ANKARA (ANKA) - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Erdoğan’ın dokunulmazlık konusundaki sözlerinin tamamıyla siyasi taktik mahiyetli, zaman kazanmaya yönelik olduğunu iddia ederek, “Başbakan Erdoğan’ın sahte çıkışları artık inandırıcılığını ve ehemmiyetini tamamen kaybetmiştir” dedi.
Dokunulmazlıkların kaldırılmasına yeşil ışık yakan Bahçeli, “Milliyetçi Hareket Partisi teröre yardım ve yataklık yapanların, terör örgütüyle arasına sınır çekemeyenlerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına sonuna kadar vardır” diye konuştu.
-BAHÇELİ’NİN HEDEFİNDE AK PARTİ VARDI-
Partisinin grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye’nin niyet ve hedefi karanlık olan bir siyasi yönetim anlayışının elinde 10 yıldır bocalamakta ve bunalmakta olduğunu iddia etti.
AKP Hükümetinin Türkiye’yi ayakta tutan ne varsa saldırdığını ve sabote ettiğini savunan Bahçeli, şöyle dedi:
“Maalesef AKP, bölücülerin oyuncağı haline gelmiş, dayatılan ihanet taleplerini karşılamak için her bahaneye sığınmaya başlamıştır. Cinayet örgütü PKK, AKP’den ne istediyse almış, neyi umduysa elde etmiştir. PKK sözde Kürt sorununun kabul edilmesini ve bu çerçevede adımlar atılmasını beklemiş, amacına ulaşmıştır.PKK, anadilde savunma için bastırmış, istediğini almıştır. PKK, üniter yapının gevşemesini, federasyon yolunun açılmasını ısrarla ileri sürmüş, bu konuda özellikle yeni Büyükşehir Kanunuyla hiç olmadığı kadar vaat alarak teskin edilmiştir. Bölücü örgüt taleplerinin karşılanması iddia edildiğinin aksine ne çözümü ne de huzuru sağlamıştır.”
-BAŞKANLIK SİSTEMİ-
Başkanlık sistemi tartışmalarına da işaret eden MHP Genel Başkanı, şunları ifade etti:
“Başbakan Erdoğan’ın valilerin seçimle işbaşına gelmeleri konusundaki yaklaşımı PKK’nın tezlerine yaldızlı cevaptır, PKK’nın gökte ararken yerde bulduğu altın fırsattır. Valiler seçimlerle göreve gelecekse, Kandil kontenjanından kaç militanın bu makama oturması düşünülmüş ve kaç caniyle ilgili pazarlık yapılmıştı? Başbakan’ın başkanlık sistemindeki ısrarı ve valilerin seçimle iş başına gelmesi düşüncesi aynı tornadan çıkmış teklifler olarak görülmelidir.
Bunun yanısıra Başbakan Erdoğan; ‘Halk yüzde 40’ın üzerinde başkanlık sistemine olumlu bakıyor’ diyerek yapılan bir araştırmayı kendisine yontmuş, iki yanlıştan bir doğru çıkarmaya yönelmiştir. Madem halkımızın yüzde 40’ı olumludur, o halde yüzde 60’ı da başkanlık sistemine olumsuz yaklaşmaktadır."
-“ERDOĞAN’IN ŞAYET AKLINDAN ZORU YOKSA”-
"Bizim açımızdan, Türkiye’nin bugünkü nazik ortamında böylesi sivrilikleri dillendirebilmek için Başbakan Erdoğan’ın şayet aklından zoru yoksa, bilincini küresel güç merkezlerine ve bölücülük karteline rehin bırakmış olması lazımdır" diyen Bahçeli, aklına estiği gibi konuşan bir Başbakanla Türkiye'nin hiçbir yere varamayacağını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Beklentimiz, Başbakan Erdoğan’ın ağzındaki baklayı daha fazla ıslatmadan çıkarmasıdır. Başbakan’ı böylesine yalpalatan, ülkemizin hassasiyetleriyle oynamaya sevk eden acaba batılı çevreler tarafından deliğe süpürülme korkusu mudu? Başbakan’ı acele ettiren, kendisine biçilen vadenin, tanınan sürenin yaklaşmış olması mıdır'”
-“AF KARARIDIR”-
Başbakan Erdoğan’ın, Pakistan seyahati dönüşünde uçakta, “Silahı bırakan PKK’lılar başka ülkelere gidebilir” dediğini hatırlatan Bahçeli, “CHP Genel Başkanının bu fikre katılması ve bugünlerde partisinden bazı bildik simaların 1930’lu yılların isyan elebaşısı eşkıya Rıza’ya iadeyi itibar girişimleri sürece paralel ilerleyen densizlik ve işbirlikçilik numunesi olarak meydandadır” dedi.
