Ege Postası
Geri

O koltuk çözüm koltuğu!

Kritik eşiğe giren cezaevlerindeki açlık grevleri 17 şehidin cenaze töreni için Diyarbakır'da bulunan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun da gündemindeydi. Başbakan Erdoğan'ı eleştiren Kılıçdaroğlu, "Cezaevlerinde bir yurttaşın hayatını kaybetmesi iktidara ciddi sorumluluk getirir" dedi.
O koltuk çözüm koltuğu!
Haberler / Politika
12 Kasım 2012 Pazartesi 10:09
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
ANKARA- Siirt'in Pervari ilçesi kırsalında askeri helikopterin düşmesi sonucu şehit olan 17 asker için düzenlenen uğurlama törenine katılan Kılıçdaroğlu, törenin ardından yemekte gazetecilere yaptığı açıklamada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a giderek, bu sorunun çözümü için parlamentoda bir çalışma yapılması gerektiğini, Meclis'te grubu bulunan siyasal partilerden eşit sayıda milletvekilinin bu çalışmada yer alması teklifinde bulunduğunu belirtti.

"Başbakan'a bu sorunun çözümü için parlamentoda tüm siyasal partilerin katılımı ile bir uzlaşma tartışma komisyonu kurulmasını, arkasından da akil adamlar heyeti oluşturulmasını söyledim. Ama kabul görmedi" diyen Kılıçdaroğlu, sorunun çözümü için parlamentoda ciddi ciddi tartışmayı önerdiğini vurguladı.

Kılıçdaroğlu, Başbakanlık koltuğunun sorunlara çözüm bulma koltuğu olduğunu kaydederek şöyle dedi: "Sayın Başbakan iktidarı devraldığında Türkiye'de terör yoktu. Sayın Başbakan ucuz eleştirilere kendisini kaptırmasın. Yönetim mevkisindedir. Başbakanlık koltuğu şikayet koltuğu değildir. Eğer bir başbakan sorunları çözemiyor, sürekli şikayet ediyorsa o koltuktan ayrılması lazım. Çünkü o koltuğa sorunları çözmeye muktedir kişilerin gelip oturması gerekiyor, Türkiye'nin temel sorunu budur. Başbakan sorunların altında ezilmiştir, sorunları çözemiyor. 17 şehidimizin cenazesini bugün Diyarbakır'dan uğurladık. Tüm Türkiye kan ağlıyor, ne old? 10 Kasım şehitleri bunlar. Sayın Başbakan sorunun çözümüne ilişkin bir öneri mi getird? Biz bir yol haritası çizdik. Getirsinler bir öneri, kapalı oturum yapalım. Kapalı oturumda anlatsınlar. Hem sorunları çözmeyeceksiniz, hem şikayet edeceksiniz, hem de muhalefeti suçlayacaksınız. Sonra da diyeceksiniz ki; 'ben bu ülkeyi yönetiyorum'. Sorunları çözemeyen bir siyasal iktidar ülkeyi yönetme gücünü kaybetmiş iktidar demektir."

-"Hiç kimsenin ölmesini istemeyiz"-

Kılıçdaroğlu, ister tutuklu ister hükümlü olsun kişinin hapishaneye girdiği andan itibaren can güvenliğinden hükümetin sorumlu olduğunu ifade ederek, bu konuda kimsenin ölmesini istemediklerini belirtti.

"Açlık grevleri başladığında Başbakan'a bir çağrı yaptım, 'daha yumuşak bir üslup kullanın' diye, ama tam tersini yaptı" diyen Kılıçdaroğlu, toplumu germeden, kutuplaştırmadan bu sorunun aşılması gerektiğini kaydetti.

Kılıçdaroğlu, cezaevlerindeki bir kişinin hayatını kaybetmesinin siyasal iktidara ciddi sorumluluk getireceğini savunarak şöyle konuştu: "Başbakan toplumu ne kadar gererse oradan o kadar kazançlı çıkacağını sanıyor. Hiç kimsenin ölmesini istemeyiz. Adalet Bakanı olayla ilgili sivil toplum örgütleri ile görüşüyor, 'bu beni aşar' diyor. Sormak gerekiyor, 'sizi aşarsa, sizi aşmayacak kişi kim''. Sayın Başbakan bizden çözüm mü istiyo? Hayır bizden çözüm istediği de yok. 2002'nin Türkiye'si ile 2012'nin Türkiye'sini tüm yurttaşlarımın karşılaştırmasını isterim. Bu ülkeye 10 yılda ne oldu, neden biz bu noktaya geldik, neden kutuplaştık, neden bu kadar kan akmaya başlad? Analar ağlamasın edebiyatı yaptılar, şimdi bu edebiyatı yapamıyorlar onların elinden aldık bunu. Sen çözüm üreteceksin arkadaş. Millet sana ülkenin sorunlarına yeni sorunlar ekle diye sana oy vermedi. Türkiye'nin yeni bir iklime ihtiyacı var. Yeni bir anlayışa ihtiyaca, barışa, huzura, birbirini kucaklamaya ihtiyacı var. Türkiye'nin sert söylemlerden kaçınan bir başbakana ihtiyacı var. Türkiye'nin kimliği, inancı ne olursa olsun tüm yurttaşlarını kucaklamaya hazır bir yönetime ihtiyacı var. Bu yönetim bunların hiçbirisini yapamaz. Tüm yurttaşlarıma Diyarbakır'dan çağrı yapıyorum, 'barış mı, huzur mu, bir arada yaşamak mı, anaların ağlamadığı bir Türkiye mi istiyorsunu? Şapkayı önünüze koyup düşünün 2002'de Türkiye ne idi, 2012'de ne old? Bu ülkenin aydınları, gazetecileri, üniversitelileri konuşmak zorundadır. Hepsi suskun, hepsi korkuyor. Sorumluluğun bilincinde olan hiçbir yurttaşın, hiçbir aydının, hiçbir politikacının yılmadan ve korkmadan baskı rejimi kurmak isteyen siyasi iktidara karşı mücadele etmesi lazım. Biz CHP olarak bu mücadeleyi sonuna kadar yapacağız." Yemeğe, Diyarbakır Ticaret Borsası Başkanı Fahrettin Akyıl, Baro Başkanı Tahir Elçi ve partililer katıldı.

Ticaret Borsası Başkanı Akyıl, yemekte Kılıçdaroğlu'na artık insanların ölmemesini, akan kanın durmasını istediklerini, bu sorunu Meclis'te çözmelerini rica ettiklerini ifade ederek, Kılıçdaroğlu'nun da bu konuda üzerine düşeni yapmaya hazır olduğunun sözünü verdiğini belirtti.(CNNTürk)

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası