Ege Postası
Geri

Kılıçdaroğlu: Ağırıma gidiyor

"Ağırıma giden şu: Biz söylüyoruz olmuyor ama elinde silah tutana ‘baş üstüne’ deniyor”
Kılıçdaroğlu: Ağırıma gidiyor
Haberler / Politika
27 Mart 2013 Çarşamba 13:31
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
İmralı Cezaevi’nde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası mahkûmu Abdullah Öcalan’ın 21 Mart’ta Diyarbakır Meydanı’ndan dünyaya okunan ‘silah yerine siyaset’ çağrısının partilerin grup toplantılarına nasıl bir etki yapacağını görmek için dün Meclis koridorlarındaydık. Temel gözlemimiz; sürecin ortakları AKP ve BDP gruplarında heyecan eksikliği, sürecin dışında kalan CHP ve MHP’de ise dereceleri farklı da olsa hükümete karşı yükselen tepkinin yansıması hissediliyordu.

İktidarın önceliği terör konusunu çözeceği vaat edilen İmralı süreci değil, İsrail’den gelen özürdü. Başbakan Erdoğan’ın nasıl özür dilendiğini anlatan sözleriyle coştu partilileri.

Müzakere sürecinin diğer ortağı BDP’de Eş Genel Başkan Selahattin Demirtaş’ın grup toplantısını izleyenler de Nevruz yorgunu olsalar gerek oldukça tepkisizdi.

En coşkulu grup, Devlet Bahçeli ‘Türk bayrağı’ meselesini açtıkça ayakta alkışlayan MHP’lilerdi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise hem grup konuşmasında hem de bir grup gazeteci ile makamında yaptığı sohbette partisine yönelik ‘Sürecin dışında kaldılar’ eleştirilerine tepkiliydi. Sorularımıza şu yanıtları verdi:

Hukuk devletinde bu olur mu'

Soru: Çekilme konusunda İmralı ve BDP yasal düzenleme istiyor. Sizce Meclis devreye girmeli mi girmemeli mi'

- Yanıtını Başbakan’a sormak gerekiyor. Görüşmenin tarafı olarak geri çekilmeyi yürütmenin güvencesinde sağlayacağını ifade etti. Bir başbakanın bu görüşe varmasının temel hukuki normu nedir ben bilmiyorum. Hukuk devletinde bu nasıl olacak onu da bilmiyorum. Bilen varsa açıklasın.

Soru: PKK ile görüşmeden PKK’ye silah bıraktırılmasının formülü var mı'

- Bizim önerdiğimiz Hakikatleri Araştırma Komisyonu gider herkesle görüşür. Öcalan’la, Kandil’le Avrupa’yla. Biz orada devletin tüzelkişiliğinin terör örgütü ile muhatap olmaması gerektiğini söylüyoruz.

Getirin yasaları, Türkiye rahatlasın

Soru: Süreçle ilgili hükümet ya da BDP tarafından bilgilendiriliyor musunuz'

- Hayır. Samimi söylüyorum bilmiyoruz. Sizin yazılarınızı okuyor, oradan öğreniyoruz.

Soru: Hep böyle mi gidece? Bir aşamada iktidarla bir araya gelmeyecek misiniz'

- Bu sorunun çözümü demokratikleşmekten geçiyor. Bugün grupta tek tek 15 yasa saydım. Getirin bu yasaları, Türkiye bir rahatlasın. Bunların hiçbiri olmadan çözmeye çalışıyorsunuz. Ağırıma giden şu: Biz söylüyoruz olmuyor, gazeteci yazıyor olmuyor ama elinde silah tutan söylüyor ‘baş üstüne’ deniyor. Bu olmaz, böyle olmaz.

Hükümet emrinde ‘akil insan’ olmaz

Soru: CHP de akil insanlar komisyonu teklif etmişti. Hükümet bunun için Meclis’e tasarı getirirse destekler misiniz'

- İçeriğine bakmak lazım. Bizim teklifimiz parlamentoda Uzlaşma Komisyonu’na bağlı çalışacak bir akil insanlar komisyonuydu. Hükümetin emrinde olan bir akil insan olmaz zaten.

Soru: BDP de Meclis ayağıyla yürütülsün istiyor...

- Biz baştan beri sorunun çözüm yeri olarak parlamentoyu gösterdik zaten. Defalarca dile getirdik. Her partiden eşit sayıda milletvekili katılsın dedik. Hangi yasaları çıkarması gerektiğini söyledik. Demokrasi bugün sadece bir bölgenin değil, bütün Türkiye’nin ihtiyacıdır.