Bahçeli, "Biliniz ki, PKK’lıların başka bir ülkeye gitmelerinden bahsedilmesi, bir af kararıdır. Analarımızın akan gözyaşının ve şehit kanlarının yerde kalmaması için PKK’lı militanların adalet önüne çıkarılması Türk devleti için şeref meselesidir. Şereften ne anladığı belirsiz olanlar elbette bunu anlamayacaklardır. Şimdi Başbakan Erdoğan silahı bırakan PKK’lıların başka ülkelere gidebileceğini ifade etmektedir. Yani cinayet işleyenler eğer silahı bırakırlarsa ellerini kollarını sallayarak yurt dışına çıkabilecekler ve hiçbir cezai süreçle karşılaşmayacaklardır. Demek ki, söz konusu başka ülkeler de belirlenmiş, bu konudaki seçenekler ve alternatifler karşılıklı olarak Kandil ile hükümet arasında gidip gelmiştir. Bu neresinden bakarsanız bakınız, bir af ilanıdır" diye konuştu.
AK Partinin PKK’yı affetmek için el uzattığını ifade eden Bahçeli, "Af hayaldi, gelin görün ki nihayetinde gerçek olmuştur. AKP hükümeti PKK’lıları affetmiştir de, bunun duyurusunu Başbakan Pakistan dönüşüne bırakmıştır. AKP, PKK’ya can simidi uzatmış ve şehidin, şühedanın hakkını çiğnemiştir” dedi.
-“PKK HABURCU ELEKTEN GEÇİRİLEREK AKLANMA TÜNELİNE SOKULMUŞTUR”-
“Talabani, Barzani, Başbakan, BDP, CHP ve PKK arasında dar alanda kısa paslaşmalar sonuç vermiş ve PKK Haburcu elekten geçirilerek aklanma tüneline sokulmuştur” diyen Bahçeli, “Medyadaki bölücü kalemşorlar, kökeniyle ilgili itiraf da bulunarak ve dilekleriyle İmralı’ya şirin görünmeye çalışan tükenmişler, PKK’nın doğal elçisi gibi davranan alçaklar, Kandil’den vize alarak bölgede gezen ihanet uşakları elele verip ihaneti temellendirmek için her şeyi yapmışlardır. Görülüyor ki, AKP’nin acziyeti, zavallılığı ve teslimiyetçi ruhu PKK’nın güven ve imkan limanı haline dönüşmüştür” diye konuştu.
-DOKUNULMAZLIK-
Başbakan Erdoğan’ın dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili görüşlerinin tamamıyla siyasi taktik mahiyetli, zaman kazanmaya yönelik olduğunu iddia eden MHP Genel Başkanı, şöyle dedi:
“Milliyetçi Hareket Partisi teröre yardım ve yataklık yapanların, terör örgütüyle arasına sınır çekemeyenlerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına sonuna kadar vardır ve daha önceki teklifinin de arkasındadır. AKP, sanki özel görevli gibi aziz milletimizi etnik cendereye almakta, şizofrenik üslupla hayat damarlarını tıkamaktadır. Gardiyan rolündeki PKK, mahkûm pozisyonundaki AKP’ye alan belirmekte, görev hatırlatması yapmakta; menfur saldırı ve tahrikleriyle iktidarı adeta terbiye etmektedir. Üç tane çapulcu AKP’yi sıkıştırıp dize getirmede özgüven içinde hareket edebiliyorsa, burada bir bit yeniği aranmalıdır. AKP milletimizin bölünmesi ve ayrılması konusunda ya iktidara gelirken razı edilmiş ve bu maksatla eline tutuşturulan yol haritalarına bağlılık iradesi göstermiştir. Başbakan Erdoğan’ın sahte çıkışları artık inandırıcılığını ve ehemmiyetini tamamen kaybetmiştir. Dağda mücadele, ovada müzakere ederek terörün belinin kırılacağını, çözümün sağlanacağını zanneden bu basiret ve feraset noksanlığının, bugüne kadar yaptığı tek şey bölücülüğü şımartmak, terörü daha da yüreklendirmek ve sonunda af kulvarına getirmek olmuştur.”
-ANADİLDE SAVUNMA-
Anadilde savunma tartışmalarını hatırlatan Bahçeli, şunları söyledi:
“Anadilde kamu hizmeti AKP’nin aklındaki ve gündemindeki tehlikeli planlarının son halkalarından birisi olarak bir hayli dikkat çekicidir. TBMM’de görüşülen ve açlık greviyle yeşeren anadilde savunma hazırlıkları ve anadilde kamu hizmeti Türkiye’yi diller çıkmazına ve milli vicdanları da buhrana itecektir. Şu ibret verici manzaraya bakınız ki, AKP Türkiye’yi dil bataklığına çekmekte, mahalli düzeydeki diller aracılığıyla Türkçe’yi erezyona uğratmaktan hiç rahatsız olmamaktadır. Türkçe imdat çağrısı vermekte, ülkemiz dil konusunda Babil Kulesi’ne çevrilmektedir. Türkiye hızla iki dilin resmileşeceği bir mecraya doğru sürüklenmektedir ki, bunun sonunda iki dilli, iki milletli ve iki devletli bir federasyon modelinin vasat bulması kaçınılmaz olacaktır. Bu aynı zamanda bağımsız Kürdistan’ın ilk evresi olacağından büyük bir tehdit halidir. İkbal yolunda hakikat çizgisinden çıkanlar, mağrurluklarıyla insanlığını tüketenler; para, servet ve şöhret kapanına sıkışarak iktidar körlüğüne tutulanlar Türk milletinin ayağına pranga geçirmek ve varlığına kast etmek için izansızca çaba sarf etmelerinin bedelini kesinlikle ödeyeceklerdir. Milliyetçi Hareket’i es geçenler, bizi yok farz edenler ne yapabileceğimizi, aziz milletimiz lehine neleri göze alabileceğimizi tahmin dahi edemeyeceklerdir. Unutmayınız ki, kulun hesabı varsa Cenab-ı Allah’ın da bir hesabı, Milliyetçi Hareket’in de bir bildiği vardır.”
-GAZZE-
Gazze’de yaşananlara da işaret eden Bahçeli, “Her yönüyle gün yüzüne çıkmıştır ki, Filistin meselesi havanda su dövmelerle çözülemeyecek, esip gürlemelerle bitirilemeyecektir" dedi. Kuru sıkı tehditlerle İsrail düşmanlığında sınır tanımamanın, "ister Gazze isterse de Filistin’in tümü olsun" düşüncesinin bir işe yaramayacağını ifade eden Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Başbakan Erdoğan’ın, bu zamana kadar Filistin üzerinden yürüttüğü istismar politikaları, temelsiz atışları, yersiz rest çekmeleri hiçbir işe yaramamış, İsrail saldırılarını caydıramamıştır. Geçmişte, parti grubunu Filistin konusunda duygusal davranmayın diye uyarırken birden bire sokağın dili Başbakan’a cazip gelmiş, bir iki yerde pohpohlanmak siyasi iştahını kabartmıştır. 'One Minute’ seslenişi şimdiye kadar Filistinli kardeşlerimin hayatlarında herhangi bir yapıcı ve destekleyici etki bırakmamıştır. Sorgulamak lazımdır ki, Başbakan bu sözü kullanmıştır da, Gazze ablukası bitmiş midir'”
-“ÇELİŞKİLERİNE TESELLİ İKRAMİYESİ ARAYAN BAŞBAKAN”-
Türkiye’nin uluslararası toplum nezdinde küme düşmek üzere olduğunu kaydeden MHP lideri, “Başbakan Erdoğan’ın önüne gelenle kavga etmesi, mahallenin asabi ve gergin yüzü olmaya talip olması ciddiye alınmayan ve hafif görülen bir şahsiyete dönüşmesine mazeret teşkil etmiştir. ‘Ecdadımızın at sırtında gittiği her yere biz de gideriz, her yerle biz de ilgileniriz’ diyerek çelişkilerine teselli ikramiyesi arayan Başbakan’ın, uçakla dünyayı fellik fellik dolaşması yalnızca kendi bilgi ve görgüsünü arttırmaya yaramıştır” dedi.
-BAŞBAKAN’A YANIT-
Bahçeli, şöyle devam etti:
“Şahsıma yönelik olarak da, ‘İslam Dünyası’yla zerre kadar ilişkisi olmayan Genel Başkan’ diyerek iftira ve ithamlarında sınır ve ahlak tanımayan Başbakan’a şu gerçeği hatırlatmak isterim ki;senin İslam dünyasıyla kurduğun ilişkinin ana fikri gizlemeye çalışsan da BOP’a aittir.Aldığın görevi, verilen ev ödevlerini harfiyen yapmak için harcırahlı seyahatlerine 10 yıldır telaş ve hevesle kendini adamış durumdasın.Hamd olsun, bize kimse görev veremeyeceği gibi, kimseden talimat alacak kadar benliğimizi ve kimliğimizi kaybetmedik.
Ve Türk-İslam ülkelerine yabancıların iteklemesiyle, teşvik ve tıpışlamasıyla girecek kadar da insafımızı ve haysiyetimizi iki paralık etmedik.
Sen Kasımpaşa’da mahalle aralarında çelik çomak oynarken, bu aziz davanın mensupları Türk-İslam dünyasının derdiyle dertlendi, oraların esintiyle huzur buldu.
Merak buyurmayasın Sayın Başbakan, biz İslam ülkelerini iyi biliriz, ama sana tavsiyemiz senin de gittiğin yerlere bakman değil, oraları görmen ve kimin hesabına ne yaptığını gözden geçirmendir.”
-BAŞBAKAN’A ÖMER HAYYAM’IN DÖRTLÜĞÜ İLE SESLENDİ-
Bahçeli, Başbakan’a Ömer Hayyam’ın bir şiiriyle de seslenerek şöyle dedi:
“Bu kapsamda Başbakan Erdoğan’ı şiiri sevdiğini bildiğimden dolayı Ömer Hayyam’ın şu dörtlüğü üzerine de düşünmeye ve kendi payına düşen hisseyi almaya davet ediyorum:
Niceleri geldi neler istediler,
Sonunda dünyayı bırakıp gittiler,
Sen hiç gitmeyecek gibisin değil m?
O gidenlerde hep senin gibiydiler.”
-PATRİOT-
AKP Hükümetinin, Suriye sınırına Patriot füzeleri yerleştirmek için NATO’ya resmen başvuruda bulunduğunu hatırlatan MHP Genel Başkanı, şunları söyledi:
“Ne var ki, bu ayın ilk haftasında, yine Başbakan Erdoğan füze alımıyla ilgili sorulan bir soruya, ‘Füzeyi alma noktasındaki karar verici makam biziz. Benim böyle bir şeyden haberim yok. Şunu da açık söyleyeyim. Biz şu anda para ödemek suretiyle Patriot alma durumunda, düşüncesinde değiliz’ sözleri tazeliğini hala muhafaza etmektedir.
Peki, kısa zaman içinde Başbakan’ın bu çark edişinin arkasındaki sır ve neden nedi?
Türkiye hangi ilave risk ve tehditlerin altına girmişti?
Bu konuda TBMM’ye mutlaka bilgi verilmeli ve güvenlikle ilgili öngörülerdeki sapmaların kaynakları açıklanmalıdır.
Ancak merakımız, yaklaşık iki haftalık süre içinde ne değişmiştir de, Başbakan Erdoğan aniden Patriot füzeleri için NATO’ya müracaat etmişti?
Suriye’deki füze rampaları Türkiye’yi mi çevrilmişti?
Cumhurbaşkanı Sayın Gül’ün füzelerle ilgili endişesi haklı mı çıkmıştı?
Ülkemiz kimyasal başlıklı füzelerin hedefinde midi?
Bizi fazlaca düşündüren kuşku, Suriye’nin yanında, Patriot füzelerinin İsrail’in savunması ve perdelenmesi amacıyla alınıp alınmadığı hususudur.
Parti olarak asıl meselemiz Türk milletinin hangi tehdit ve muhtemel saldırılara uğrayabileceği hususudur.
AKP hükümeti buna cevap vermeli ve boşlukta kalan yanları açıklığa kavuşturmalıdır.”
-IRAK-
Irak Merkezi Yönetimi ile peşmerge yönetimi arasında tırmanan gerginliğin savaş sınırına yaklaşmasını tasvip etmediklerine dikkat çeken Bahçeli, şöyle dedi:
“Kabul edilmelidir ki, AKP hükümetinin, Maliki yönetimiyle sürtüşmesi Türkiye’nin güvenliği ve istikrarı açısından telafisi zor olacak handikaplara yol açabilecektir. Bizim için Irak’ın toprak bütünlüğü mutlaka korunmalı ve savunulmalıdır. Gazze’ye gösterdiği ilginin yarısını Kerkük’e çevirmesini beklediğimiz hükümet, Türkmen kardeşlerimizi kaderine ve yalnızlığa terk etmemeli ve Türkmen illerinin sorunlarını her platformda gündeme taşımalıdır.
AKP hükümeti, Irak politikasını gözden geçirerek Barzani üzerinden yürüttüğü diyalog ve temas sürecini yeniden yorumlamalı, Irak Türkmenlerinin haklarına zarar verilmesine engel olmalıdır. Gazze ve Suriye hususunda Birleşmiş Milletler’e atıp tutan Başbakan, yüreği yetiyorsa, samimiyeti varsa, insafı kaldıysa Kerkük ve Irak Türkmenleri için de aynı duyarlılığı sergilemeli, aynı çabayı göstermelidir.”