ERMAN ŞENTÜRK/HABER SERVİSİ- DİSK’te örgütlü bulunan çalışanlar sendika Genel Merkezi’nin çağrısı üzerine Ankara’da eyleme gitti. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde bağlı firmalardan İZENERJİ ve İZELMAN şirketlerinde çalışan 10 bin emekçinin grev haklarının engellendiğini savunarak çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nı protesto etti.
“NE İLK NE DE SON OLACAK…”
Öğlen saatlerinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na yürüyen işçiler, “İzmir işçisi yalnız değildir”, “Grev hakkımız engellemez”, “Sadaka değil, toplu sözleşme” sloganları yaşanan gelişmeleri protesto etti. Bakanlık önünde DİSK adına bir açıklama yapan DİSK ve Genel-İş Başkanı Kani Beko, toplu sözleşme görüşmelerinin İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından YHK’ya taşındığının altını çizerek şunları kaydetti, “İzmir’de Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan 10 bin kadar İZELMAN ve İZENERJi emekçisini ilgilendiren toplu sözleşme krizinde yaşanan bu tıkanıklık ne bir ilktir, ne de son olacaktır. Anlaşma kadar anlaşmazlık da işin doğasında vardır. Ancak işveren olan İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin uyuşmazlıkları YHK’ya taşıması şaşırtıcı bir durumdur. Ülkemizde toplu sözleşmelerin YHK’ya taşınması pek sık görülen bir durum değildir ve sayısı da bir elin parmağını geçmemiştir. Ancak burada asıl şaşırtıcı ve ibret verici olan şey ise, işverenimizin 12 Eylül artığı olan 6356 sayılı yasanın bazı maddelerini iptal istemi ile Anayasa Mahkemesi’ne giden bir partinin mensubu olmasıdır.”
“GREV İÇİN İZİN Mİ ALACAĞIZ'”
Yaşanan bir diğer durumun da sendikanın aldığı grev kararını kurula bildirmesine rağmen işveren başvurularını esasen karara bağlaması olduğunu söyleyen Beko, “Başvurunun ön koşulu ise uyuşmazlık konusu işletmedeki bazı işyerlerinin grev yasağı kapsamında olmasıdır. Grev yasağı olan birimlerde grev kararı uygulanmayacak olmasına ve bu durumun da önceden duyurulmasına rağmen kara esasen görüşülüp karara bağlanmıştır. Grev hakkı anayasal ve uluslar arası bir haktır ve üstünlüğü tartışılamaz. Aynı durumda olan ASKİ Genel Müdürlüğü için istemi geri çeviren Yüksek Hakem Kurulu’nun bakış açısı da ortadadır. 25 Haziran ve 11 Temmuz tarihlerinde kendilerine yazdığımız yazılarda işverenin talebini hukuksal çerçevede reddetmesi gerekirken karara bağlayan YHK’ya soruyoruz, bundan böyle grev kararı almadan önce iş yerlerinden izin almak zorunda mı kalacağız'” dedi.
KOCAOĞLU’NA SESLENDİ
Beko ayrıca, YHK’ya sert bir eleştiride bulunarak, “Sendikanın iradesini ve tercihini üstün tutmanız gerekirdi. Bunu bilebilmek için hukuktan fazlasını da bilmeye gerek yoktur. Bugün vermiş olduğunuz bu karar yasalara, anayasaya, uluslararası sözleşmelere ve hakkaniyete aykırıdır. Ortaya çıkan fırtınanın ve çalkantıların da vebali sizin üzerinizde olacaktır” dedi. Başkan Beko, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na da seslenerek, “Sizin o mevkideki varlığınız doğrudan sendikanın olmasa bile, haklarını kadük bıraktığınız on bin işçi ve çevresindekiler ile kaimdir” ifadelerini kullandı.
“GREV HAKKIMIZ GASP EDİLDİ”
Konuşmasının sonunda grev haklarının ellerinden alındığını söyleyen Beko, “İşverenin girişimi ve Yüksek Hakem Kurulu’nun desteği ile gasp edilen grev hakkımızı savunacağımızı ve hem iç hukukta, hem de uluslararası hukuk alanında her türlü girişimde bulunacağımızı belirtmek isterim” dedi. Beko’nun açıklamasının ardından eylem olaysız şekilde son buldu.