POLİTİKA
İZMİR- İzmir'de faaliyet gösteren Veli-Der, Milli Eğitim Bakanlığı'nca hazırlanan ve okullarda mescit, ibadethane düzenlemesi ile müfredatta yapılmak istenen bazı değişikliklere karşı açıklama yaptı.
Veli-Der İzmir Şubeleri yaptığı ortak açıklamada Beyhan Güngör, tasarıya sert tepki gösteren ve getirilmek istenen bir dizi değişikliği kabul etmediklerini açıkladı. İzmirli veliler olarak bakanlığı düzenlemeden geri adım atmaya çağıran Güngör şunları kaydetti: "2012 yılında AKP’nin dayatarak hayata geçirdiği 4+4+4 ile eğitimde, din ve inanç istismarına dayanan uygulamalar artarak, okullar hızla eğitim kurumu olmaktan uzaklaşmış, belli bir inancın ve mezhebin kurallarına göre düzenlenmeye başlanmıştır. Okullar, yurtlar, cemaatlerin insafına bırakılmış; zorla, velilerin itirazlarına rağmen imam hatiplere dönüştürülmüştür. Müfredatta da gerici uygulamalarla; düşünmeyen, sorgulamayan bir nesil yetiştirmenin alt yapısı hazırlanmak istenmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı Diyanet İşler Başkanlığı ve TÜRGEV, Ensar, Hizmet, Hayrat, Furkan Vakıfları, İHH, İlim Yayma Cemiyeti gibi onlarca dini kurumla protokol imzalamıştır. Yapılan protokollere dayanarak devlet okulları ‘Değerler Eğitimi’ ve onlarca farklı ad altında dinci ve gerici bir eğitim ile kuşatılmıştır. Yeni müfredat düzenlemeleri ile de çocuklarımız okula değil adeta camilere çevrilmiş sözde okullardaki gerici eğitime mahkûm ediliyor. MEB ‘Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliği’ ile kız erkek ayrı olmak üzere bütün eğitim kurumlarında mescit açılması zorunlu hale getirilmesi, eğitimin ve toplumsal yaşamın dini kurallara göre düzenlenmesi çabasının en son örneği olarak dikkat çekmektedir.
Ayrıca aynı yönetmelikle Son 10 yılda binin üzerinde imam hatip lisesi açan MEB, imam hatipler için daha önce 50 bin olan nüfus koşulu 5 bine düşürmüş. Fen liseleri için kontenjan limiti yüzde 5’e düşmüştür. Fen liselerinde öğrenci kontenjan limiti, ildeki 8. sınıf öğrenci sayısının yüzde 5’i ile sınırlanmıştır., MEB, yeni yönetmelik ile her mahallede bir imam hatip okulu açılmasının önünü açarken, bugüne kadar izlediği ayrımcı politikayı daha da pekiştirmiştir. Cumhurbaşkanının onayına sunulan ve muhtemelen onay alması beklenen 1,5 ve 9. Sınıflarda uygulanacak yeni müfredatta tüm dünyada kabul edilen evrim teorisinin tamamen müfredattan çıkarıldığı, AİHM kararlarına rağmen zorla dayatılan din kültürü ve ahlak bilgisi derslerinde de çocuklara şeriat kuralları ders olarak okutulacağı ortaya çıktı. Yeni eğitim döneminde ‘Hayatın Başlangıcı ve Evrim’ ünitesi yeni müfredattan çıkarılırken yerine din derslerinde ‘Muamelat ve Ukubat’ adlı bir ünite ile şeriat kuralları anlatılacak. (Muamelat; kişisel, toplumsal ve yönetsel eylemlerin şeriat düzenindeki karşılığını, Ukubat ise şeriata göre suç kabul edilen eylemler, Şiilere verilecek cezaları ifade ediyor.) Bu değişiklik ile ne yazık ki, Suudi Arabistan’dan sonra Evrim Teori’sini müfredattan çıkaran ikinci ülke olarak dünya tarihine geçtik. İran İslam Cumhuriyeti yönetiminde dahi Evrim Teorisi 60 sayfa, Darwin Teorisi ise 11 sayfa ders kitaplarında yer alırken bizim tamamen yok saymamız bilimsel ve çağdaş eğitimin yok sayılması ve dünyadaki eğitim sisteminden uzaklaşmamız anlamına gelecektir. Yeni müfredatta, dünyanın birçok ülkesinin gerisinde kaldığımız Matematik ve Fen Bilgisi derslerinde bir iyileştirme yapılmazken, 1. ve 8. sınıflarda okutulacak Matematik ve Fen Bilgisi derslerinin içeriğinin daha da sığlaştırıldığı görülüyor. Daha önce müfredatta yer alan Karl Marx, Jean Paul Sartre ve Albert Camus gibi çok sayıda dünyaca bilinen isim ders kitaplarından çıkartıldı. Foucault, Feuerbach, Adorno gibi çağdaş felsefenin önemli isimlerine de yine yeni müfredatta yer verilmedi. Müfredatta olmayan önemli bir ayrıntı da Atatürk olmuştur. “Milli Mücadele’nin kazanılmasında Atatürk’ün rolü” başlıklı bölüm kitaptan çıkartılırken, pek çok bölümde ise Atatürk’ün adı dahi anılmamıştır.
Müfredat değişikliği; özellikle 4+4+4 yasası ile birlikte hız kazanan, eşit, özgür ve demokratik bir Cumhuriyet yerine ‘Yeni Türkiye’ tanımıyla gerici, piyasacı yeni bir sistem dizaynı üzerinden laik, bilimsel eğitim kırıntılarının da yok edilme çabalarının devamıdır. Ülkede yetişecek çocukların yani yeni nesillerin bilimden, felsefeden uzak, dünyadaki olumlu gelişmelerden habersiz, üretmeyip sadece tüketen, sorgulamayan ve dolayısı ile merak duygusunu kaybedecek olması biz velileri kaygılandırmaktadır. Çocuklarımızın eğitim hayatı ile bu kadar oynamaya ve dinci gerici bir eğitimi dayatmaya hiç kimsenin hakkının olmadığını düşünmekteyiz. Bir toplumu ileriye taşıyacak en önemli unsur olan eğitimin, sürekli değiştirilmesi ve git gide gericileştirilmesi çalışmalarını asla kabul etmeyeceğiz. AKP’nin yıllardır din derslerini Türkçe, matematik gibi zorunlu dersler arasına yerleştirmeye çalışması; laik, demokratik ve bilimsel eğitim ile açıkça çelişmektedir. Okullarda, devlet eliyle ve zorunlu olarak yalnızca bir dinin ve onun bir mezhebinin öğretilmeye çalışılması çok dinli, çok kültürlü bir topluluğu barındıran ülkemizde telafisi zor pek çok soruna yol açacaktır. Öğrenci Veli Derneği olarak dinin siyasallaşmasının ve devletin, dini toplumu dizayn emek için kullanmasını kabul edilemez buluyoruz. Laik, bilimsel, çağdaş, kamucu ve ulaşılabilir eğitim ülkemizdeki her çocuğun hakkıdır. Öğrenci Veli Derneği olarak, iktidarın her geçen gün artarak devam eden eğitim hayatında gerici dinci ve piyasacı uygulamaları karşısında mücadeleyi büyütmeye karalı olduğumuzu kamuoyu ile paylaşırken, tüm velilerimizi de bu mücadelenin parçası olmaya davet ediyoruz."
Sayfa başına git
