Ege Postası
Geri

Kocaoğlu'ndan Avrupa mesajları:Göç ve vize muafiyeti için ne dedi'

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, 9 Mayıs Avrupa Günü nedeniyle düzenlenen "Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinde son durumun siyasi, ekonomik ve sığınmacı konusu perspektifinde değerlendirilmesi ve İzmir'in konumu" başlıklı panel programının açılışında önemli mesajlar verdi. Kocaoğlu'ndan Avrupa mesajları
Kocaoğlu'ndan Avrupa mesajları:Göç ve vize muafiyeti için ne dedi'
Haberler / Yerel Yönetimler
9 Mayıs 2016 Pazartesi 11:09
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

ERMAN ŞENTÜRK/ HABER SERVİSİ- İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde düzenlenen panele ekonomi, siyaset, sanat, iş dünyası ve kamu kurumlarının önde gelen isimleri katılım gösterdi. Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu yetkililerinin de yakından takip ettiği katılacağı panelde, son günlerde gündemde olan geri kabul anlaşması, mülteci ve göç sorunu ile Türkiye’ye sağlanacak vize muafiyeti gibi önemli konular masaya yatırıldı. Panelin açılış konuşması gerçekleştiren ev sahibi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ise, Türkiye’nin AB serüvenini değerlendirdi ve önemli mesajlar verdi.  

KOCAOĞLU’NDAN ÇARPICI VİZE YORUMU

Avrupa Birliği’ne giriş için ilk müracaat edildiğinde on yaşında olduğunu aktararak sözlerine başlayan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “Ülkemiz, Avrupa Birliği’ne üye olmak için müracaat ettiğinde ben 10 – 11 yaşlarındaydım. Bu süreçte çoğu ülke, hatta doğu bloğundan ülkeler de AB’ye girdiler. Doğu bloku ülkeleri başta olmak üzere, birçok ülke Avrupa’ya girerken, Biz hala AB’ye girme yolunda çalışmalarımızı sürdüren ve en uzun süre bekleyen ülkeyiz. Sabırla AB’ye girmek için mücadele ediyoruz. Demokrasiye, hukuka, insan haklarına saygıda standardımızı yükseltmek için AB’ye girmek istiyoruz. Ekonomik gelişim açısından Avrupa Birliği’nin çok büyük bir cazibesi kalmadı. AB ülkeleri maalesef büyüyemiyor. Zenginlikleri ve yatırımları devam ediyor, bizim cephemizde de turizme, hizmet sektörüne katkısı devam ediyor. İlişkilerimizi sürdürmek zorundayız. Birçok fırsatı kaçırdık. AB’ye girmek için elimizdeki birçok fırsatı kaçırdık, kozları maalesef doğru kullanmadık. 2004 Aralık döneminde bu süreç biraz hızlanmıştı. Bu yıl yine bir hareketlenme oldu. Vize konusu azımsanacak bir kazanım değil. Ancak, Türkiye’de abartıldığı kadar da bir şey değil. Bu kadar abartmak da siyasi gerekçelerden öte bir şey değil. 78 milyon insanın en fazla 1 milyonunu ilgilendiren bir konu. AB ülkelerine vizesiz gitme konusu abartıldığı kadar büyük bir öneme sahip değil.”

İZMİR AB’YE HAZIR

AB yolculuğunda İzmir’in durumuna da açıklık getiren Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu, “İzmir ne yapıyo? İzmir ve Ege Bölgesi, yıllardır beklediğimiz süreçte AB’ye giren birçok ülkeden daha hazır durumda. İzmir giderek de kendini geliştiriyor, kalkınmasını ön plana çıkartarak, ekonomisini güçlendirmeye ve AB standartlarına yükselmeye çalışıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi de katılımcı demokrasi anlayışını uygulayarak, Avrupa Birliği normlarını yerelde zaten yakalamış durumda” diyerek gelinen noktayı özetledi.

ÇAREYİ AVRUPA BULACAK

Kocaoğlu, son dönemlerde yaşanan mülteci ve terör gibi önemli konulara ise şu sözlerle yorumladı: “Bu iki soruna AB nasıl bakıyo? Mülteciler Türkiye’de kalsın mantığı ile bakıyor. Turistik vize de bu işin bir lütfu gibi sunuluyor. 33 milyon Suriyeli vatandaşın Türkiye’de kalması karşılığında vize muafiyeti bir lütuf gibi bize sunuluyor. Suriye’de, Afganistan’da, Afrika’da çeşitli sebeplerle gelişmiş ülkelere yaşanan bu göç yolculuğunda, mülteci sorununda Türkiye’nin payı sıfıra yakın. Sorunun esas kaynağı gelişmiş ülkeler. Bu sorunlarla onların uğraşması, sıkıntıları onların gidermesi gerekmektedir. Afrika’da açlık, susuzluk devam ederken, siz Avrupa’da rahat oturamazsınız. Bugün umut yolculuğuna çıkan o insanları belki tutabilirsiniz ama zor durumdaki insanların durumlarını iyileştirmezseniz, gelişmiş ülkeler bu bölgelerin kalkınması için proje üretmezlerse bu göçler artarak devam edecek. Ocak ayında Ege sahillerinden buz gibi suya şişme botla çıkıyorsa, bu insan ölümü göze almış demektir. Bunun karşısında hiçbir güç duramaz. Yaşanan da budur. O zaman gelişmiş ülkelerin Birleşmiş Milletler düzeyinde açlık, sefalet, susuzluğa çare bulmadan göçün durmayacağı kanaatindeyim. Tarih boyunca milletlerin, kavimlerin neden göç ettiklerini hepimiz biliyoruz. Bataklığı yerinde kurutmak, dünya ve insanlık açısından çok önemli.”

“TAMPON BÖLGE ÇÖZÜM DEĞİLDİR”

Türkiye’nin AB sürecinde ağır aksak ilerlediğine dikkat çeken Başkan Kocaoğlu,  “Avrupa Birliği Ortadoğu ile kendi arasında Türkiye’yi hep tampon bölge olarak koydu. 4 milyon kişinin Suriye’yi terk etmesi sonrasında ortaya çıkan manzara ile gördük ki, bu tampon yöntemi çözüm değil. Türkiye yüzünü batıya dönmek zorundadır. Ama ulusal bilinçle, ülkemizin menfaatini korumak için mücadele etmemiz önemlidir. Hepimizin de şahsi değil, ulusal çıkarları gözetmesi gerekir” diyerek sözlerine son verdi.   

BAYDAROL: AHLAKSIZ TEKLİF
Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Avrupa Takımı Üyesi, Can Baydarol, Avrupa Birliği ile Türkiye ilişkilerinin Suriyeli mülteciler üzerinden geliştirilmesini “ahlaksız teklif” olarak nitelendirdi. Baydoral, “Bugün gelinen noktada ilişkileri hukuk üzerinden değil, insanlık trajedisi üzerinden konuşuyoruz. Bu ahlaksız senaryo konusunda vicdani bir  rahatsızlığımız olduğunun altını çizmeliyiz. AB’nin değerleri ayaklar altında. Olay küresel bazda çözülemezse paryatif bir vize anlaşmasıyla çözülemez” dedi. 
Baydarol, “AB, vizeyi kaldıracak m? Biz 3 milyon Suriyeli mülteciye ömür boyu ikamet, sağlık, eğitim hakkı vermemiz karşılığında biraz para ve vizesiz turistik seyahat hakkı kazanıyoruz. Burada kazançlı çıkan Avrupa Birliği. Türkiye’nin ise şantaj gücü var burada. Önü kesilmiş duran Ege’den giden mültecilerin tekrar aynı yollara başvurması Schengen sisteminin göçmesine neden olur. Ahlaki değil ama böyle bir görüntü var. Bu dönemin ruhunu da iyi okumak gerek. Yani biz makul bir devlet mi olmak istiyoruz yoksa bölgesel güç kavramıyla bütünleşen çevresine korku salan ülke mi olmak istiyoruz. Ciddi bir tercih sorunu var” diye konuştu. 


UYSAL: İLİŞKİ DURUMU KARIŞIK
Prof. Dr. Yaşar Uysal konuşmasında son dönemde yaşanan gelişmeleri anlatarak, “Avrupa Birliği- Türkiye ilişkilerine film olarak bakarsak ‘İlişki durumu, karışık’a benziyor” değerlendirmesini yaptı.
Yeni kavimler göçü tehlikesine dikkat çeken Yaşar Uysal, “Suriye sorununu neden Suriye’de çözmüyoruz” dedi. Prof. Dr. Uysal, ”Fakirlik zenginlerin de sorunu. Bunun yaratılmasında onların da payı var. 10 yıl içinde gelişmekte olan ülkelerin borçları silinmek zorunda kalınacak. Çünkü göçler sürecek. Sonra diyecekler ki ‘buraya gelene kadar kendi ülkelerinde refah içinde yaşasınlar’” diye konuştu.
Türkiye’de nitelik çöküntüsü olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Yaşar Uysal, “Hep bir otoriterleşme inadı var. Türkiye’nin aile içinden başlayarak demokrasiyi kültür olarak üretmesi gerek. Bilim ve teknoloji üreten bir eğitim sistemi olmalı. Kaynakları doğru kullanmalı, kamplaşmadan vazgeçmeliyiz, değerler değil projelerden beslenmeliyiz, hoşgörülü olmalıyız. Bunları yapmazsak hiçbir yere gidemeyiz” dedi.

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası