Buca’da belediye başkanlığı için adaylar yavaş yavaş dillendirilmeye başlarken gözler 2004 yılında Hüseyin Yüzer’e 2009 yılında da Ercan Tatı’ya Belediye Başkan adaylığını son anda kaptıran Necati İmam’a çevrildi.
“BELEDİYE BAŞKANLIĞINA ‘EVET’ DERİM”
Parti içinde sevilen siyasetçilerin başında yer alan ve taraflı tarafsız bir çok partilin takdirini alan İmam, “ bana milletvekili olmak istiyor musu? diye sorsalar ‘hayır’ derim. Ama belediye başkanı olmak istiyor musu? diye sorsalar êvet’ derim. Çünkü 39 yıldır Buca’da yaşıyorum. Yaşadığım yeri çok seviyorum. İlçemde insanların yaşam standartlarını arttırmak istiyorum” dedi.
“ANKET YAPILSIN KİM ÇIKARSA DESTEK OLUNSUN”
Belediye başkanlığını isteyen ancak ‘Aday adayıyım’ demekten kaçınan İmam, “Yaşım 56…Geldik gidiyoruz. Ömrümün kalan kısmını ilçeme hizmet yaparak geçirmek istiyorum. Ben sıfırın altında başladım. Şuan işim var arabam var yazlığım var. Taleplerim kendim ile ilgili değil. İnsanlar öldükten sonra banka cüzdanlarındaki rakamlar ile anılmıyor. Toplum için ne yaptın bu önemli. Fırsat verilirse bizde yaparız. Bunun için görev almam lazım. Bir kez daha aday adayı olmak zoruma gidiyor. İki defa görev istemişsin 11 aday arasında ikiye kalmışsın bir başkasını tercih etmişler .Şimdi ben kendi kendime sorduğumda ‘sen Necati İmam iki defa görevi istedin üçüncü defa isterken ne diyeceksin'’ Görev verilirse yaparım.Üçüncü defa olunca ‘bireysel istiyorum’ diye algılanmasından çekiniyorum. Genel Merkez, İl yönetimi araştırsın. Mevcut belediye başkanı ve ismi geçen adaylar ile ilgili anket yapsın. Kim çıkacak bakalım. Ben çıkmazsam kim çıkarsa sonuna kadar desteklerim 2004’de 2009’da bunu yaptım zaten. O dönem görevi ben değil Tatı’ya verdiler. Benim sorumluluğum ona destek olmaktı. Ben ona destek oldum. Emek verdim. Koştum. Kazandıktan sonra ‘yapacağın işlerde yanındayım’ dedim. Yeteri kadar faydalanmadı” diye konuştu.
“2009’DA HEM ÜZÜLDÜM HEM SEVİNDİM”
2004-2009 yıllarında aday dayı olduğunu ve ‘aday’ sıfatını alamadığı için hem üzüldüğünü hem sevindiğini belirten İmam, “ Kendim olamadım diye üzüldüm ama sevincimde şuydu ki partim kazandı.Burada benim yaşam felsefemde kişilerin bir yere taşınması değil de bir anlayışın iktidara taşınması önemli. Ben baş olurum, olmazsa bacak olurum kol olurum, ayak olurum. 2009’dan sonra dinlenmeye çekilmedim. İl Başkan Yardımcılığı yaptım. Partime hizmet etmeye devam ediyorum. Aldığım görevi iyi yapabilmek için sonuna kadar çalışırım. Üretmeyi severim. Benim hırsım görevim başarma adınadır. Ticarette de sporda da siyasette de...”dedi.
“GENEL BAŞKAN KILIÇDAROĞLU İLE BİRLİKTE YENİDEN HEYECANLANDIM”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile başlayan yeni dönemin kendisini tekrardan heyecanlandırdığını ifade eden İmam, “ Yeni CHP’de farklı bir süreç var.Özlemini çektiğimiz siyasete ben bu dönemde kavuştum. Heyecanı tekrar buldum. Genel Başkanın çalışma azmi bizi motive ediyor. Bu saatten sonra kimsenin adamı olmam. Bu partide adamcılık yerleşmişti. Böyle bir anlayışın genelde iktidar olma şansı yoktu. Sayın Kılıçdaroğlu ile birlikte bu bitti. Genel Başkan söyledi. ‘Kemalcide olmayın’ dedi. Toplumsal kaygılar ile siyaset yapan herkes ile beraber olurum. Yeter ki bireysel hırslarını aklının önüne koymasınlar” dedi..
“BAŞKA BİR PARTİ ASLA…”
Buca’yı çok iyi bildiğini ve arkasında güçlü bir destek olduğunu ifade eden İmam, farklı bir partiden adaylığa sıcak bakıp bakmaması ile ilgili net konuştu. 2009 öncesi ve sonrasındaki süreçte teklifler aldığını belirten İmam, “ ‘Partimize gel. Meclis üyelerinin tamamını ‘sen seç’ dediler. ‘Bağımsız ol’ diyenler oldu. Ekip arkadaşlarım ile bu konuları konuşma gereği bile hissetmedim. Teklif var diye. Ben inandığım için bu partideyim. Bu dönemde de geliyorlar ama kendime yediremem. Bana ters. Bu benim ideolojim. İnanmışlığım… Sandığa gidip oy atmak değil sadece... Ben sosyal demokratım” dedi.
ERDOĞAN VE PUTİN ÖRNEĞİ VERDİ
Yerel yönetimlerin genel iktidara giden yolda önemli olduğunu savunan İmam, şöyle konuştu; “Yerel yönetimde iktidar olmanın genel iktidara nasıl katkı sağlayacağını biliyorum. Eğer Başbakan Recep Tayyip Erdoğan İstanbul’da belediye başkanlığı yapmasa idi, Erdoğan diye biri olmazdı. Putin, Moskova Belediye Başkanlığı yapmasaydı Putin diye biri olmazdı. İktidara giden yol yerelden geçiyor. Ankara’da iktidar olmak istiyorsak yerel yönetimlerde makamlara gelen isimlerin vizyonu bilgisi becerisi olması lazım ki insanlara yerelde şunları yaptık genelde de bunları yapacağız diyebilesiniz”dedi.
“PARTİ BUCA’DA YIPRANIYOR”
Buca’da partinin ve belediyenin meclis üyeleri ekseninde yaşadığı sıkıntılara da yorum getiren İmam, “ Belediye başkanını da meclis üyelerini de ilçe yöneticilerini de yakından tanıyorum. Bu sıkıntını temeli ideolojik değil. Bu iş kişiselleşti. Sadece siyaset değil de bir şeyi yapıp yapmama seçilmişlerin birbirine saygı göstermemesinden kaynaklanıyor. Geri dönülmez yollara girildi. Öyle sözler söylendi ki… O sözleri yememek adına sapla saman birbirine karıştı. Parti Buca’da hak etmediği kadar eleştirildi. Yıprandı hala yıpranıyor. Yumuşak karın mıdı? Doğrudur bende öyle görüyorum. Ama kırılma noktası yerel seçimler. Adayın kimliği ekibi çok önemlidir. Sandık ve aday. Yerel seçimin bileşkesi bu…”dedi.
“BAŞARILI BELEDİYE BAŞKANI OLSA ÇOK ADAY ÇIKMAZ”
Buca’da her zaman başkan adaylığı için çok adayın dillendirilmesi konusuna da değinen İmam, “ Demek ki boşluk var. Çok başarılı bir belediye başkanı olsa bu kadar aday çıkmazdı. Buca’da CHP başarıya aç. İhtiyaçları sorunları çok” dedi. İmam temsil makamına gelecek kişilerde ‘liyakat ve sadakat’ özelliği aranması gerektiğinin altını çizdi.
“BUCA’YI OTEL OLMAKTAN KURTARMAMIZ LAZIM”
Buca için çok önemli projeleri olduğunu ifade eden İmam siyasetçinin görevinin bugünü yaşarken geleceği planlamak olduğunun altını çizdi. Üniversite ile Buca’yı, bilim ile siyaseti buluşturmak istediğini belirten İmam, şunları söyledi; “ Buca’da yaşadığımız için eksikleri görüyoruz. Sadece mimari yapıyı yolları kastetmiyorum.Buca üniversite kenti. Bunun avantajından faydalanılmamış. Yerel yöneticiler öyle bir şey yapmalı ki ekonomik kültür ve sosyal anlamda bu üniversite ile iletişime geçilmeli, Bornova’ya gidin bakın okul dağılımında arabalar kalabalık değildir. Okuldan çıkan öğrenci Bornova’da kalır. Buca’da bakın. Okul çıkışları otobüslerde yığılma. Buca’dan kaçmak için can atıyorlar. Bu çocukları burada tutmanın yollarını bulmak lazım. Hasanağa Bahçesi canlandırılsa, rekreasyon alanları çoğaltılırsa öğrencinin öğrenciye hizmet ettiği harçlığını çıkartabildiği ailesine eğitim masraflarında yardımcı olabileceği yerler olsa…Günlük esnafın kasasına giren ciroda değişir. Kültür etkileşimde olur. Anlayacağınız Buca’yı otel olmaktan kurtarmak lazım. Çok zor değil. Basit ve önemli şeyler yapılmalı. Ercan Başkana gelinceye kadar Buca’yı mimarlar yönetmiş. Işılay Saygın, Cemil Şeboy iyi ki mimarlar yönetmiş. Baksanıza Buca’nın mimarisine. İddia ediyorum. Kozağaç’ın yapılanması ile Bornova Özkanlar’ın yapılanması aynı dönem rastlar. Oraya gidin kente geldiğini hissedersin. Buraya gel böyle bir şey yok. Ayrıca Buca’da siyaset ile bilimi buluşturmayı çok önemsiyorum. Üniversite ile ilçeyi kucaklaştırırken siyaset ile de bilimi kucaklaştırmak istiyorum…Bilimsel çalışmak çalıştaylar yaparak kısa uzun vadede Buca’nın geleceğini planlamak…. Başkan olsaydım imar müdürüm profesör olacaktı. Sen varsan bizde varız diyen o kadar çok kaliteli isim var ki. Sosyal belediyecilik nasıl yapılır cümle aleme göstermek isterim” dedi.