Ege Postası
Geri

Güler:“O Sözlerimin arkasındayım”

Yaptığı açıklamalarla gündem yaratan CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler, son yaşanan gelişmeleri Egepostası’na değerlendirdi. Güler, “AKP bir siyasi parti değil, koalisyondu. Cemaatler ittifakıydı. Her ittifak, koalisyon bir noktada bozulur. Cemaat verdiğinden fazlasını istedi ve ortaklık bozuldu. Başbakan müttefikinden şamar yedi” dedi. TBMM kürsüsünden, “Türk ulusuyla Kürt milliyetini eşit, eşdeğer gördüremezsiniz” sözlerinin arkasında olduğunu belirterek, “Bu sözün arkasındayım. Türk vatandaşlığını silmek önerisinin takipçisi olan BDP ve AKP tekrar bu konuyu gündeme getirebilir” dedi.
Güler:“O Sözlerimin arkasındayım”
Haberler / Yerel Politika
15 Ocak 2014 Çarşamba 10:56
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

ONUR ÇAKIR/ HABER SERVİSİ â€“ CHP’nin ulusalcı milletvekilleri arasında yer alan ve yaptığı açıklamalarla dikkat çeken, CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler, 17 Aralık operasyonuyla başlayan ve hala devam eden yoğun gündemle ilgili çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Güler, Türkiye’de yargı, yürütme ve yasama sisteminin bozuk olduğunu öne sürdü. Güler, “Cumhurbaşkanlığı fonksiyonunu yerine getirmiyor.11 yıldır ülkemizde sinsi bir şekilde karşı devrim yapılmaya çalışılıyor. Karşı devrim Türkiye bünyesi tarafından reddediliyor. Bu red iktidar partisinin kendi içinden çıktı. İktidar partisinden bazıları neden arkadaşlarına karşı çıkıyo? Çünkü AKP bir siyasi parti değil, koalisyondu. Cemaatler ittifakıydı. Her ittifak, koalisyon bir noktada bozulur. Birlik ilelebet sürmez. Her koalisyona denir ki, ‘bir taraf diğer taraflara göre güçlenmişse koalisyon biter’. İkincisi de bir taraf verdiğinden daha fazlasını isterse koalisyon biter. Gülen Cemaatinin verdiğinden daha fazlasını istediğini görüyorum. İktidarda bulunan siyasi parti de, ‘Çatı benim. Sana ne oluyor’ dedi. Ama bir baktı ki 10 yıldır güven içinde yürüyen ilişkide cemaat siyasi partiden ayrı bir örgütlenmeye gitmiş. Yürütmenin içinde gitmiş. Emniyet hizmetlerinin can damarında örgütlenmiş. Cemaat aynı zamanda yargıda örgütlenmiş. Savcılar ve hakimler içinde yapılanmış. Koalisyon buzulunca cemaatin hiyerarşisinden emir alanlarla AKP içinde emir alanların başka başka olduğu görüldü. Hiçbir koalisyon başı böyle bir durumda sesiz kalamaz. Başbakan, ‘olmaz verdiğinden fazlasını istiyorsun’ dedi. Cemaat, ‘ben olmazsam sen yoksun’ diye cevap verdi. Uzlaşamaya yönelik tüm imkanları tükettiler. Gördük ki AKP’nin içindeki bu iş birliği devlete yansımış. Devlet dengesi paramparça olmuş. Emniyetten, savcılıktan görevden alma kararları yargıya kendi istediğini yaptırabilme amacını taşıyor” dedi.

İTTİFAK SÖZ KONUSU BİLE OLAMAZ

Yaşanan gelişmelerin ardından, “CHP-cemaat yakınlaşıyor” iddiaları ile ilgili Güler, “Böyle bir şeyi olmasını mümkün görmüyorum. Daha önce cemaat DSP’yi koalisyon ortağı olarak açık bir şekilde destekledi. DSP yüzde 24 oyla geldi. Yüzde 1 oyla gitti. AKP 11 yıldan beri iktidarda, cemaat nedeniyle bu halde. Balinalar asil hayvanlardır. Siyasi partiler balina gibidir.  Cemaat kavuklu. Balinaya yapışıp yaşayabilir. İlla bir balina bulacak kendisine. AKP balinası kavukluları sırtından attı. Onlar kendine yeni balina arıyor. Oradaki seçeneklerinden birini CHP olarak düşünebilir ama partimiz hiçbir şekilde bu ittifaka ‘evet’ demez. Cemaat bir inanç birleşmesi değil, cemaat ABD’deki CIA’nin çeşitli amaçlarla yönlendirdiği bir yapılanmalıdır. Hiçbir şekilde inanç çevresi olarak görmüyoruz. Emperyalizmin aleti haline gelmiş bir yapıyla hiçbir şekilde birlikte olmaz. Başbakan kendi müttefikinden gelen bir şamar yedi.

