EGEPOSTASI - Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde çalışan 100’e yakın onkoloji hemşiresi, Merkezi Kemoterapi Hazırlama Ünitesi’nin bulunmaması, bir günde standartların üzerinde kemoterapi ilacı hazırlamak zorunda kalmaları ve yoğunluk nedeniyle koruyucu önlemleri alamamaları nedenleriyle her an kanser olma riskiyle yaşıyorlar. Kemoterapi hazırlama işinde çalıştıktan sonra hamile kalan hemşirelerin bazıları da düşük yapıyor. Kendisi de onkoloji hemşiresi olan Türk Sağlık Sen Üniversite Şube Başkanı Yasemin Zengin, hastanede görevli 100 Beyaz Melek’in kanser riskiyle karşı karşıya olduğunu açıkladı.
BEBEĞİNİ KAYBETTİ
“Onkoloji servisinde çalışarak hamile kalan hemşire arkadaşım personelimiz ve hamilelik sebebi ile yer değiştiren hemşire arkadaşlarım düşük yaptı” diyen Zengin, “Kemoterapi ilaçları solunum ve deriye nüfus ederek sağlıklı hücrelerimizi öldürüyor. Bu hastanedeki onkoloji hemşireleri, hem kemoterapi ilacını hazırlıyor hem de hastaya uyguluyor. Artık bir çok hastanede kanser riskini artıran bu ilaçları robotlar tarafından el değmeden hazırlanıyor. Hemşirelerimizin hayatları risk altında, hastane yönetimi bir an önce merkezi Kemoterapi Hazırlama Ünitesi’ni kurmalı ya da robotik sisteme geçmeli” dedi.
HAYAT KARARTAN SORUNLAR
Çocuk Hastanesi, Tülay Aktaş Onkoloji Hastanesi’nde, İç Hastalıkları Hematoloji, Üroloji, Göğüs, Kadın ve Doğum kliniklerindeki görevli onkoloji hemşireleri kabinlerde kemoterapi ilacı hazırlıyor. Bu bölümlerde çalışan 100’e yakın hemşire hazırladıkları ilaçları serumla hastalara veriyor. Hem hazırlarken hem de ilacı uygularken, kansere yol açan ilaçlara maruz kalıyor. Kemoterapi ilaçlarının hazırlanışı sırasında sıçrama nedeniyle bazı hemşirelerin el ve kollarında ilaçlar nedeniyle yanıklar oluştu. Hamile kalmayı düşünen hemşirelerin görev yerleri hastane yönetimi tarafından anında değiştirilmiyor. Avrupa’da bir hemşire günde en fazla 4_5 kemoterapi ilacı hazırlarken, hastanemizde bir hemşire bir günde10_ 15 arası kemoterapi hazırlıyor. İç Hastalıkları Kliniği Hematoloji Servisi’nde görev yapan hemşireler, 10 dakika bile dinlenme molası veremeden çalışıyor. Onkoloji hastalarının tedavilerinin yanı sıra, kemoterapi de hazırlayan hemşireler, yoğunluk nedeniyle maske, eldiven gibi koruyucu önlemleri zaman zaman alamıyor.
BİRARAYA GELDİLER
Türk Sağlık Sen Üniversite Şube Başkanı Yasemin Zengin, Sağlık Muhabirleri Derneği (SMD) İzmir Şubesi üyeleri ile Hastane içerisindeki Anemon Otel’de biraya geldi. Toplantıya Zengin, sendika yönetim kurulu üyeleri, SMD İzmir Şube Başkanı Erkan Doğan ve dernek üyeleri katıldı. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nin farklı servislerinde kemoterapi ilaçlarının hemşireler tarafından hazırlanıp uygulandığını anlatan Zengin, hastanede Merkezi Kemoterapi Ünitesi’nin kurulmaması ve hemşirelerin bir günde çok fazla sayıda kemoterapi ilacı hazırlaması nedeniyle, onkoloji hemşirelerinin kansere yakalanma risklerinin arttığını savundu. Kemoterapi ilaçları içerisinde yer alan maddelerin kansere yatkınlığı artırdığını, düşük oluşması ve anomalili bebek doğma olasılıklarını da artırdığına dikkat çeken Zengin, “Tüm bu risklere rağmen hastanemizde görevli 100’e yakın onkoloji hemşiresi hala kemoterapi ilaçlarını kendileri hazırlıyorlar. Bir çok hastanede hemşireleri hayatı tehdit eden risklerden uzak tutmak için Merkezi Kemoterapi Hazırlama Ünitesi açıldı veya robotik sisteme geçildi. Kemoterapi ilaçlarına hem hazırlayan hem de hastaya uygulayan hemşire arkadaşlarımız, solunum ve deri yoluyla insana geçip hücreleri etkileyen kemoterapi ilaçlarındaki maddelere daha çok maruz kalıyor” dedi.
