CHP Grup Başkanı ve Genel Başkan Adayı Özgür Özel, bugün, CHP Bolu İl Başkanlığını ziyaret etti. Özel, burada şu açıklamaları yaptı:
"MUSTAFA KEMAL ATATÜRK, CUMHURİYETİ, SİZ PARTİYİ KİME EMANET ETTİYSENİZ ONUN GİBİ GENÇLERE EMANET ETTİ”
“CHP’nin Bolu İl Başkanlığının önündeyiz. Araçlardan indiğimizden buraya gelene kadar sokakta gördüğümüz ilgi, göstermiş olduğunuz misafirperverlik, bu sıcak karşılama uzun süredir yürüttüğümüz, günde 4-5 ilde sürdürdüğümüz ve bizi yoran şartların üzerimizdeki tüm yorgunluğunu aldı. Buraya gelirken herkes, ‘Hoş geldin. Bolu, değişim diyor’ dedi. Bolu’da sokakta değişim sesi var. Bolu, il seçimi yaptı. Aslında çok uzaklarda değildik, saatini denk getiremedik, Bolu’nun il seçimine gelemedik. Bolu’nun ortaya koyduğu bir profil var. Bolu, Cumhuriyet’in 100’üncü yılında, cumhuriyeti Gazi’nin kime emanet ettiğinin farkında. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, cumhuriyeti siyasetçilere emanet etmedi. Mustafa Kemal Atatürk, cumhuriyeti, kendisi başkomutan olmasına rağmen askerlere de emanet etmedi. Mustafa Kemal Atatürk, cumhuriyeti, siz partiyi kime emanet ettiyseniz onun gibi gençlere emanet etti. Cumhuriyet, gençlere emanet. 29 yaşındaki il başkanıyla gurur duyuyorum.
"BOLU’NUN İRADESİNİN KARŞISINDA SAYGIYLA EĞİLİYORUM. SOKAK NE DİYORSA, BOYNUM KILDAN İNCEDİR”
Sokak ‘değişim’ derken delegeler, Ankara’da ne yapacak? Kimse bundan endişe etmesin. Bir kez, sokak ne diyor ona bakmak lazım ama burada çok önemsediğim bir iş yapılıyor. İl Başkanım dedi ki ‘Biz kararı, delegeler olarak kendimiz vermeyeceğiz. Tüm ilçelerimizde ve Bolu merkezde sandık koyacağız. Eğer sandıktan değişim çıkarsa değişime oy vereceğiz; sandıktan ‘değişim olmasın, böyle devam etsin her şey’ çıkarsa o konuda irade göstereceğiz.’ Ben sokağın, üyesinin sesini dinleyen, seçilmişlerinin görüşüne değer veren bu gerçek demokrat tavrın ve Bolu’nun bu iradesinin karşısında saygıyla eğiliyorum. Sokak ne diyorsa, boynum kıldan incedir. O yüzden delegelerinize, ‘Bana imza verin, gelin bana oy verin’ değil; ‘Kendi kararınızın arkasında durun’ diyorum. Türkiye’deki bütün delegelerden de temel beklentimiz budur.
