Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan; “Geçtiğimiz aylarda en düşük emekli maaşını 7 bin 500 liraya yükseltmek suretiyle bu konudaki hassasiyetimizi ortaya koyduk. Malumunuz, dün enflasyon oranı netleşince emeklilerimizin alacağı yeni maaşları da belli oldu. Yapılabilecek iyileştirmeler hususunda bakanlarımıza gerekli talimatı verdim. Cumhurbaşkanı Yardımcımız, Hazine ve Maliye Bakanımız ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız çalışmalarına başladı. İnşallah önümüzdeki haftalarda gerekli açıklamayı yapacağız. 85 milyonun her bir ferdinin refahını, gelirini ve huzurunu arttırma mücadelemizi hız kesmeden devam ettireceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün AK Parti Genel Merkezi’ndeki genişletilmiş il başkanları toplantısına katıldı. Erdoğan şöyle konuştu:
“TÜRKİYE İSTİKRARA, DEMOKRASİYE, GÜVENE, ÖZGÜRLÜĞE, KALKINMAYA NE KADAR DEĞER VERDİĞİNİ BİR KEZ DAHA ORTAYA KOYDU”
“Millet olarak nasıl büyük bir badire atlattığımız, nasıl bir büyük bir uçurumun kenarından döndüğümüz zamanla çok daha iyi anlaşılacaktır. Seçim sonuçlarının ilk ve en büyük muhatabı siyasetçilerdir. Siyasi partiler açısından her seçim aynı zamanda unutmayalım, bir imtihandır. Alınan not kadar, nerede hata yaptığını görmek de sınavın bir parçasıdır. Siyasi partilerin istikbali için seçimlerin bu yönü çok daha mühimdir.
Seçim sonuçlarını partimiz için bir muhasebe vesilesi hâline getirdik. Rakiplerinden daha kapsamlı, daha cesur hatta çok daha objektif bir şekilde eksiklerimizi, hatalarımızı, kusurlarımızı tespit etmeye çalıştık. Sandıktan zaferle çıkmanın sevincini yaşarken, asla zafer sarhoşluğuna kapılmadık. Zaferlerimizle birlikte, unutmayın, tevazumuzu büyüttük. Başarılarımızla birlikte sorumluluğumuzun da arttığına inandık. Şımaranlardan, yeryüzünde böbürlenerek yürüyenlerden asla olmadık.
“MİLLETVEKİLLİĞİ İLE CUMHURBAŞKANLIĞI OY ORANLARI ARASINDA ORTAYA ÇIKAN UYUMSUZLUĞU GÖRMEZDEN GELMİYORUZ”
Anamızın ak sütü gibi helal olan tarihi başarımızı doyasıya kutlarken özeleştirimizi yapmaktan da çekinmiyoruz. Seçim sonuçlarını tüm boyutlarıyla değerlendiriyor, milletimizin sandıkta dile getirdiği mesajları en doğru biçimde kavramaya gayret ediyoruz. Tartışmasız zaferimize rağmen, önceki seçimlere kıyasla partimizin oylarında görülen negatif ayrışmanın farkındayız. Özellikle kimi şehirlerimizde, milletvekilliği ile cumhurbaşkanlığı oy oranları arasında ortaya çıkan uyumsuzluğu görmezden gelmiyoruz. Tüm bu sıkıntıların kaynağını il il, sandık sandık inceliyoruz. İstişarelerimizi tamamlayıp doğru teşhislerimizi koyduktan sonra hangi alanlarda sorunumuz varsa süratle müdahale edeceğiz. Nerede bir hatamız olmuşsa hiçbir komplekse kapılmadan kabullenecek ve düzeltmenin yollarını arayacağız.
Ekim ayında yapmayı planladığımız büyük kongremize işte bu anlayışla hazırlanıyoruz. Seçim sonuçlarının işaret ettiği çizgide çalışmalarımıza şimdiden başladık. Kongremizi 11,5 milyon üyesiyle tüm AK Parti ailesinin dava ve yol arkadaşlığını yenilediği bir ahitleşme törenine dönüştürmekte kararlıyız.
“CHP ZİHNİYETİNİN ELİNDE HER GÜN KAN KAYBEDEN ŞEHİRLERİMİZ, KURTARILMAK İÇİN ADETA GÜN SAYIYOR”
Kongremiz bize aynı zamanda 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak seçimler için ihtiyacımız olan sinerjiyi de sağlayacaktır. Hedef ve ölçek büyüklüğümüz mahalli idareler seçimlerine diğer tüm seçimlerden daha fazla asılmamız gerekiyor. CHP zihniyetinin elinde her gün kan kaybeden, kötüye giden şehirlerimiz kurtarılmak için adeta gün sayıyor. Muhalefetin yönettiği illerin belediye başkanları, şehirleriyle ilgilenmek yerine koltuk kavgasından başlarını kaldıramıyorlar. Vatandaş hizmet beklerken, bunlar tüm mesailerini, tüm enerjilerini parti içi çekişmelerde harcıyorlar. İki tanesi, zaten 3 ay boyunca cumhurbaşkanı yardımcısı olacağız diye il il dolaşmaktan kendi şehirlerinin yolunu unuttu. Adana’dan Antalya’ya, Mersin’den Eskişehir’e, Aydın’dan İzmir’e nereye baksak aynı vizyonsuzlukla aynı hizmet kıtlığıyla karşılaşıyoruz. İnşallah 31 Mart 2024 tarihinde bu kötü gidişe dur diyeceğiz. İstanbul ve Ankara başta olmak üzere dört yıldır hiçbir hizmet alamayan şehirlerimizi tekrar hizmet ve eser siyasetiyle buluşturacağız.
Bugün birbirlerine demediklerini bırakmayanlar, yarın çıkarları uğruna can ciğer kuzu sarması olmakta asla tereddüt etmezler. Son seçim sürecinde bunun sayısız örneğini gördük, yaşadık. Masadan kalktı diye, ittifak ortaklarını aşağılık hakarette bulundular, üç gün sonra hiçbir şey olmamış gibi yollarına devam ettiler. Dün baba-oğul videosu çekenlerin, bugün gırtlak gırtlağa gelmesinin bizim açımızdan hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Değişim adı altında yürütülen kavgalarla bizim işimiz olmaz. Bugün değişim diye Bolu’dan Ankara’ya yürüyenler ve ona her türlü hakareti yapanlar, eee, dün Genel Başkanı’nız Ankara’dan İstanbul’a yürüyordu, e o zaman yollar yürümekle aşınıyor muydu? E şimdi ne oldu? ‘Yollar yürümekle aşınmaz’ demeye başladılar. Bunlar çok kısa bir süre öncesinin tarihini de unutuyorlar. Zihniyet değişmedikten sonra, CHP Genel Müdürlüğü’ne hangi kumpasla kimin getirildiğinin bizim nazarımızda hiçbir anlamı bulunmuyor.
Milletin sandıkta verdiği net mesaja rağmen CHP Genel Başkanı, bebek katillerini öven gazeteci kılıklı terör sevicilere sahip çıkmayı sürdürüyor. Gezi olaylarının organizatörlerinin avukatlığını yapmaya devam ediyor. Partisinin grup toplantılarında zehir saçan diliyle önüne gelene saldırıyor, hakaret ediyor, iftira atıyor. Dikkatinizi çekerim, bu zatın 11’nci seçim yenilgisini aldığı 14 Mayıs’ın üzerinden tam 53 gün, 12’nci seçim hezimetini yaşadığı 28 Mayıs’ın üzerinden ise 39 gün geçti ama bu zat destekleri karşılığında Kandil ve Pensilvanya’ya hangi sözleri verdiğini hâlen açıklamadı.
“GENEL BAŞKANLARI’NIN OLMADIĞI BİR PARLAMENTO VAR”
Bu parlamentonun bir bahtsızlığı da var. Nedir o, evet, Genel Başkanları’nın olmadığı bir parlamento var. Niye? E pazarlık yaptılar. Her birine seni cumhurbaşkanı yardımcısı yapacağım derken, kendileri açıkta kaldı. Bu anlayış iflas etmiştir. Şimdi sadece ve sadece kendi işimize bakıyoruz ve Allah nasip ederse 31 Mart'ta yerel seçimlerden alacağımız zafer karnesiyle birlikte ülkemizi çok daha farklı bir istikamete hem merkezi yönetim hem yerel yönetimle beraber yürüteceğiz.
Hiçbir şey bizi şehirlerimize hizmet etmekten, ülkemize eser ve yatırım kazandırmaktan alıkoyamaz, koymamalıdır. Özellikle 8 ay sonra milletin kantarına çıkacak belediye başkanlarımızdan bu noktada azami hassasiyet ve gayret beklediğimi vurgulamak istiyorum.
Şehirlerimizin ihtiyaçları neyse, insanımız bizden neyi çözmemizi istiyorsa, seçmen neden şikâyet ediyorsa, tek tek hal yoluna koyacağız. Popüler kültürün tüm dünyaya dayattığı etkinlikler yerine kendi medeniyet değerlerimizin özellikle beslediği nitelikli çalışmalara ağırlık vereceğiz.
“DEPREMİN 11 İLİMİZDE AÇTIĞI YARALAR HENÜZ KAPANMADI”
Deprem bölgesinin unutulmaması çok önemlidir. Bakınız, Türkiye yalnızca 5 ay önce 50 bini aşkın vatandaşının hayatını yitirdiği büyük bir deprem felaketine maruz kaldı. Devletimizin kurumları tam 5 aydır, 7 gün 24 saat, aralıksız çalışsa da depremin 11 ilimizde açtığı yaralar henüz kapanmadı. Deprem turistleri ise bölgeyi çoktan terk etti. 6 Şubat’tan sonra kameraları ile geldiler, yıkıntılar önünde poz verdiler, bir daha asla ortalıkta görünmediler. 14 Mayıs'a kadar bedava ev vaat edip, 15 Mayıs sabahı depremzedeleri kapı dışarı eden tefecileri zaten muhatap almıyoruz. Deprem bölgesindeki kardeşlerimiz bunların adını dahi duymak istemiyor. Ne yapılacaksa AK Parti ve cumhur ittifakı olarak bizler yapacağız.
“MEYDANLARDA SÖZ VERDİĞİMİZ ÜZERE EN DÜŞÜK MEMUR MAAŞINI 22 BİN 17 LİRAYA YÜKSELTİYORUZ”
Asgari ücretlilerimizi sevindiren artıştan sonra dün 6 aylık enflasyon oranının belli olmasıyla birlikte memur maaş düzenlemesini Meclis’imizin takdirine sunduk. Meydanlarda söz verdiğimiz üzere en düşük memur maaşını 22 bin 17 liraya yükseltiyoruz. Tüm kamu görevlilerinin yıllık ücretlerinde, enflasyon farkı dahil ilave olarak seyyanen net 8 bin 77 liralık artış yapıyoruz. Ortalama memur maaşını 25 bin 15 liraya çıkarıyoruz. Tarihin en yüksek zamlarından olan bu düzenlemenin tüm memurlarımıza hayırlı olmasını diliyorum.
“YAPILABİLECEK İYİLEŞTİRMELER HUSUSUNDA BAKANLARIMIZA GEREKLİ TALİMATI VERDİM”
Emeklilerimizin beklentilerini de göz ardı etmiyoruz. Ülkemizin 5 ay önce yaşadığı deprem gerçeğine rağmen ne söz vermişsek hepsini tek tek yerine getirdik, getiriyoruz. Kamuoyunda EYT olarak bilinen emeklilikte yaşa bekleyenler meselesini çözüme kavuşturduk. Böylece 2 milyon 250 bin vatandaşımızın taleplerini karşılamış olduk. Yine geçtiğimiz aylarda en düşük emekli maaşını 7 bin 500 liraya yükseltmek suretiyle bu konudaki hassasiyetimizi ortaya koyduk. Malumunuz, dün enflasyon oranı netleşince emeklilerimizin alacağı yeni maaşları da belli oldu. Yapılabilecek iyileştirmeler hususunda bakanlarımıza gerekli talimatı verdim. Cumhurbaşkanı Yardımcımız, Hazine ve Maliye Bakanımız ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız çalışmalarına başladı. İnşallah önümüzdeki haftalarda gerekli açıklamayı yapacağız. 85 milyonun her bir ferdinin refahını, gelirini ve huzurunu arttırma mücadelemizi hız kesmeden devam ettireceğiz.”