ANADOLU AJANSI Milletvekillerinin tutuklu olmasına rağmen TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in, “Elimden bir şey gelmiyor” dediğini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: “O zaman neden boyundan büyük işlere girdin. Bunu sormayacak mıyı? Sen artık TBMM Başkanlığı koltuğunda rahat oturamazsın. Kusura bakma, kimse seni dikkate almaz bu saatten sonra. ‘Benim gücüm var’ diye ortaya çıkma. Senin gücün yok. Sen itiraf ettin, ‘elimden bir şey gelmiyor’ dedin.”
İki hafta önceki grup toplantısında basın mensupları ile ilgili bazı düşüncelerini dile getirdiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın Bekir Coşkun için, “Kaleminden pislik akıyor” dediğini, ancak basının büyük kısmının sessiz kaldığını söyledi. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Tabii ki bundan cesaret aldı postmodern diktatör, ‘Sizin boynunuzdaki tasmaları ben çıkardım’ dedi. Bunu basın mensuplarının önünde söylüyor. Ertesi gün gazetelere bakıyorum, basın mensupları kendilerine yapılan bu hakareti en ağır şekilde eleştirecekler mi diye. Bir iki yazardışında, tamamında Recep Tayyip Erdoğan’a övgü var. Dönüp bir kendimizi sorgulamamız gerekiyor. Medyada özgürlük olmadığını biliyoruz da ‘boynunuzda tasma var’ diyen bir Başbakan var. En azından bunu içinize sindiremediğinizi söyleyin. Türkiye’de basın tarihinde, gazetecilere bu denli bir hakaret ilk kez yapılıyor. Bunu ben içime sindiremiyorum. Medyanın da içine sindirememesi lazım. Siz bunun adına, ‘ileri demokrasi’ diyorsunuz.”
Her ülkenin, içinden, Fazıl Say gibi bir sanatçıya sahip olmayı geçirdiğini ancak Say’ın, 1.5 yıl hapisle yargılandığını belirten Kılıçdaroğlu, “Demokrasiye bakın siz. Nasıl anlatacaksınız bunu dünyay? Siz onu hapse atacaksınız. Atmazsanız namertsiniz, atın bakalım, cesursanız atın. Savcı, hakkında fezleke düzenlemiş. O savcı acaba kendisine savcı sıfatını yakıştırıyor mu merak ediyorum. O savcı sanat, kültür nedir biliyor m? Fazıl Say kimdir onu biliyor m? Siyasi otoriteden talimat alanlara savcı denmez, onlar olsa olsa kapı kullarıdır” dedi.
Özel görevli mahkemelerin birer operasyon mahkemeleri olduğunu ileri süren Kılıçdaroğlu, bu mahkemelerin siyasi iradeden talimat aldıklarını, o talimat çerçevesinde görev yaptıklarını, “Başbakan Erdoğan’ın iki dudağına baktıklarını” ve talimatla işlem yaptıklarını bildiklerini iddia etti.
Sen kimin yanında duruyorsun'
Uludere olayının ardından yaşanan gelişmeleri değerlendiren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “Başbakan’a soruyorum; Sen İdris Naim Şahin’in mi yoksa Çelik’in dediğini mi haklı buluyorsu? ‘Ben şunun yanında duruyorum’ de. Demezsen ‘benim haberim yoktu’ olayına ikinci bir katmer eklenecektir. Milletten özür dilemediğin sürece, Uludere olayı senin yakandan düşmeyecek.”
Son ihtisas alanı kadın doğum
Kılıçdaroğlu, atanamayan öğretmenlere ilişkin kanun teklifi vereceklerini ifade ederek, “Başbakan geçen öğretmenlerle ilgili de bir laf etti; her şey bilir ya, en son ihtisas alanı kadın doğum uzmanı. Öğretmenler, bin 624 lira, çok büyük paralar alıyormuş, 40 saatlik işin karşılığında fazla alıyormuş. Sen, ‘Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum’ diyen bir İslamdüşünürünü bilmiyor musun'” dedi.