"BİR ERDOĞAN’A KAMUFLAJ YAKIŞACAKTIYSA BİLAL ERDOĞAN’A, BURAK ERDOĞAN’A YAKIŞSAYDI; BEDELLİ YAPTIRMASAYDIN, ÇÜRÜK RAPORU ALDIRMASAYDIN”
Bu partinin büyümeye, gelişmeye açık olduğu, her seçim 5 milyon genç seçmen geliyorken, gençlerin umudu Tayyip Erdoğan’ın yönettiği Cumhur İttifakı’nın üstüne gri bulutlarla karabasan gibi çöktüğü bir Türkiye değilken, CHP gençlerle yönetecekken, onların istediği gibi bir parti, onların istediği gibi bir ülkeyi vadedebilecek yegane güçken bundan mahrum kalmak asla kabul edilemez. O yüzden, bundan sonra Tayyip Erdoğan’ın karşısına dikilecek ve onunla didişecek birini aramıyoruz. Tayyip Erdoğan’ı arkada bırakacak bir şeye ihtiyaç var. Ona şunu sormak lazım: Bir briket ev, camı bile yok, naylon var, üstünde koca bir Türk bayrağı, şehit çıkmış evden. Ben, triplex villadan şehit çıktığını hiç görmedim. Sonra Tayyip Bey, o şehidin camideki cenazesine yetişiyor, bir elinde mikrofon, bir eli tabutta ve camide siyaset yapıp Cumhuriyet’in kurucu iradesine, cumhuriyetin kurucu partisine milliyetçilik dersi veriyor. Yetmiyor, Afrin’e gidiyor, Cumhurbaşkanlığı forsu diktirmişler, kamuflaj. Giyiyor o kamuflajı, çektiriyor fotoğrafı. 8 gazete birden manşet atıyor: ‘Erdoğan’a kamuflaj pek de yakışmış.’ Bir Erdoğan’a kamuflaj yakışacaktıysa Bilal Erdoğan’a yakışsaydı, Burak Erdoğan’a yakışsaydı, bedelli yaptırmasaydın, çürük raporu aldırmasaydın. O yüzden bizim bunlardan alacak milliyetçilik dersimiz yok.
"BEŞ YILDIZLI OTELLERDE RESEPSİYONDAN, GÖSTERMELİK BİRKAÇ SAATTEN İBARET BİR ŞEYLE 100’ÜNCÜ YIL KUTLAMAZ”
Bugün ülkeyi yönetenler, cumhuriyeti unutturmaya çalışıyorlar. Onların cumhuriyeti unutturmalarına inat, CHP öyle beş yıldızlı otellerde falan değil; kendi baba evinde, olması gereken her yerde, meydanlarda, kendi iktidar alanlarında, sokaklarda cumhuriyete nasıl sahip çıkılacağını göstermelidir, bu iradeyi ortaya koymalıdır. Cumhuriyet; resepsiyondan, göstermelik birkaç saatten ibaret bir şeyle 100’üncü yılında kutlanamaz, cumhuriyetin kutlamaları bu şekilde geçirilemez.
“CHP, 100. KURULUŞ YILINDA BİR AFFI KENDİ GÜNDEMİNE GETİRMELİDİR”
CHP, partinin de 100. kuruluş yılında bir affı geçmişte ne sebeple olursa olsun ayrı düştüklerimizi, bugün partinin kapılarını ardına kadar açarak amasız ve fakatsız kendi gündemine getirmelidir. Bu partinin kapılarını 6 Kasım günü ardına kadar açacağız. Niye açacağız, çünkü burası baba evidir. Bütün Bolululara sesleniyorum herkes baba evine doğar. Kimi uzakta oturur kimi yakında oturur. Herkes bilir ki baba evi başım dara düşersem orada durur. Çorbası kaynar, bacası tüter. Ben burada baba evinin çorbasını kaynatanlarla, bacası tütsün diye odun çekenlerle birlikteyim. Ama sevgili Bolulular, baba evinin tapusu kimsede değil. Ne Özgür Özel’de ne Kemal Bey’de. Baba evinin tapusu bir kişide kayıtlıdır, o da Mustafa Kemal Atatürk’tür. Atatürk’ün partisine, emanetine, Atatürk’ün cumhuriyetine sahip çıkacağız. Birlikte, inançlı, güçlü, cesur olacağız. Siyaseti kürsülere, Meclis’e, basın toplantı salonlarına hapsetmeyeceğiz. Sokaktan, meydandan korkmayacağız. Fabrikaları, kahvehaneleri, sokağı örgütlemekten; gelen zamlara karşı milyonları sokağa dökmekten; açlık, sefalet demek olan asgari ücretin altındaki emekli maaşına karşı emeklinin sesini duyurmaktan, meydanlara akmaktan, mücadele etmekten, direnmekten ve kazanmaktan geri durmayacağız.” (ANKA)