ETNİK KİMLİKLER ŞEREFİMİZDİR

Güler, yaptığı açıklamalarda ulus söylemi nedeniyle eleştirilmesinin normal olduğunu söyledi. Güler, şunları söyledi:

“Bu vurguyu daha yapacağız. Anayasa değişikliği nedeniyle bu vurguyu yaptım. Anayasa’da Türk vatandaşlığı kaldırılarak Türkiye cumhuriyeti vatandaşlığı getirilmek isteniyordu. Bu kamuoyundan gizleniyordu. Milletvekili olarak görevim gizlenen gerçekleri de söylemek. Bunu en yüksek kürsüden TBMM’den söyledim. Bizim etnik kimliklerimiz şerefimizdir. Ona kimse söz söyleyemez ama etnik kimlikleri yükseltip millet kimliğini silmek kimsenin harcı değildir. Türkiyelik vatandaşlığı, Türk ulusu kavramını sileceği için karşıyım. Etnik kimlikleri milletin yerine getireceği için karşıyım”

 

SÖZLERİMİN ARKASINDAYIM

Güler, “Türk ulusuyla Kürt milliyetini eşit, eşdeğer gördüremezsiniz” şeklindeki sözlerinizin arkasında mısınız'” sorusuna şöyle yanıt verdi:

“Bu sözün arkasındayım. Anaya değişikliği ne mutlu ki yapılamadı ama Türkiye’nin meclisinin gündeminden çıktı. Türkiye’de hala gündem oluşturmaya devam eden yanlış bir öneri var. Türk vatandaşlığını silmek önerisinin takipçisi olan BDP ve AKP tekrar bu konuyu gündeme getirebilir. Irkçılık yaptığım iddia ediliyor.  Türkiye’de son zamanlarda gelişen linç kültürünün bir özelliği. Irkçılık bizim kültürümüzde, CHP zihniyetinde hiç yok. Partimin ötesinde Türkiye Cumhuriyeti’nin genlerinde yok. Ulusal devleti savunmamıza ırkçılık yaftası yapıştırarak kolay yoldan kendi istediklerini yapmaya çalışanlar var. Ancak düşünceler ve politikalar bu kadar ucuz değil. Benimle tartışmak zorundalar. Biz Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde Türk vatandaşı olarak etnik kimliklerimizin hepimizin üzerinde 76 milyon bir arada yaşayalım istiyoruz. Karşımızdaki kimi etnik milliyetçiler ‘bir arada yaşayalım’ deyip bizi birbirimizden koparmaya çalışıyor”

 

KIRIKLIĞIM YOK

Partisi tarafından İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı gösterilmediği için herhangi bir gönül kırıklığının bulunmadığını belirten Güler, “Karar bir kez açıklandıktan sonra bize doğru mu yanlış mı diye düşünmek söz söylemek düşmez. Ben daha önce adaylığımı koyarak İzmir’in bir değişiklik ihtiyacı olduğunu ilan etmiştim. Genel merkez böyle bir karar verdi. Bundan sonra söz söyleme mevsimi kapandı. Kırıklığım yok, İzmir milletvekili olarak yapacak çok şeyim var. İlçeler için gönlümden geçen arkadaşlar olur ama burada doğru olan il ve ilçe örgütü, genel merkez, milletvekilleri hepsinin ortak iradesi ile karar vermek. Bu zor yoldur ama doğru yol budur. Böyle çalışır ve başarısız olursak hepimiz başarısızlığı üstleniriz. Ama içimizden bir kaçına karar verme yetkisi verilirse başarısızlık durumunda onun sorumlusu onlar olur. Yanlış da yapsa örgütün ortak iradesinin her zaman doğruyu yaratacağını düşünüyorum” dedi.

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası