HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, seçimlere parti olarak gireceklerini ve oy oranlarının yüzde 9’u aştığını söyledi. Demirtaş, bunun en çok Ak Parti’yi rahatsız ettiğini ileri sürdü
Milliyet'ten Serpil Çevikcan'a konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş seçimlerle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Baraj altında kalmaları halinde erken seçimi zorlayacaklarını kaydeden Demirtaş, kampanya sürecinde Kobani eylemleri tarzı hareketlere izin vermeyeceklerini, ancak IŞİD provokasyonundan korktuğunu söyledi. Kesin olarak yüzde 9’un üzerinde olduklarını, genç seçmenden ve Ak Parti seçmeninden oy alarak barajı aşacaklarını söyledi.
Demirtaş’ın değerlendirmeleri şöyle:
- YÜZDE 10.4’ÜN ÜZERİNİ GÖREBİLİRİZ:
Oy oranımız en az yüzde 9’un üzerinde. Bu kesin. Yüzde 10.4’ün, yüzde 10’un üzerinde olan anket sonuçları var. Bu sonucu alabiliriz. ‘HDP’ye oy verebilirim’ diyenlerin oranı artıyor. Son olarak bu oran yüzde 44 çıkmış. Bu bizim için en kıymetli rakamdır. Demek ki bu kadar kişi bizim ikna etmemize açık. Bunları ikna edebiliriz. Cumhurbaşkanlığı seçiminde katılımın düşük olduğu yerlerde kullanılmayan oylar bizimdi. Katılım oranını düşüren de buralardı. Bölgede 220 bin seçmenimiz cumhurbaşkanlığı seçiminde oy kullanamamış. Çünkü mevsimlik işçiler. Yurtdışında 450 bin oy potansiyelimiz varken sadece 28 bin oy aldık. Şimdi bunların tamamını almayı hedefliyoruz. 18-25 yaş arası gençlerdeki oy oranımız yüzde 15. Eski seçmenin kararı kolay değişmiyor ama genç, yeni
seçmenin bize ilgisi büyük. Bunlarla barajı rahatlıkla aşacağımıza inanıyorum.
- AK PARTİ’DEN OY ALACAĞIZ:
AKP bağımsız olarak girmemizi sağlamak için zorlayacaktır. Ancak sonuç alamayacak. Bizim cenahta bu defter kapandı. AKP, barajı aştığımızı görüyor. Tayyip Erdoğan, 400 milletvekiline göz dikmişken 300’ün altına düştüğünü görecek. O yüzden bağımsız girmemiz onları tam da rahatlatan bir şey. Hem parlamentoda olmuş oluyoruz o durumda hem de istedikleri kadar vekil çıkarıyorlar. CHP’nin ise zaten korkmaması lazım. Oyları Ak Parti’den alacağız.
- YSK’YA SORDURDUK:
Bağımsız girmeyeceğiz ama girecek olsaydık bağımsız aday olarak başvurabilmek için partiden istifa etmemiz gereken tarih 7 Nisan. Bugün (dün) teyit ettirdim. YSK Başkanlığı’na sordurdum. Bizim böyle bir başvurumuz yok zaten YSK’ya, HÜDA-PAR başvurmuş. Biz, seçime parti olarak girme kararını çok uzun süre önce aldık. Hamlelerimizi ona göre yaptık. Bizim HDP’ye geçmemiz, cumhurbaşkanlığı seçimi, benim aday olmam bunun ön hazırlıklarıydı. Bunların hepsi de başarılı oldu. Başarılı olduktan sonra niye geriye dönüp bağımsız aday olalım ki'
- BİRİNCİ TUR GÖRÜŞMELERİ YAPTIK:
Partilerle ittifak arayışımız yok, ancak birlikte hareket etmek için görüşmeler yapıyoruz. Birinci tur görüşmeleri yaptık. ÖDP’yle, Haziran Hareketi’yle görüştük. Sol-sosyalist kesimlerle görüştük. İttifak için değil, bazı yerlerde onların adaylarını gösterebiliriz. Meclis’e girerlerse istifa edip partilerine katılabilirler. Ama daha çok toplumsal kesimlerle görüşüyoruz, Alevilerle, azınlıklarla, dini cemaatlerle. Buralarda daha çok karşılığımız var. Onlarla ilişkilerimiz daha iyi görünüyor.
- İSTANBUL’DAN ADAY OLABİLİRİM:
İstanbul’da hem muhafazakâr hem Alevi kesime hitap eden adaylarımız olacağı için en büyük oy artışını sayısal olarak orada yapacağımıza inanıyorum. Üçe dörde katlayacağız İstanbul’da. Daha fazla AKP’den oy alacağız. Muhafazakâr seçmen demokratik, laik, özgürlükçü söylemlerimizden rahatsız değil. ‘Bu benim inancımın da garantisi’ diye bakıyor ve bizi din düşmanı görmüyor. Metropollerle oyumuzu artırmamız lazım. Bu nedenle İstanbul’dan aday olabilirim. Bu seçim kampanyasının en iddialı sol partisi biz olacağız. Cumhurbaşkanlığı seçiminde kulaklar bizi dinlemeye alıştı. Cumhurbaşkanlığı kampanyasındaki gibi etkili, neşeli bir kampanya yürüteceğiz.
- KADİR İNANIR’A DOKTORU İZİN VERMEDİ:
Kadir İnanır’la adaylık için görüştüm, ancak doktoru izin vermemiş. Tek gerekçesi sağlık. Ama gönlü bizimle. Dengir Mir Mehmet Fırat gibi isimler çeşitli ortamlarda konuşuldu, ancak Şirin Payzın, Cüneyt Özdemir, Hasan Cemal gibi isimler hiç konuşulmadı.
- ERKEN SEÇİMİ ZORLARIZ:
Öcalan son görüşmede, ‘Seçime bağımsız girmek akılsızlıktır, kendini inkârdır’ dedi. Parlamento çok önemli bir mecradır ama parlamentoya girememek bizim için bir bitiş değil. Türkiye’nin 4. büyük partisi olmayı sürdürürüz. Eğer barajı aşamazsak mitinglerimizle, kampanyalarımızla bütün siyasi gücümüzü, kendimizi görünür kılmak için kullanırız. Yürüyüşler yaparız, medyayı kullanırız. Temel hedefimiz şu olur: Seçim barajı düşürülsün, erken seçim yapılsın. Bunun için ulusal ve uluslararası düzeyde çok güçlü kampanyalar yaparız. Bu olmadığı zaman gerilimler devam eder. ‘Baraj altı kaldık diye Türkiye’de kıyamet kopar, biz de biteriz, sonumuz olur’ diye bir panik içinde değiliz. Oradan da hayırlı bir sonuç çıkarırız. Yüzde 9.9’da kalır da parlamentoya giremezsek bedava milletvekilliğini sürdürmelerini her gün Türkiye’nin gündemine getiririz. Onların meşruiyeti de tartışılır. Her gün, her saat bu bir siyasi gerilim olur. Erken seçime doğru gider Türkiye. 4 yıl boyunca böyle yürütemezler. Her gün oy hırsızlığını hatırlatır, AKP’yi taciz ederiz. Sokak dahil demokratik zeminde her şeyi yaparız. Evimize gidip boynumuzu bükecek halimiz yok.
- 6-7 EKİM’İN TEKRARINA İZİN VERMEYİZ:
Seçim sürecinde hiçbir şiddet olayının yaşanmasına izin vermeyiz. Seçim sonrasında da tutumumuz aynen devam eder. Kobani’deki durumu seçim meydanlarında hükümet kullanmak isterse biz de doğru anlatırız. 6-7 Ekim’in yarattığı tahribatı doğru anlatabilirsek toparlarız. Hükümet, Kobani olayları üzerinden bize saldırırsa toplumun bilmesi gereken farklı bazı şeyleri de anlatırız. 6-7 Ekim olayları tekrarlanmasın istiyoruz.
- IŞİD PROVOKASYONUNDAN KORKUYORUM:
Türkiye’de seçim sürecinde IŞİD kaynaklı provokasyonlar olabilir. IŞİD yapacağı provokatif işleri üstlenir. Charlie Hebdo’yu gördünüz. Türkiye’de doğrudan bizlere ya da demokratik laik kesimlere yönelik eylemler olabilir. Kobani’nin intikamı veya başka bir yaklaşımla. Benim en korktuğum IŞİD provokasyonu. Fakat böyle bir şey olursa herkes sağduyulu olmalı ve saldırı kime olursa olsun mağdurun etrafında kenetlenmeli. Bu tür provokasyonlardan, ancak böyle çıkarız. İnşallah olmaz. IŞİD, Ak Parti’den doğrudan ya da dolaylı destek almış olsa bile bu tür eylemlerden çekinmez, babasını bile tanımaz. AKP’ye de zarar vermek ister. Türkiye’de bunları yapacak güçleri var diye düşünüyorum.
- ÇÖZÜM SÜRECİNDE ARIZA ÇIKARMAYIZ:
Barajı geçememiz halinde çözüm sürecini hükümet yürütmek istiyorsa, adaya da gidebilir heyetlerimiz, Kandil’e de gider gelir. İlla milletvekili olmak gerekmiyor. Cumhurbaşkanı, ‘Parlamentoya giremezlerse süreçte yer alamazlar’ dedi. Kendileri bilir. Onlar düşünsün. Bir formül bulmak zorundalar. Bizi bir STK gibi görüp, muhatap kabul etmeyecekse nasıl yürüteceklerine kendileri karar verir. Biz illa da, ‘Bu iş bizsiz yürümez’ demiyoruz. Biz arıza çıkarmayız. Buyursunlar Kandil’e, Öcalan’a gitsinler.
- ERDOĞAN, ‘SEROK AHMET’E KIZAR:
Başbakan’a Diyarbakır’da ‘Serok Ahmet’ demişler, sevinmiş. Yanlış alarm. ‘Serok’ yanlış kavram Başbakan için. Serok vezir denilmesi lazım. Çünkü serok başkan demek. Başkan Tayyip Erdoğan. Kızar o.