Karaburun Sivil İnisiyatif temsilcisi yurttaşlar, Küçükbahçe ve Parlak Mahalle Muhtarlıkları ve Karaburun Belediyesi tarafından açılan dava İzmir 7.İdare Mahkemesinde görülecek.
Karaburun Sivil İnisiyatif’ten yapılan açıklamada;
“..Lodos Enerji’nin RES Kapasite Artışı projesi “ÇED Olumlu” kararının iptali talepli İzmir 7.İdare Mahkemesinde görülecek davanın yerelin sesinin duyulması ve savunulması açısından önemli buluyoruz.
2024 yılında, Yarımadanın %61'ini kiralayan Lodos A.Ş’nin 2. RES kapasite artışı ve GES projesi “ÇED Olumlu” onayını almıştı. Lodos A.Ş’nin ilk 50 türbininde Yaylaköy gözden çıkarılmış, Afet Bölgesi ilan edilmişti. Şimdi de RES kapasite artışı projesinin ardından gelen 2. RES kapasite artışı projesi onayıyla Lodos Enerji türbinlerini 8 mahalleye kurmayı planlıyor. Ayrıca, Lodos Enerji Res türbini kurduğu alanlara Güneş Enerji Santrali kurma eğiliminde.
YATIRIM PROJELERİ YARIMADA EKOSİSTEMİNE ZARAR VERİYOR !
Karaburun Rüzgar Enerji Santrali kapsamında gerçekleştirilen projelere yönelik ÇED iptali, imar planı iptali, lisans iptali, acele kamulaştırmaların iptaline ilişkin davalar ve yurttaşların AYM başvuruları yıllardır devam etmektedir. Yarımadada enerji firmaları ve yöre halkı arasında çatışmalar mevcuttur. Yöre halkının geçim kaynaklarını sağladıkları müştereklerine,mera alanlarına ve hatta kendi özel arazilerine erişimi enerji yatırımları sebebi ile engellenmektedir. Koruma bölgesi ilan edildikten sonra dahi yenilenebilir enerji projesi önerileri ve bu önerilere ilişkin yaşamsal ve çevresel kaygılarla yapılan itirazlar, eylemler ve hukuki süreçler devam etmektedir.
Karaburun İlçesi’nin 8 mahallesine ( Merkez, Yaylaköy, Küçükbahçe, Parlak, Haseki, Tepeboz, Bozköy, Saip) kurulma onayı alan 41 türbinin altyapıları ile inşası, proje alanı ve çevresindeki biyoçeşitliliğe, orman varlığına, bitki örtüsüne ve yerel ekonomiye zarar verecektir. Proje’de kurulacak olan türbinler "tarım", "orman" ve "mera" vasıflı karbon yutak alanlarında konumlanmaktadır. Diğer yandan proje sahasında "küçük parseller halinde" zeytinlikler bulunmaktadır.
ÖÇKB sürecine rağmen enerji yatırımlarına ilişkin verilen onaylar ve lisanslar, davaya konu kapasite artışının son olmayacağı çekincelerini doğrular niteliktedir. Karaburun-Ildır Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesinin biyoçeşitliliği ‘koruma’ vizyonundan uzak kararlarla tehlikeye atılmaktadır. Bölgedeki devamlılığı sağlanması gereken kadim üretim kültürü enerji yatırımları, acele kamulaştırma ve mülksüzleştirme pratikleriyle yok olmaktadır.
Karaburun RES kapasite artışı projesinin; Karaburun – Ildır Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırları içerisinde olması, koruma bölgesine ilişkin biyoçeşitlilik araştırmalarının tamamlanması ile birlikte yönetim planının henüz hazırlanmamış olması, koruma alanına ilişkin 1/25.0000 ölçekli nazım imar planının itirazlar sonucu iptal edilmesine rağmen yeniden yapılıyor olması, enerji faaliyetlerinin Yarımada’nın kapasitesini aşma durumu ve koruma kararı sonrası artan enerji projesi başvurularıyla birlikte değerlendirilmesi gerekirken “ÇED Olumlu” kararı verilerek onaylanması düşündürücüdür.
Karaburun- Ildır Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesinin ulusal ve küresel ölçekte önemi ortadadır. Küresel ölçekte de öneme sahip bu alandaki çevresel değerleri, kültürü ve yerel ekonomiyi sürdürebilmek elzemdir. Koruma Bölgeleri birer "sınırsız gelişme" bölgesi olmamalıdır. Alanın kadim kültürünü, toplumun doğayla ilişki kurma biçimini, yerel ekonomik yapısını sürdürmek korumanın bir parçasıdır. Alanın biyoçeşitliliğinin korunması ve geliştirilmesinin bütüncül olarak değerlendirilmesi ve ilgili planların yapılması disiplinler arası bir çalışma gerektirmektedir. Bu çalışmalar halihazırda Tabiat Varlıkları Koruma Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir ve yönetim plan çalışmalarının yapılması beklenmektedir. Bu planlar yapılana kadar bölgede herhangi bir faaliyet yapılmayacağına ilişkin kararlar da mevcuttur.
Karaburun Yarımadası, neslinin doğada tükenme riskinin aşırı derecede yüksek olduğu kabul edilen dünyanın en nadir türlerinin yaşam alanlarından biridir. Davaya konu RES kapasite artışı faaliyetine izin verilmesi halinde Türkiye, uluslararası sözleşmeler kapsamında koruma altına aldığı bu bölge ve türlere devlet kurumlarının eylemleriyle zarar verilmesinin önünü açarak yükümlülüklerine aykırı davranacaktır.
Karaburun- Ildır Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesine ilişkin yönetim planı yapılana, hassas bölgeler ve etkileşim geçiş sahası belirlenene kadar yatırım girişimlerinin kısıtlayıcı kararlar alınmadığı takdirde Yarımada’nın doğal, sosyal ve kültürel değerlerine geri dönüşü olmayan zararlar verilecektir. Tüm bu nedenlerle Lodos Karaburun Elektrik Üretim A.Ş. tarafından İzmir İli, Karaburun İlçesi sınırları içerisinde planlanan Karaburun RES kapasite artış projesi “ÇED Olumlu” kararı Karaburun – Ildır Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesi kararları tekrar göz önüne alınarak iptal edilmelidir...” denildi.
SÜREÇ NASIL İŞLEDİ
*Lodos Karaburun Elektrik Üretim A.Ş. tarafından İzmir İli, Karaburun İlçesi sınırlarında, Yaylaköy, Küçükbahçe, Bozköy, Parlak, Tepeboz, Saip Mahallelerinde halen 87 türbin işletiliyor.
*28.12.2022 tarihinde ÇED süreci başlatılan RES kapasite artışı projesi kapsamında 41 RES türbin ilavesi ile toplamda 128 türbinin işletilmesi düşünülüyor.
*Bakanlık 18 Eylül 2023 tarihinde İDK ( İnceleme, Değerlendirme Komisyonu) toplantısında projeyi ele aldı. Bu toplantı öncesi 8 Mahalle Muhtarlığı projenin onaylanmaması için görüş bildirdi.
*8 Mayıs 2024 tarihinde Lodos Enerji' nin 41 Res kapasite artışı projesine Çevre Bakanlığı " Nihai Onay" verdi. Mahalle Muhtarlıkları 15 Mayıs 2024 tarihinde süresi içinde İzmir Çevre İl Müdürlüğü' ne itirazda bulundu.
*6 Eylül 2024 tarihinde Çevre Bakanlığı Lodos A.Ş’nin kapasite artışı RES projesine “ ÇED Olumlu” kararı verdi.
*Nihai Rapor' a göre;
41 RES TÜRBİNİNİN DAĞILIMI;
12 Merkez Mahalle,
1 Saip,
3 Bozköy,
6 Küçükbahçe,
7 Yaylaköy,
7 Parlak,
4 Tepeboz,
1 Hasseki