanın yaşı ne kadar küçükse, kan basıncı ne kadar yüksekse, hasta sigara içiyorsa bir anevrizmanın kanama riski artar. Tüm bu riskleri değerlendirip, anevrizma hakkında bir tedavi kararı veriyoruz. Girişimsel nöroradyoloji kanama ile giden anevrizma, aretrio-venöz malformasyon gibi hastalıklarda mevcut sorunun değerlendirilmesi, tedavi kararı, tedavi yönteminin seçilmesi gibi aşamalarda beyin cerrahisi kliniği ile işbirliği yapar. Girişimsel nörpradyolojik yöntemle tedavi kararı verilen hasta nöro anjiografi ünitesinde tarafımızca tedavi edilir. ” dedi.  

ANEVRİZMAYA MİKRO TEDAVİ
Büyük anevrizmaların çaplarının 3-4 santimetreye kadar  ulaşabildiğini kaydeden Men, tedavi girişimsel nöroradyolojinin kullandığı endevasküler (damar içi) tedavi yöntemleri hakkında şu bilgileri verdi: “Bazı anevrizmalar atar damar duvarında balon şeklinde gelişen bir genişleme ile karakterize iken, bazıları damar duvarında her yöne eşit şekilde genişleme şeklinde olabiliyor.  Her anevrizmanın kendine yönelik bir tedavi şekli var. En çok karşılaştığımız anevrizmalar sakküler (baloncuk şeklindeki) anevrizmalardır. Bu durumla gelen hastaları çoğu kez mikro sarmal şeklindeki tellerle tedavi ediyoruz. Bunlar platin tellerden örülen belli bir şekil hafızası olan sarmallardır. Hastanın kasık bölgesinden hedef damara ilerlettiğimiz kateter sistemi yardımıyla anevrizmanın içine mikro sarmalları ilerletiriz.  Mikro-kateterden çıkan sarmallar anevrizmanın içerisine yerleştirilir. Bu sarmallar anevrizmanın şeklini alır. Anevrizmanın içi bu tellerle doldurulup içeriye kan girmesi engellenir. Böylece kanama riski de ortadan kalkacaktır Başta çok büyük boyutlu anevrizmalar olmak üzere bir grup beyin anevrizmasını akım çevirici dediğimiz çok sıkı bir ağ örgüsü olan stentlerle tedavi edebiliyoruz”

ÖNCE TANI
Tüm bu tedavlerin anjiografik görüntüleme kılavuzluğunda yapıldığını ifade eden Men, anjiografi sırasında bir iyot çözeltisinden oluşan kontrast maddenin kateter aracılığı ile beyin damarına enjekte edildiğini ve kontrast maddenin x ışınları altında damarı görünür hale getirdiğini söyledi.

BAYILMA ÖYKÜLERİ ANEVRİZMA AÇISINDAN ARAŞTIRILMALI
Men, şunları söyledi: “Anevrizma kanaması olan hastalarda şiddeli baş ağrısı, biliç kaybı, bulantı ve kusma, ense sertliği, ışık hassasiyeti gibi bulgular olabilir. Bayılma öyküsü olan hasta anevrizma açısından araştırılmalı. Kanamamış anevrizmalar açısından da ailede bir anevrizma öyküsü var ise, özellikle bu öykü birden fazla kişide var ise bir tarama yapmakta yarar vardır. MR anjiyografi x- ışını içermemesi itibarıyla iyi bir tarama yöntemi. Bu tarama yöntemi çok küçük  (1-3 mm) anevrizmaları atlayabilir. Zaten tesadüfen saptanmış çok küçük anevrizmaları tedaviden çok takip etmeyi tercih ettiğimiz için taramada böyle bir atlama büyük bir kayıp olmayacaktır”

 

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası