POLİTİKA
EGEPOSTASI- Ege Postası Genel Yayın Yönetmeni Halil Solak, TR35’te yayınlanan Haftanın Notları programında Gönül Morsünbül ile gündemi değerlendirdi.
‘ORTAK BİLDİRİ’ DEĞERLENDİRMESİ: CHP SİYASİ HATA YAPTI
Pençe-Kilit operasyonun 12 askerin şehit olması sonucu Meclis’te meydana gelen ‘bildiri krizine’ ilişkin açıklamalarda bulunan Gazeteci Halil Solak, “Bu tür üzücü olaylardan sonra Meclis’te bulunan siyasi partiler ortak bir metin hazırlarlar. Burada da 12 askerin şehit olmasının ardından AK Parti, İYİ Parti, MHP ve Saadet Partisi ortak bildiriye imza attılar. CHP ilk defa bu bildiriye imza atmadı. CHP’nin atmaması kamuoyunda tartışma yarattı. Şehit haberlerinin siyasete evrilmesi üzücü. CHP’nin o bildiriye imza atması gerekiyordu. Düşüncelerini daha sonra ayrı bir metin ile aktarabilirdi. Ancak onlar ortak bildiriye imza atmayıp, ayrı bir bildiri paylaştılar. CHP bildirisinde ‘Milli Savunma Bakanı Meclis’e gelerek bilgilendirsin’ denildi. Bence CHP burada siyasi bir hata yaptı. CHP şerh düşerek imza atabilirdi. Hemen akabinde Bakana çağrı yapabilirdi. Bir hata yaptılar ve bunu kamuoyuna anlatamadılar. Sonrasında 81 il ve ilçe başkanlıkları ortak metin okumak zorunda kaldı. CHP’yi zor duruma soktular. Terör konusunda milletimiz hassas. Bu zamanlarda birlik ve beraberlikle tek ses olunmalı. Bu tartışma hemen yerel seçime evrildi. CHP karşısında olan partilerin söylemleri hep ‘DEM Parti’ ile ittifak üzerinden oldu. CHP, parti içerisinde de eleştiri aldı” ifadelerine yer verdi.
YAPICIOĞLU ANAYASANIN İLK 4 MADDESİNİ HEDEF ALDI
HÜDA-PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu’nun ‘özerklik’ açıklamalarına tepki gösteren Gazeteci Solak, “Bu konuşmada direkt olarak Anayasanın ilk 4 maddesi hedef alınıyor. AK Parti ve MHP bu söylemler karşısında sessiz kaldı. Bu söylemleri başka bir muhalefet partisi söyleseydi yer yerinden oynardı. CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, Anayasanın ilk 4 maddesinden 3.ve 4. Maddeleri hatırlatarak ‘konu tartışmaya kapalıdır’ dedi. Olay saman alevi gibi parladı ve söndü. Anayasa’yı hedef aldığı için bunun bir sonucu olmalıydı. CHP bu durumu biraz göz ardı etti. CHP’nin tepkisi cılız kaldı. CHP’nin biraz daha duyarlı olması gerekiyor. MHP’nin sessiz kalması kamuoyunda tepki yarattı. Cumhuriyet bu söylemlerle yara almamalı” ifadelerini kullandı.
ÖRGÜT ‘ÖN SEÇİM’ BEKLİYORDU AMA…
CHP’nin çalışma heyetlerine ilişkin açıklamalarda bulunan Solak, “CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Deniz Yücel’in açıklamalarından sonra örgütlerde ön seçim beklentisi vardı. Ancak İzmir’de ön seçim yapılmadı, merkez yoklamasına dönüştü. Genel Sekreter Selin Sayek Böke ve Genel Başkan Yardımcısı Ensar Aytekin imzasıyla örgütlere bir yazı gönderildi. Yazıda, İzmir’in 30 ilçesini gruplara ayırıp, 11 saha ekibi oluşturdular. İzmir’e 44 kişilik bir ekip gönderdiler. Heyet sahada çalışmalara devam ediyor. İzlenimlerini Genel Merkez’e aktaracaklar. 27 Aralık’ta başladılar 30’unda son bulacak. Gelen ekip önce ilçe başkanıyla, gençlik kolları ve kadın kolları başkanıyla ardından aday adaylarıyla görüşüyor. İlçenin sorunlarını, kimin aday olması gerektiğini ve aday adaylarını tek tek soruyorlar. Heyet daha sonra görevli oldukları ilçelerde önce esnafa giderek saha çalışması yapıyor. Ardından ilçe başkanlarını yanına alıp STK’lara gidiyorlar. Orada da aday isimlerini alıyorlar. Bu edindikleri bilgileri de Genel Merkez’e iletecekler. Her şeyden önce örgütler, ön seçim bekliyordu. Merkez yoklaması ne kadar etkili olacak diye düşünüyorlar. İlçe Başkanının fikri Genel Merkez’e nasıl yansıyacak? Bu heyet ilçelerin gazını almak için mi gönderildi. Ön seçim bazı yerlerde yapılıyor ama İzmir’de böyle bir hamle yapılmadı. İlçelerde kimin ön plana çıktığı 3 aşağı 5 yukarı biliniyor. Adaylar açıklandıktan sonra örgütlerin dinlenip, dinlenmediğini anlayacağız. Yeni yılın hemen ilk toplantısında, yönetimi CHP’de olmayan ilçeler açıklanabilir. Ancak ben CHP’nin elinde olan ilçelerin geç açıklanacağını düşünüyorum. Belediyelerde değişimler olacağına yönelik sinyaller alıyoruz. Bu sebeple ne kadar geç açıklanırsa o kadar iyi yöntemiyle gidiyorlar” diye konuştu.
NEPTÜN SOYER’E VİDEOLU DESTEK TEPKİSİ
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in eşi Neptün Soyer’in Tunç Soyer’e destek için çektiği videoyu değerlendiren Gazeteci Solak, “ Neptün Soyer her ne kadar Köy Koop Başkanı olsa bile Tunç Soyer’in eşi. Bu video bile Tunç Soyer’e zarar verir. Hiç düşünmediler mi tepki yaratacağını. Tarım veya hayvancılık derneğinden bir başka başkan söyleyebilir ancak başkan eşinin böyle bir açıklamasını yadırgarım. CHP örgütü her ne kadar sessiz kalsa bile kapalı kapılar ardından ‘olmaz’ diyerek tepki gösteriyor. Neptün Hanım geçtiğimiz aylarda gerçekleşen metro ve tramvay grevinde personellere yönelik ‘çalışanlarımız’ açıklamalarıyla tepki çekmişti. Siz Büyükşehir kurumunu bu kadar sahiplenemezsiniz. Neptün Hanım her etkinlikte ön plana çıkıyor. Belediyenin iç konularında neden bu kadar ön plana çıkıyorsunuz? Ben Kocaoğlu’nun eşini bayramlarda ve sosyal sorumluluk projelerinde görürdüm. Onun haricinde hanımefendi hiç görünmezdi. Son günlerde Neptün Soyer’in açıklamaları yanlış yerlere gidiyor. Bize Büyükşehir çalışanlarından da sitem geliyor. Tunç Soyer’den daha çok Neptün Hanım’ın belediyede söz sahibi olduğunu söylüyorlar. O zaman Tunç Bey aday olmasın, siz çıkın aday olun” ifadelerine yer verdi.
“HER SENE GEMİ TARTIŞIYORUZ”
Aliağa Limanı’na söküm için getirilen Fransız “Raymond Croze” gemisi hakkında açıklamalarda bulunan Solak, “Bu gemi İzmir’e gelen ne ilk ne son gemi. İzmir’de aylarca Nae Sao Paulo mücadelesi verildi. O gemi okyanusta batırılmıştı. Bu duruma yasal bir düzenleme şart. Türkiye, Dünyanın ve Avrupa'nın çöplüğü mü? O tesislerin söküme ne kadar uygun? Ne kadar denetleniyor? CHP İzmir Milletvekili Ednan Arslan bakanlığa çağrıda bulunarak raporların tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini ve ne kadar asbest barındırdığını sordu. Halk sağlığı için, işçiler ve çevre için büyük bir risk. Neden halk sağlığını tehdit ediyorsunuz? Bir gemi için değer mi? Bu işten para kazanılsa Avrupa size bırakır mı? Geçen sene İngiltere’den Türkiye’ye çöp geliyordu. Biz neden Avrupa’nın ne olduğu belirsiz gemilerini 3 kuruş için söküyoruz. Alışkanlık oldu, biz her sene gemi tartışıyoruz. Dünyada başka ülke yok mu? Geri dönüşüm çok önemli ama neden asbestli gemiler buraya geliyor.” diye konuştu.
TÜRK-İŞ BAŞKANI ATALAY’A TEPKİ: MASAYA OTURMAYACAKTIN
Yeni asgari ücreti değerlendiren Solak, “ İlk baktığımızda yüzde 49’luk artış iyi, 2 ay insanları rahatlatır refahını yükseltir. Ancak yılın ortalarına gelmeden para eriyip gidecek. Bizim yüzde 50’lerden önce enflasyonu durdurmamız lazım. Asgari ücret açıklandı, marketler etiketleri değiştirmeye başladı bile. 1 Ocak’tan sonra temel ihtiyaçlara da zam gelecek ve para pul olacak. Geçtiğimiz günlerde Birleşik Kamu İş Federasyonu Türkiye’de açlık sınırı 16 bin 483 TL, yoksulluk sınırını 46 bin 837 TL olarak açıkladı. 2 kişi asgari ücretle çalışsa bile yoksulluk sınırının altında. Asgari ücret 2 bin lirayken insanlar daha rahat geçiniyorlardı. Neden çünkü enflasyon yoktu. Makarnayı 10 ay sonra da alsanız fiyat değişmiyordu. Kuruş olarak zam gelirdi. şimdi 10-15 liralık zamlar geliyor. Şartlar böyleyken yüzde 100 zam yapsanız da bir şey değişmeyecek. Temmuz’da ara zam yapılıyordu bu sene tek zam kararı aldılar. Ergün Atalay sürekli masaya oturmayacağını söylüyor ama kapalı kapılar arkasında başka şeyler konuşuyorlardır.. Siz yine o masaya oturursanız bir şey değişmez. Eyleme geçebiliyor musunuz? Bence ara zam yapılmalı” ifadelerine yer verdi.
Sayfa başına git