Soru: Bir hükümet yetkilisi kasım takvimi açıklamış. Sizce yeterli bir süre mi'

- Bilmediğimiz bir süreç var. O yetkili kim, onu bilmiyoruz. Benim bildiğim, süreçte 5 kişi var. Adalet Bakanı bile bu sürecin çok içinde değil. Bildiğimiz kadarıyla talimatları yerine getiriyor.

MİT’le görüşmeyi partime sorarım

Soru: Size MİT’ten bir bilgi geldi m? Siz talepte bulunur musunuz'

- Hayır.

Soru: MİT’ten gelirse kabul eder misiniz'

- Yetkili organlarımızda görüşür, değerlendiririz.

Çıta yüksekte, hayal kırıklığı derin olur

Soru: CHP eski raporlarından başka şeyler söyleyemez mi'

- Söylüyoruz. Düşüncelerimiz var, raporlarımız var. İktidar partisine gittik. Dediler ki bir partinin görüşü ile sorun çözülmüyor. O zaman hep beraber çözelim dedik. Onu da kabul etmediler. Biz hiçbir zaman sorun çözülmesin demedik. Türkiye’nin en temel sorunudur. Bir an önce çözülmesi lazım. Batı’da kurumsal uzlaşma gerektiren kronik, arka planı karmaşık, derinliği olan sorunlar, toplumsal uzlaşma ile çözülür. Siyaset kurumu, artı sivil toplum, beraber bir araya gelip sorun çözüyorlar. Yaratılan, oluşacak hayal kırıklığının topluma maliyeti çok ağır olur. Biz bu konuda da Erdoğan’ın dikkatini çekiyoruz. İşte, o örneği verdim. 2004’te AB örneği var. 1. sayfalar övgüden geçilmiyor. Geldiğimiz noktada müthiş bir hayal kırıklığı var. Benzer bir hayal kırıklığı AB sürecinde yaşanandan çok daha derin olacaktır. Çıta çok daha yüksektedir.

Demokrasi ve özgürlük tarafındayız

Soru: Yani bu konudaki çabanız nedir'

- Hayal kırıklığı yaşanmadan sonuçlansın, başarıyla sonuçlansın. Kim istemez başarıyla sonuçlanmasını. Bugün söyledik; seçim barajından başlayıp bütün demokrasi paketi gelebilir. Gelsin, göreceksiniz, Türkiye’de bir özgürlük ortamı oluşacak. Yani biz sadece Türkiye’nin doğusuna ya da batısına yönelik değil, Türkiye’nin bütününe yönelik bir demokratikleşme paketi öneriyoruz.

Soru: Hükümetin ve BDP’nin bir duruşu var, MHP ise reddediyor. CHP bu sürecin neresinde'

- CHP, demokrasi ve özgürlük tarafında.

Çatışmasızlık kazançtır, kalıcı olmalı

Soru: PKK silah bıraktıktan sonra af gündeme gelirse CHP’nin tavrı ne olur'

- Ne olup biteceğini bilmiyoruz. Başbakan tavrını net ortaya koydu, ‘Af kesinlikle olmayacak’ dedi.

Soru: Şu anda çatışma ortamının olmaması bile bir kazanç değil midir'

- Elbette ki çatışmaların olmaması her zaman bir kazançtır. Kalıcı olmasını herkes paylaşıyor.

Operasyona değil, hukuksuzluğa tepki gösterdik

CHP lideri, önceki gün Ankara’da sendikalara yönelik polis operasyonuna CHP’nin gösterdiği tepkinin ‘CHP’nin DHKP-C sevgisi’ olarak yorumlanmasını da şöyle değerlendirdi:

“Bir yerde arama yapılabilir ama kuralı vardır. Mahkemeden karar alır, gider ararsınız. Kapıları kırmak, avukat bürolarını savcı gelmeden aramak doğru değildir. Tabii ki CHP’nin DHKP-C sevgisi yok. O ifade hayal mahsulü bir şey. Tepki operasyona değil, aramadaki hukuksuzluklaraydı. Kapıları kırıp parçalamak doğru değil. Sezgin Bey o yüzden gitti. Başbakan yine CHP’yi suçladı.” (
 Utku Çakırözer / Cumhuriyet)

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası