Ege Postası
Geri

Türban mahkumuna barolardan destek

İZMİR Ege Üniversitesi'nde, türbanlı öğrencilerin şikayeti üzerine 'Öğrenim özgürlüğünü engellediği' gerekçesiyle aldığı 2 yıl 1 aylık cezası Yargıtay tarafından onanan ve cezasını çekmek için geçen Perşembe günü Foça Yarı Acık Cezaevi'ne giren Prof. Dr. Esat Rennan Pekünlü'ye Barolar ve sivil toplum örgütleri birlikte düzenlenen basın açıklamasında destek verdi.
Türban mahkumuna barolardan destek
Haberler / Genel
29 Kasım 2014 Cumartesi 14:59
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
İzmir Barosu Başkanı Aydın Özcan, öncülüğünde düzenlenen Pekünlü'ye destek topantısına Türkiye Barolar Birliği Başkan Yardımcısı Başar Yaktı, Yargıçlar Sendikası Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, Pekünlü'nün eşi Belma Pekünlü, Tekirdağ Barosu Başkanı Avukat Huriye Altay Erol ile İstanbul, Ankara, Artvin, Balıkesir, Aydın, Denizli, Muğla, Bursa ve Uşak Barosu ile sivil toplum örgütleri katıldı.

İzmir Adliyesi C-Blok önünde yapılan basın açıklamasına katılanlar 'Hepimiz Rennan'ız', ve 'Biz de Rennan hocanın suçunu işlemeye devam edeceğiz' diye slogan attı. Basın açıklaması mini mitinge dönüştü. Basın açıklamasını okuyan İzmir Barosu Başkanı Avukat Aydın Özcan, Ege Üniversitesi'nde öğretim üyesi olarak çalışırken Prof. Dr. Pekünlü'nün yasa ve yönetmelikleri uyguladığı için 2 yıl 1 ay hapis cezasına mahkum edildiğini ve 27 Kasım Perşembe günü bu hapis cezasının infazı başlandığını söyledi.

DEVAMSIZLIĞI OLMAYAN ÖĞRENCİNİN ŞİKAYETİ
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de Leyla Şahin kararı başta olmak üzere kararlarında, Türkiye'deki 'Türbanlı öğrencilerin üniversiteye girmelerinin yasaklanması yönündeki uygulamanın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde sayılan temel hak ve özgürlüklerin ihlali niteliğinde olmadığını' da hatırlatan Özcan, “Anayasa Mahkemesi kararları çerçevesinde Anayasa hükümlerinin uygulanması için çaba gösteren bir akademisyenin cezaevine gönderilmiş olması, Türkiye Cumhuriyeti'nin temel niteliklerinden olan 'hukuk devleti' kavramına ağır zarar vermiştir. Artık Türkiye Cumhuriyeti'nin 'hukuk devleti' olma iddiası son derece şüphelidir. Prof. Pekünlü'nün mahkumiyet kararı, bir ibret örneği olarak kullanılmış ve bu karar sonrası belirli bir amaç çerçevesinde 'kamuda türban', 'TBMM'nde türban' ve 'ortaöğretimde türban' düzenlemeleri ve uygulamaları getirilerek, laiklik ilkesi aşındırılmıştır. Devamsızlığı, devamsızlık nedeniyle başarısızlığı bulunmayan bir öğrencinin şikayeti üzerine, hiçbir fiziksel engelleme de içermeyen eylemler nedeniyle, cezanın alt sınırından uzaklaşıp, sonuç olarak 2 yıllık hükmün açıklanmasının geri bırakılması/cezanın ertelenmesi sınırının üstünde, 2 yıl 1 ay ceza verilmiş olması, Prof. Pekünlü'nün, laiklik ilkesinin aşındırılmasına karşı direnen kesimlere bir korku salmak amacıyla, ısrarla demir parmaklıklar arkasına gönderildiğini göstermektedir" dedi.

TARİHİN YARGISINDA MASUMDUR
Türkiye'nin en önemli astronomi profesörlerinden, sayılı bilim adamlarından olan, Prof. Dr. Pekünlü'nün, bir 'düşman ceza hukuku-intikam hukuku' uygulaması ile cezaevine atılmış olması, 'üniversite' kavramına ve 'aydınlatma' mücadelesine bir darbe vurma amacı taşıdığına değinen Özcan şunları söyledi, 

“Prof.Dr. Esat Rennan Pekünlü ile birlikte , 'hukuk devleti ', 'laiklik ' ve 'aydınlanma' da mahkum edilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nin temel niteliklerini hedef alan, hukukun ayaklar altına alındığı diğer tüm davalarda olduğu gibi, Pekünlü davasının da takipçisi olacağız. Pekünlü ile birlikte hukuk devletini, laikliği, aydınlanmayı, üniversite kavramanı mahkum ettiklerini zannedenler büyük bir hayal kırıklığına uğrayacaklar. Cezaevinde dimdik giden Prof. Dr. Pekünlü gibi, ibret olmak amacıyla verildiği sanılan cezaların bizi korkutmayacağı bilinmeledir. Pekünlü, tarihin yargısında mahsumdur, bu mahsimiyet ve bu mahsumiyeti elde ettiği geçici güçle mahkum etmeye çalışan zihniyetin haksızlığı er ya da geç ortaya çıkacaktır." 

Ömer Faruk Eminağaoğlu ise, “Laiklik cumhuriyetin değişmez niteliğiyse artık Türkiye'de Cumhuriyet yargılanıyor. Bu davanın adı Cumhuriyet'in yargılandığı davadır, bu davanın başka bir adı yoktur. TBMM'deki siyasi partilerinde Cumhuriyeti sahiplenmesi gerekirdi. Partilerin de burada olması lazım. Bedeli her ne olursa olsun bu mücadele Rennan Pekünlü mücadelesi değil, bu mücadele Cumhuriyete sahip çıkma mücadelesidir. Eğer suç ve suçu övmek suçsa biz Rennan hocanın suçunu işlemeye devam edeceğiz. Rennan hocaya işlem yapanlara da buradan bu duyurumuzu iletiyoruz. Bu suçu işleme kararlılığımızı cumhuriyete sahip çıkacağımız için buradan bir kez daha iletiyoruz" dedi. Basın açıklamasının ardından grup alkışlarla dağıldı. (DHA)

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası