Yayın hakkı ellerinden alınan Kanal 35 çalışanları ile biraraya gelen ve Cemiyet'in tüm desteğinin arkalarında olduğunu belirten Dikmen, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
“Türkiye olağanüstü günlerden geçerken basın çalışanlarının bu zorluğun altında ezildiğini üzülerek görüyoruz. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL kapsamında zaten daralmış olan medya sektöründe gazeteler ve televizyonlar kapatılıyor, gazeteciler sosyal medya paylaşımları ve haberleri nedeniyle tutuklanıyor.
İzmir'de son dönemde habercilik başarısıyla dikkat çeken Kanal 35 televizyonun yayını, patronun soruşturulması nedeniyle durduruluyor. Kanalda çalışan 50'yi aşkın arkadaşımız ise tedirgin bir bekleyiş içinde. Çalışanların tek derdi gazetecilik. Buna kefiliz. Ülkemizde işsizlik çığ gibi büyürken gazetelerin, televizyonların, internet sitelerinin 'şüphe' gerekçesiyle kapatılmasını kaygıyla izliyoruz.
Kapatma kararları uygulanmadan yargılama sürecinin sonuçlanmasının beklenmesi gerektiğine inanıyoruz. Ayrıca gündemin yoğunluğundan yararlanarak, İzmir basın dünyasına uzun yıllar emek veren bazı arkadaşlarımız da çeşitli karalama kampanyalarına muhatap olmaktadır. Bu yaklaşımlara da şiddetle karşı olduğumuzu belirtmek isteriz. 70 yıldır basın özgürlüğü ve demokrasi mücadelesi veren İzmir Gazeteciler Cemiyeti olarak sadece İzmir'de değil Türkiye genelinde medya sektörüne karşı süren bu ikliminin bir an önce son bulmasını umuyoruz."