Sevginin mucizesi Filiznur'u hayata bağladı

İzmir’de, 19 aylık olduğunda, 'ağır zihinsel engeli ve otistik' teşhisi konulan 10 yaşındaki Filiznur İmer için, hem annesi Süreyya İmer, hem kendi oğlu da 'zihinsel ve bedensel engelli' olan Okul Müdürü Tayfun Gökbulut yılmadan 4 yıl mücadele etti. Okula başlamadan, günün 20 saatini ağlama ve şiddet krizleriyle geçiren, kolunu kanatana kadar ısıran, başını duvarlara vuran Filiznur, şimdi okumayı öğrendi, sınıf arkadaşlarıyla derslerini takip etmeye başladı, jimnastikte birincilikler kazandı. Gökbulut, “Filiznur bir sevgi projesidir” dedi.

Haberler / Genel

28 Nisan 2014 Pazartesi 12:34

PAYLAŞ

İZMİR- Bornova ilçesinde oturan Süreyya İmer ile eşi Mehmet İmer’in, kızları Filiznur’un dünyaya gelmesiyle yaşadıkları mutluluk, o henüz 19 aylık olduğunda öğrendikleri gerçekle büyük üzüntüye dönüştü. Filiznur’un, 'ağır zihinsel engelli ve otistik' olduğuna yönelik teşhis konuldu. Küçük Filiznur, ağır rahatsızlığından dolayı 18 yaşından küçüklere verilmesi sakıncalı olan ilaçlar almak zorunda kaldı.

6 yaşına kadar güçlükle konuşan, en anlaşılır şekilde sadece 'anne' diyebilen Filiznur için, önce annesi Süreyya İmer, mücadele etme kararı aldı. Onun hayatını günden güne olumsuz yönde etkileyen, görme kaybı yapan ilaçlarını, doktorlarıyla da görüşerek kesti. Artık kızını sevgisiyle büyütmeye başladı. Ona sürekli sevgi sözcükleriyle yaklaştı.

OKUL MÜDÜRÜNÜN KENDİ ÇOCUĞU ÖRNEK OLDU
Filiznur İmer, 6 yaşına geldiğinde ise, aldığı zihinsel engelli ve otistik raporundan dolayı, hiçbir okula kabul edilmedi. Her gittiği okulda, sadece engelli öğrencilerin gidebildiği özel alt sınıflarında eğitim alabileceği cevabını aldı. Ancak mücadelesinden vazgeçmeyen anne Süreyya İmer, ısrarlı girişimleri sonrasında, sadece bir aylık geçici raporla normal okula gidebilme hakkını elde etti. Buna rağmen okulların yine de almak istemediği Filiznur’a, kendi oğlu da hem zihinsel, hem de bedensel engelli olan Ömer Özkan İlkokulu Müdürü Tayfun Gökbulut, elini uzattı.

Kendi okulunun sınırları içerisinde olmamasına rağmen Filiznur’un kaydını yaptı. Ardından da, ilk olarak daha birinci sınıfta olan Filiznur’un sınıf arkadaşlarını, onun eğitimi olumsuz etkilenmesin diye bir dizi mini eğitimden geçirdi. Onlara Filiznur’a, günlük yaşamında ve derslerinde nasıl yardım etmeleri, neler yapmaları gerektiğini tek tek öğretti. Sınıf arkadaşları da, Filiznur’a öğretildiği gibi kucak açtı.

Annenin sevgisi, arkadaşlarının ilgisi ve sınıf öğretmeni Hülya Özdemir ile Okulu Müdürü Tayfun Gökbulut’un büyük özverisi, Filiznur’un hayatında yepyeni bir dönem başlattı. Engelliler yerine normal öğrencilerle okuluna devam eden 4'üncü sınıf öğrencisi Filiznur, arkadaşları gibi olmasa da, öğrendiği 150’ye yakın kelimeyle okumaya başladı. Derslerinde ilerleme kaydetti. Artık ne evinde ne de okulunda, ağlama ve şiddet krizleri yaşamadı. Hastaneden geçen yıl alınan son raporunda da artık, sadece otistik olduğu yeraldı. Ağır zihinsel engelli, bölümünü Filiznur, aşmayı başardı.

JİMNASTİKTE BÜYÜK BAŞARI ELDE ETTİ
Hayata küsme noktasından annesinin, öğretmenlerinin elinden tuttuğu sevgiyle kucakladığı Filiznur, yürüyemez durumdan, ayağa kalktı. Jimnastik, buz pateni ve futbol kurslarına gitti. Kendi dalında, jimnastikte 7 birincilik, 4 ikincilik ve 1 de üçüncülük elde etti. Artık Türkiye’yi uluslararası arenada temsil etme hakkını elde etti. Okulunda da, hemen her etkinlikte, roller aldı, okulunun bando takımının iki majöründen de birisi oldu. Bando takımı, onun komutlarıyla gösterilerini yaptı.

FİLİZNUR BİR SEVGİ PROJESİ
Küçük kızın bu günlere gelmesinde en önemli destekçilerinden olan Okul Müdürü Tayfun Gökbulut, Filiznur’un kendileri için bir sevgi projesi olduğunu söyledi. Gökbulut, “Benim oğlum da şu anda 19 yaşında, ama hem zihinsel hem de bedensel engelli. Ben oğlumu bu yaşa kendim ve eşimin büyük çabalarıyla getirdim. Filiznur’un annesi benim okuluma geldiğinde hemen kabul ettim. Kendim görüştüm, normal öğrencilerle okuluna devam edebilmesi için rapor aldım. O da kısa sürede bizleri yanıltmadı. Normal bir öğrenci gibi hayatını sürdürdü. O dönemde birisi bedensel engelli, birisi de görme engelli iki öğrenciyi daha okula kabul etmiştim. Onlardan birisi şimdi Anadolu lisesinde eğitimini sürdürüyor. Diğeri de yine ailesi taşındığı için başka bir okulda eğitimine başarıyla devam ediyor. Bu çocuklara sahip çıkmamız lazım. Bunları hayata bağlamalıyız. Meslektaşlarım çekinmeden böyle öğrencilere kucak açsınlar. Onları hayata hazırlasınlar. Bizim gibi onlar da başarabilir” dedi.

Kızını sevgisiyle iyileştiren anne Süreyya İmer ise, “Kızım, onun gibi rahatsızlıkları olanlara örnek olsun. Yani ailelerine ve yetkililere örnek olsun. Çünkü onlara destek verildiğinde neler yaptıklarını kızım gösterdi. Bu öğrenciler, kendi halinde bırakılmasın. Bize çok destek geldi. Aynısının diğer çocukları içinde yapılmasını istiyorum. Bir tek isteğim var o da Milli Eğitim Bakanımızdan, Filiznur gibi öğrenciler için, öğrenmeleri normal olmadığı için onlara özel kitaplar hazırlansın. Çünkü onlar için eğitim kitleri yok, mevcut kitaplarda onlara için çok ağır konular içeriyor. Bu isteğimizin göz önünde bulundurulmasını istiyorum” dedi. (DHA)