MARUZ KALMAZ
Hastane yönetimi ile yaklaşık üç yıldır tüm görüşmelerinde merkezi kemoterapi ünütesi oluşturulması ile ilgili görüştükleri dile getiren Zengin yönetimin üç yıldır bu konuda olumlu bir adım atmadığını belirtti. Söz konusu hemşirelerin hayatı iken bu konuda hastane yönetiminin adım atmaması nedeni ile hemşirelerin gün geçtikçe hayati risklerinin arttığını bile bile bu konunun göz ardı edilmesinin doğru olmadığını anlatan Zengin, bir an önce merkezi kemoterapi ünitesinin hayata geçmesi gerektiğini belirti. Kemoterapi ilaçlarındaki maddelerin, solunum yoluyla ve sıçrama şeklinde insana geçtiğini anlatan Zengin, bu maddelerin vücuttaki savunma hücrelerine zarar verdiğini ve kanser oluşma riskini arttırdığına dikkat çekti. Kendisinin de Tülay Aktaş Onkoloji Hastanesi’nde 5 yıl kemoterapi hazırladığını anlatan Zengin, “Kemoterapi yüzünden saçlarım döküldü. Ev hep yorgun dönüyordum. Kimse kemoterapi ilaçlarının zarar vermediğini söylemesin. Bir hemşire günde 15’e yakın hastanın kemotarapi ilacını hazırlıyor ve uyguluyor. Bu sırada hemşireler, daha çok canlı hücrelere zarar veren ajanlara (antineoplastik ajanlara) maruz kalıyor. Bizzat incelemelerde bulunduğum Hacettepe Üniversite Hastanesi’nde kemoterapi ilaçları merkezi ünitede hazırlanıyor. Daha sonra bu ilaçlar servislere dağıtılıyor. Hemşireler sadece hazır gelen ilaçları hastalara uyguluyor. Böylece hemşire iki defa kanser ajanlarına maruz kalmıyor” diye konuştu.
DÜŞÜK YAPIYOR
Hamile kalmayı planlayan hemşirelerin kemoterapi tedavisi uygulamasından 6 ay boyunca uzak durması gerektiğinin altını çizen Zengin, “Ne yazık ki ‘Hamile kalmayı düşünüyorum’ diyen her arkadaş kliniğinden hemen ayrılamıyor. Yer değişikliği talebi olup hamile kalanların yüzde 30’u düşük yapıyor. Hamile kalmayı düşünen ve planlayan arkadaşlar kemoterapi ünitelerinden uzaklaştırılıyor. Sebep ise vücut ancak 6 ay ile 1 yıl arasında kemoterapi ilaçlarının yarattığı tahribatı onarabiliyor” diye konuştu.
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Zengin, çözüm önerilerini şöyle sıraladı: “Hamilelik düşünenlerin yer değiştirme talebinde bulunanlarının istekleri hastane yönetimi tarafından anında karşılanmalı. Acilen Merkezi kemoterapi Hazırlama Ünitesi’ kurulmalı. Hemşire sayısı artırılarak, hemşire başına düşen hasta sayısı 7 ile sınırlandırılmalı. (medyasaglik.com)