TBMM Genel Kurulu’nda bugün 2023 yılı bütçesinin tümü üzerine parti grupları ve yürütme adına konuşmalar yapıldı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Genel Kurul’da yaptığı konuşmada, kendisine yönelik “atanmış” eleştirilerine yanıt vererek, “Karşısında emir eri görmek isteyenlere bir kez daha hatırlatmak isterim ki yürütmenin temsilcileri olan Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve bakanlar, muhalefetin emir eri değildir. Anlamak istemediğiniz için size değil, yüce milletimize bir kez daha hatırlatmak isterim; 657’ye tabi bürokratlar da değildirler, siyasidirler. Siyasi parti üyesi, kurucusu, yöneticisi olabilir, siyasi açıklama yapabilirler. Meclis’te ant içerler, Anayasa’ya göre dokunulmazlığı vardır. Suç işlemeleri halinde de Yüce Divan’da yargılanırlar. Yani özetle; Cumhurbaşkanımıza, hükümetimize ve şahsıma yönelik eleştirilere aynı rahatlıkla cevabımızı alacaksınız. Sistem tabii ki geliştirilebilir. Biz, hiçbir zaman statükocu olmadık ve hep ileriye baktık” diye konuştu.
Oktay, Ekrem İmamoğlu hakkında verilen hapis cezası ve siyasi yasak kararıyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:
“İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın yargılandığı bir davada aldığı ceza üzerinden gerek kamuoyunda gerekse Meclis’te konunun kendisiyle ilgisi olmayan bir gündem inşa edilmeye çalışıldığını gördük… Yargısal süreçler devam etmektedir. Yani karar henüz kesinleşmemiştir. Bu kararın daha istinaf ve Yargıtay aşamaları bulunmaktadır.
“MAHKEME KARARLARININ ARKASINDA SİYASİ AKIL ARAMAK, SİYASAL AKILSIZLIĞIN TA KENDİSİDİR”
Kararı verecek olan ne yürütme ne TBMM ne de karalama siyasetiyle muhalefettir. Şayet verilen kararda herhangi bir eksik veya yanlış varsa bunun düzeltileceği yer, yine yargı kademeleridir. Mahkeme kararlarının arkasında siyasi akıl aramak, siyasal akılsızlığın ta kendisidir. Bugüne kadarki safahatı ve bundan sonraki süreci açıkça ortada olan bir konuyu mitinglerle, ateşli beyanatlarla, asıl bağlamından kopartılmış çıkarsamalarla gündeme getirmek, niyetin başka olduğunun ifadesidir. Bu konuda mağduriyet edebiyatı yapanları, yine bu kürsüde ‘Biz mağduriyet edebiyatı yapmayız’ diye haykıran muhalefet milletvekillerine havale ediyorum.
“SİYASİ OYUN ARIYORSANIZ KENDİ İÇİNİZDEKİ HİZİPLEŞMEYE BAKIN”
Siyasette söz millete karşı söylenir, milletin iradesi muhatap alınır. Muhalefetin kendi içindeki cumhurbaşkanı adaylığı kavgasına bu mahkeme kararının alet edilmesi, trajikomik bir görüntüdür. Mağduriyet ve siyasi oyun arıyorsanız kendi içinizdeki hizipleşmelere bakın, sorumluları bulmak için.
“KENDİNE GÜVENENLERİ, ADAYLIĞINI İLAN EDİP MEYDANA ÇIKMAYA ÇAĞIRIYORUZ”
Hele hele adaylık kavgasının Cumhurbaşkanımıza ve hükümetimize yönelik kirli bir kampanya üzerinden yürütülmeye kalkılması, en hafif ifadesiyle bunu yapanların kendi kifayetsizliklerinin ikrarıdır. Cumhurbaşkanımızın, bugüne kadar ki tüm seçimlerde olduğu gibi bu seçimde de siyasi rakiplerini yenmek için mahkeme kararına ihtiyacı yoktur. Cumhurbaşkanımız, mücadelesini siyaset meydanında verir, desteği milletten ister, neticeyi sandıktan alır. Kendine güvenenleri, herhangi bir bahaneye sarılmadan, delikanlıca adaylığını ilan edip meydana çıkmaya çağırıyoruz.”
“CUMAYA GİDEN, DİYANET’İN ‘İSLAM DIŞI’ İFADESİNE ŞAHİT OLMUŞTUR”
Oktay, İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nın yöneticisi Yusuf Ziya Gümüşel’in kızını 6 yaşındayken imam nikahıyla evlendirmesiyle ilgili muhalefetten gelen eleştirilere ise şöyle yanıt verdi:
“Yine, küçük yaşta evlilikle ilgili Diyanet İşleri’nin veya Diyanet İşleri Başkanı’nın net ifadesi olmadığı ifadeleri kullanıldı. Bugün cumaya giden ve hutbeyi dinleyen herkes, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ‘erken yaşta çocukların evlendirilmesinin İslam dışı olduğunu’ ifade ettiğine açıkça şahit olmuştur. Siz duymadı iseniz o sizin probleminiz.”