Millet İttifakı, ‘Yarının Türkiye’si için Ortak Politikalar Mutabakat Metni’ni, bugün Ankara Ticaret Odası (ATO) Congresium’da düzenlediği toplantıyla kamuoyuna açıkladı. Toplantıya, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu da katıldı.
Ortak Politikalar Mutabakat Metni’nin ekonomi, finans ve istihdama ilişkin bölümünü DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Çanakcı açıkladı. Çanakcı, şunları söyledi:
“Altı parti olarak tam bir mutabakatla hazırladığımız Ortak Politikalar Metni’mizde, ülkemiz için dijital devrimi, yeşil dönüşümü ve kapsayıcılığı merkezine alan yeni nesil bir kalkınma stratejisini ortaya koyuyoruz. Mutabakat metnimiz, bu strateji doğrultusunda hukuktan çevreye, temel özgürlüklerden enerjiye, kamu yönetiminden dijital dönüşüme, yoksullukla mücadeleden bilim ve eğitime birçok alanda köklü reformlar öngörüyor. Temel hedefimiz, Türkiye ekonomisini üretken, rekabet gücü yüksek, kaliteli istihdam yaratan ve tek bir vatandaşımızı dahi yatağa aç göndermeyen bir yapıya kavuşturmaktır.
“ENFLASYONU 2 YIL İÇİNDE TEK HANEYE İNDİRECEĞİZ, HAYAT PAHALILIĞINI SONLANDIRACAĞIZ”
Para, maliye ve finans politikalarının bilim ve evrensel tecrübeye dayanması, öngörülebilir olması ve tüm ekonomik aktörlere güven vermesi, bu hedeflere ulaşmada kilit bir öneme sahip olacaktır. Mutabakat metnimizin ekonomi ve finans bölümündeki 238 adet hedef ve politikayı bu anlayışla belirledik. Temel ekonomik hedeflerimiz kapsamında, enflasyonu 2 yıl içinde kalıcı, düşük tek haneye indireceğiz, hayat pahalılığını sonlandıracağız. Enflasyonla mücadeleyi tavizsiz bir biçimde sürdürürken ortalama büyüme hızını yüzde 5’in üzerine çıkaracak, dolar cinsinden kişi başına milli gelirimizi 5 yılın sonunda en az iki katına yükselteceğiz. 5 yılda en az 5 milyon yeni iş yaratacağız. Ucube sistem sonrasında yeniden gündeme gelen aşırı yoksulluğu sıfırlayacağız. 5 yılın sonunda yıllık ihracatı 600 milyar dolara, yüksek teknoloji ihracatın payını ise iki katına yükselteceğiz. Merkez Bankası’nın kurumsal kapasitesini ve bağımsızlığını güçlendirmek önemli bir önceliğimizdir. Bu çerçevede Merkez Bankası’na, fiyat ve finansal istikrarı sağlama dışında sorumluluklar yüklemeyeceğiz. Banka üst yönetiminin kendi kanunu dışında görevden alınmasını önleyeceğiz. Bankanın bağımsızlığını ilgilendiren maddelerin Meclis’te nitelikli çoğunlukta değiştirilmesine ilişkin düzenleme yapacağız Bankanın İstanbul’daki birimlerini en kısa sürede başkentimiz Ankara’ya geri taşıyacağız.
“CUMHURBAŞKANLIĞI’NI ÇANKAYA KÖŞKÜ’NE TAŞIYACAĞIZ”
Kamuoyunda ‘128 milyar dolar’ olarak bilinen arka kapı döviz satışlarındaki hukuksuzlukların takipçisi olacak, yeni dönemde rezerv yönetimini tam bir şeffaflık içinde yöneteceğiz. Kur korumalı mevduatta yeni hesap açmayacak, mevcut hesapları vadeleri sonunda kapatacağız. Hükümet, bir yandan ülkemizin kaynaklarını şatafat ve gösteriş için israf ederken diğer yandan oluşan kamu açıklarını ve hasarları halının altına süpürerek gizlemeye çalışmaktadır. Bu çerçevede, iktidara gelir gelmez, Cumhurbaşkanı’na bağlı, deneyimli denetim uzmanlarından oluşan Durum ve Hasar Tespit Komisyonu oluşturacağız. İtibar gerekçesine sığınılarak yapılan tüm gereksiz harcamalara son vereceğiz. Cumhurbaşkanlığı’nı Çankaya Köşkü’ne taşıyacağız. Cumhurbaşkanlığı’na tahsisli saray, köşk ve yalıları halkın kullanımına açacağız. Cumhurbaşkanlığı envanterindeki uçakları satıp yerine orman yangını söndürme uçakları alacağız. Kamu görevlilerinin birden fazla yerden maaş, ücret almasına son vereceğiz. Ülkemizin kaynaklarını, ‘Kanal İstanbul’ gibi rant projeleri yerine tarımsal sulama projeleri için kullanacağız. Kamu-özel iş birliği projelerindeki usulsüzlük ve yolsuzluklarla ilgili tüm hukuki yolları kullanacak, oluşan zararları geri tahsil edeceğiz. Bütçe uygulamalarında keyfiliğe son verecek, mali kural uygulamasını hayata geçireceğiz.
“İSTANBUL’UMUZU GERÇEK ANLAMDA ULUSLARARASI BİR FİNANS MERKEZİ YAPACAĞIZ”
Vergi alanında önceliğimiz, dar ve sabit gelirliler üzerindeki yükü azaltmak ve vergi kayıp-kaçaklarıyla etkili mücadele etmektir. Bu kapsamda, çalışanlar üzerindeki vergi ve sigorta prim yükünü indireceğiz. Her türlü eğitim ve öğretim hizmetindeki KDV’yi düşüreceğiz. İş yeri kira ödemelerinde stopaj oranını sıfırlayacağız. Şoför esnafının 10 yaşın üzerindeki araçlarının yenilenmesinde ÖTV almayacağız. Yolsuzluğun ve haksız kazancın kaynağı olan imar rantlarını kapsamlı ve etkili bir biçimde vergilendireceğiz. Vergi cennetleri üzerinden vergi kayıp ve kaçaklarına son vereceğiz. Kayıt dışılığı OECD ortalamasının altına indirecek, kaynakları yoksullukla mücadelede kullanacağız. Finans politikalarımızın temel hedefi, sermayeyi tabana yaymak, dijital ekonomiyi ve yeşil dönüşümü güçlü bir biçimde desteklemektir. Bu anlayışla hem şirketlerin halka açılmasını hem de çalışanlarının halka açık şirketlere ortak olmasını teşvik edeceğiz. Öz kaynak kullanımına ve sermaye piyasalarından kaynak teminine vergi avantajı sağlayacağız. Sermaye piyasasında güveni sarsan manipülasyon ve piyasa suçlarıyla etkili mücadele edecek, tespit edilen usulsüzlük ve yolsuzlukların sonuna kadar takipçisi olacağız. Sermayesini ve kaynaklarını artırarak Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası’na, yüksek teknoloji yatırımlarını ve yenilikçi ve yeşil girişimlere daha fazla destek olma imkanı sağlayacağız. Dijital tabanlı uluslararası bir yeşil finansman kalkınma bankasının kuruluşuna öncülük edeceğiz. İnşaat merkezli bakış açısına son vererek İstanbul’umuzu gerçek anlamda uluslararası bir finans merkezi yapacağayız.
“KADIN EV İŞÇİLERİNİN İŞ KANUNU’NA TABİ OLMASINI SAĞLAYACAĞIZ”
İstihdam politikalarını artırmak amacıyla aktif iş gücü politikalarını etkili bir biçimde kullanacak, mesleki eğitime yeni bir bakış açısı kazandıracağız. Bu çerçevede, İŞ-KUR’u, geleceğin mesleklerini önceleyen, dezavantajlı vatandaşların istihdamını gözeten, beceri dönüşümünü destekleyen bir yapıya kavuşturacağız. Çok sayıda ve karmaşık olan istihdam teşviklerini sadeleştirerek uygulanmasını kolaylaştıracağız. Turizm, ulaştırma, dağıtım, medya ve oyun sektörlerindeki yeni nesil iş modellerine özel destekler sağlayacağız. Girişimcilerin ihtiyaç duydukları ortak kullanım tesislerinin sayısını artıracağız. Gençlerin istihdamına yönelik sertifika ve özel eğitim programları geliştirecek, gençlerimiz için garantili yetenek programları başlatacağız. Kadınların iş gücüne katılımını yükseltmek için okul sonrası eğitmenli aktivite merkezlerinin ve kreşlerin sayısını artıracağız. Kadın ev işçilerinin İş Kanunu’na tabi olmasını sağlayacağız. Dezavantajlı grupları dijital dönüşümün parçası yapacak; yazılım, kodlama, e-ticaret uzmanlığı gibi kalifiye eleman olarak istihdamını sağlayacağız. Özel girişimcilik eğitimleri, vergi prim destekleri ve uygun kredi imkanlarıyla engelli vatandaşlarımızın kendi işlerini kurmalarını sağlayacağız. Mesleki eğitim müfredatını, geleceğin meslekleri doğrultusunda güncelleyeceğiz. İş dünyasının etkili olduğu bir okul yönetim sistemi kuracak, mesleki ve teknik okulları sanayi, ticaret, turizm ve tarımsal işletmelerin bulunduğu yerlerde açacağız. İşsizlik Sigortası Fonu’na ödenen işveren katkısının yarısını, kuracağımız ‘Yarına Hazırlık Fonu’ üzerinden, beceri kazandırma projelerine destek için kullanacağız. İşsizlik Fonu’nun amacı dışında kullanılmasını önleyeceğiz. Özetle mutabakat metnimizde yer alan, ancak benim bu sınırlı süre içerisinde sadece beşte birine değinebildiğim politika ve projelerimizle Türkiye’mizi orta gelir tuzağından kurtarıp yüksek gelirli ülkeler arasında sağlam ve kalıcı bir konuma yükselteceğiz.”