Kişi başı 2 bin 919 TL ile 12 bin 351 TL arasında dağıtılan para ödülleri nedeniyle kurumun kasasından 654 bin TL çıktı. Ödül komisyonunda bulunan üyelerin (komisyon başkanı hariç) tamamının kendi kendilerine para ödülü vermesi ise “bu kadar da olmaz” dedirtti.
Sayıştay’ın tespitlerine göre 2 bin 911 personelin çalıştığı BOTAŞ’ta 171 kişiye para ödülü verildi. Maddi ödül alanların arasında işçilerin olmaması, hepsinin beyaz yakalı diye tabir edilen yöneticilerden oluşması dikkat çekti. Rapora göre “2020 yılsonu itibarıyla BOTAŞ’ta çalışmakta olan 2 bin 911 personelden 171’ine maddi ödül, 143’üne de başarı belgesi verildiği, kalan 2 bin 599 personele ise herhangi bir ödül verilmesine gerek duyulmadığı, ödül verilen personelin 114’ünün Genel Müdürlük merkez teşkilatında, 55’inin bölge müdürlüklerinde çalıştığı” tespit edildi.
2 BİN 919 İLA 12 BİN 351 LİRA ARASINDA PARA ALDILAR
Sayıştay, kişi başı en düşüğü 2 bin 919 TL, en yükseği de 12 bin 351 TL arasında dağıtılan maddi ödüllerin etik kurallara, eşitlik ve hakkaniyet ölçüsüne göre verilmediğini vurguladı.
Sayıştay’ın raporuna bulgu olarak giren para ödülleriyle ilgili açıklama yapan Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Atila Sertel, şunları söyledi:
“BOTAŞ’ın ödül yönergesine göre olağanüstü gayret ve çalışmaları ile emsallerine göre başarılı görev yapmak suretiyle; BOTAŞ’ın kaynaklarında önemli ölçüde tasarruf sağlanmasında, BOTAŞ’ın zararının oluşması veya artmasının önlenmesinde veya önlenemez zararların önemli ölçüde azaltılmasında başarı gösterenlerin ödüllendirilebileceğini belirtiliyor. Düşünce güzel ama uygulama tamamen yanlış. 2 bin 911 personelin görev yaptığı kurumda aralarında müdürlerin, daire başkanlarının da bulunduğu beyaz yakalı tabir edilen yöneticiler hiçbir başarıya imza atmadıkları halde kendi kendilerine üstün başarı ödülü vermişler. Geriye kalan 2 bin 599 işçiye ise deyim yerindeyse zırnık bile koklatmamışlar. Sayıştay para ödüllerinin amacından saptığını, etik olmadığını, eşit ve hakkaniyetli verilmediğini söylüyor. Benim anladığım üst düzey yöneticiler kendilerince dahiyane bir yöntem bularak maaşlarını artırmışlar. Genel Müdürlük makamı da buna göz yummuş. Maaşları düşükse maaş artışı yoluna gitselerdi de böylesine dolambaçlı ve işçilerin hakkını yiyen bir yöntem izlemeselerdi keşke.”
MÜDÜRLERE PARA PERSONELE BELGE
Çalışanları motive etmek amacıyla verilmesi gereken ödüllerin yöneticilerin ek gelir kapısı haline getirildiğini vurgulayan Atila Sertel, yöneticilerin sadece kendilerini ödüllendirmesi nedeniyle kurumdaki iş barışının da bozulduğunu söyledi. CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, “Sayıştay toplam personel içinden seçilen 171 personele maddi ödül verilmesine gerekçe oluşturan başarı ölçütleri ile sadece başarı belgesi verilen 143 personel için belirlenen başarı ölçüt ve gerekçelerinin çoğunlukla aynı olduğunu ama kimisinin para kimisinin de belge ile ödüllendirildiğini söylüyor. Örneğin; İnsan Kaynakları ve Eğitim Daire Başkanlığında Müdür, uzman, uzman yardımcısı ve büro sorumlusu unvanlarıyla görev yapan 10 personel arasından iki müdüre, maddi ödül ve başarı belgesi, diğer 8 personele de sadece başarı belgesi verilmiş, maddi ödül verilen personel ile sadece başarı belgesine layık görülen personele ödül verilmesinin gerekçeleri aynı şekilde ifade edilmiş. Yani öyle bir düzen kurulmuş ki müdürseniz para ödülü, personel veya işçiyseniz ya hiçbir şey ya da bir belge alıyorsunuz” diye konuştu.
ÖDÜL KOMİSYONU YİNE KENDİLERİNİ ÖDÜLLENDİRMİŞ
Rapordaki çarpıcı tespitlerden birini daha paylaşan Atila Sertel, ödül komisyonu üyelerinin komisyon başkanı hariç “üstün başarıları” nedeniyle hepsinin kendilerini para ile ödüllendirdiğini söyledi. Sertel, şöyle devam etti:
“Neresinden bakarsanız bakın yanlış yürütülen bu uygulamada çarpıklar göze batıyor. Örneğin; Ödül Değerlendirme Komisyonunda Başkan olarak görev yapan Genel Müdür Yardımcısı dışındaki diğer komisyon üyeleri kendilerine de maddi ödül vermişler. Yani ödül verilecekleri seçecek olan komisyon üyeleri yine kendilerini başarılı bulmuşlar ve para ödülü almışlar. Bu durum nasıl izah edilir, hangi ahlaki gerekçelere dayandırılır bilemiyorum. BOTAŞ’taki boru hatları yalnızca belirli bir zümrenin cebine bağlanmış ve paralar onların ceplerine akıyor. Neresinden bakarsanız bakın; yazıktır, günahtır, hukuksuzluktur.”
POLİTİKA
Sayfa başına git
