ERMAN ŞENTÜRK/HABER SERVİSİ- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZENERJİ’de çalışan yaklaşık 3 bin işçiyi ilgilendiren toplu sözleşme görüşmelerinin YHK’dan gelen karar sonrasında düşük ücret artışları ve grev yasağı ile neticelenmesi nedeniyle yaşadıkları mağduriyeti mahkemeye taşıyan DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası, bugün adliye önünde bir eylem düzenledi.
HEM BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’Nİ, HEM DE BAKANLIK’I PROTESTO ETTİLER
Genel-İş Sendikası 2 No’lu Şube’de örgütlü bulunan 100’e yakın İZENERJİ personeli, sendikanın şube başkanları ve yönetim kurulu üyeleri ile iş yeri temsilcilerinin katılım gösterdiği eylemde, işveren İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni ve kararı veren makam olan Yüksek Hakem Kurulu’nu kınayan emekçiler yaptıkları basın açıklaması ile mağduriyet yaşadıklarını belirterek kararı bir kez daha kınadı. Sendika tarafından, işveren İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı aleyhine toplu sözleşmeye nokta koyan YHK kararının iptali ve yok sayılması için açılan davanın 2’inci duruşması bugün görüldü. İzmir Adliyesi önünde toplanarak “Grev hakkımız gasp edilemez”, “Yaşasın örgütlü mücadelemiz”, Sözleşme hakkımız, grev silahımız”, “Yüksek Hakem Kurulu kapatılsın” sloganları atan emekçiler, karar sonrasında 3 bine yakın emekçinin mağduriyet yaşadığını söyleyerek, kararın askeri darbe döneminden kalma anti demokratik yasalara karşı mücadele eden CHP’nin bir belediyesi tarafından aldırıldığını belirterek hem belediyeyi, hem de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nı protesto etti.
GREV HAKKIMIZ GASP EDİLDİ
İZENERJİ işçileri adına basın açıklaması yapan DİSK Genel-İş 2 No’lu Şube Başkanı Taner Şanlı, İZENERJİ ve İZELMAN firmalarında çalışan emekçilerin toplu iş sözleşmelerinde yaşanan uyuşmazlığın normal bir durum olduğunu belirterek, “İşverenimiz İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin uyuşmazlıkları Yüksek Hakem Kurulu’na taşıması şaşırtıcı ve ibret vericidir. Toplu iş sözleşmelerdi tarihinde işverenin konuyu YHK’ya taşıması bir elin parmaklarını geçmemektedir. İlginç olan, YHK’ya başvuruyu yapan işverenin, 12 Eylül artığı 6356 sayılı yasanın bazı maddelerinin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne götüren siyasi partinin belediyesi olmasıdır. Esas vahim olan ise, YHK’nın sendikamızın aldığı grev kararını kurula bildirmesine rağmen, işverenin başvurusunu esastan görüşerek karara bağlamasıdır. YHK, vermiş olduğu bu karar ile yasayı çiğnemekle kalmamış, anayasal hakkımız olan grev hakkı ve toplu pazarlık haklarımızı da açıkça çiğnemiştir” diye konuştu.
GREVE ÇIKMADAN İŞVERENDEN İZİN Mİ ALACAĞIZ'
Genel-İş 2 No’lu Şube Başkanı Şanlı, benzer anlaşmazlıkların geçmiş dönemlerde Ankara ve Eskişehir gibi illerdeki belediyelerde de yaşandığına işaret ederek, “YHK, geçmişte bu başvuruları reddetmiş ve söz ve pazarlık hakkını sendikalara bırakmıştır. Grev hakkının anayasal üstünlüğü tartışılamaz. İşverenin başvurusunu reddetmesi gereken YHK’ya soruyoruz; Bundan sonra grev kararı almadan önce işverenden izin mi alacağı? Grev yasağı olmayan iş yerlerinde fiilen engelleme yaparak, grev yasaklarının kapsamını sınırsız şekilde genişletmiş olmuyor musunu? Bu husus yasal yetkileriniz ve kuruluş amacınızla bağdaşıyor m? Bizlerin sadece grev hakları gasp edilmiyor, hem de en temel kazanılmış haklarımız elimizden alınıyor. Örgütsüz emek ve örgütsüz toplum yaratılmak isteniyor. Sendikamız 12 Mart ortamında anayasaya aykırı yasaların iptali için nasıl mücadele verdiyse, grevleri yasaklayan devlet politikalarına karşı hem İzmir’de hem de Türkiye’de grev gaspına karşı mücadelemizi sürdüreceğiz” diye konuştu.
ÖRGÜTSÜZ TOPLUM MU YARATMAK İSTİYORSUNUZ'
Şanlı’nın ardından söz alan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na seslenerek, İzmir Büyükşehir Belediyesi çalışanlarına haksızlık yapıldığını söyledi ve şöyle konuştu; “Uygulanan antidemokratik yasaların anayasal hakları çiğnediğini ve işçileri mağdur ettiğini defalarca dile getirdik. Çalışma Bakanlığı işçilerin haklarını korumak için kurulur. Ancak, Çalışma Bakanlığı’nın genel sekreteri YHK’ya katılıyor ve işçilerin aleyhine olan bir kararın altına imza atıyor. İşçi sağlığı ve işçi güvenliğinde yoksunuz. Ücret görüşmelerinde yoksunuz. Anayasadan ve uluslar arası sözleşmelerde adı geçen haklarımızdan bizi mahrum ediyorsunuz. İşçilerin haklarını korumakla yükümlü olduğunuz yerde, acaba işverenlerin baskısı altında kalıp işçilerin en büyük silahı olan grev haklarını ellerinden almakla elinize ne geçiyo? Siz bu ülkede örgütsüz toplum yaratmak mı istiyorsunu? Biz inadına sendika, inadına sendika diyeceğiz. Mücadelemize yine alanlarda devam edeceğiz.” Disk Ege Bölge Temsilcisi Sarı’nın açıklamalarının ardından eylem atılan sloganlar eşliğinde olaysız şekilde son buldu.