Panelde konuşan Baro Başkanı Özcan, kuvvetler ayrılığının bir denge sistemi olduğunu ifade ederek “bu denge sistemi ortadan kalkarsa korkarım ki ülkemiz yangın yerine dönebilir” dedi.
20 Mart 2017 günü Fuar İsmet İnönü Kültür Merkezi’nde düzenlenen panelin oturum başkanlığını Araştırmacı-Yazar Gazi Keskin yaptı. Panele Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, İzmir Barosu Başkanı Av. Aydın Özcan ve İzmir Milletvekili Tacettin Bayır konuşmacı olarak katıldılar.
BİR TERCİH ANCAK ADİL, DÜRÜST BİR SEÇİMİN SONUCU ORTAYA ÇIKAR
Panelde ilk konuşmayı yapan Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, bir seçimin veya bir tercihin ancak adil, dürüst bir seçimin sonucu ortaya çıkacağını ifade ederek “eğer bu böyle yapılmıyorsa orada adalet yoktur” dedi. Eşit, adil ve dürüst bir seçimin başladığı tarihten itibaren eşit şartlarda olması gerektiğini söyleyen Kanadoğlu, “düşünebilir misiniz devletin bütün gücü bir tarafta. Devletin bütün parası, bütün uçakları, bütün arabalarına karşı sadece yurttaşımız var. Üzerimize düşen görevi yerine getirdiğimiz takdirde güvenebileceğimiz, derdimizi söyleyebileceğimiz yurttaşımız vardır. Anlatmakta başarılı olursak saydığımız devletin bütün gücüne karşı milleti zafere ulaştıracaktır” dedi. Türkiye’nin bir sınavla karşı karşıya olduğunu belirten Kanadoğlu, “bu sınav Türkiye’nin gelecekte alacağı biçimi ortaya koyuyor. Tercihi doğru yapar ve hayır dersek bu ülkenin bu büyük kahramanının Türkiye Cumhuriyeti’nin temel hak ve özgürlüklerine sahip özgür bir yurttaşı olarak hayatımıza devam edeceğiz yahut da bir kul olarak yaşayacağız” dedi.
BİZ MÜCADELEYE 2015 NİSANINDA BAŞLADIK
Panelin ikinci konuşmasını yapan İzmir Barosu Başkanı Av. Aydın Özcan, siyasi iktidarın son yıllarda hukukun üstünlüğünü, yargı bağımsızlığını temel hak ve özgürlükleri, basın özgürlüğü, ifade ve iletişim özgürlüklerini kısıtlama yoluna gittiğini belirterek, bir dönem ülkenin Roma hukuku döneminde bile antidemokratik, siyasi rüşvet olarak kabul edilen torba yasalarla yönetilir hale geldiğini ifade etti.
Bu dönemde toplumun temel hak ve özgürlüklerini kısıtlamaya yönelik iç güvenlik yasasının gündeme geldiğini ifade eden Baro Başkanı Av. Aydın Özcan, İzmir’in bu uygulama için pilot il seçildiğini ve daha yasa mecliste görüşülürken Valiliğin bir genelgeyle İzmir’de bu tasarıyı hayata geçirmek istediğini belirtti. İzmir Barosu’nun yaptığı başvuru sonucu iki gün içinde valiliğin genelgeyi geri çekmek zorunda kaldığını ifade eden Özcan, “Biz mücadeleye 2015 Nisanında Türkiye Adaletini arıyor mitingi ile sokaklara çıkmakla başladık” dedi.
Referandumda oylanacak olan Anayasa değişikliği maddelerine de değinen Özcan, bu şekliyle yasalaşırsa kuvvetler ayrılığından kuvvetler birliğine geçileceğini ifade etti. “Kuvvetler ayrılığı dediğimiz sistem denge sistemidir, sigorta sistemidir. Evinizde sigortasız cereyan kullanırsanız beyaz eşyalarınız patlar ve yangın çıkar” diyen Özcan “bu denge sistemi ortadan kalkarsa korkarım ki ülkemiz de yangın yerine dönebilir” dedi.
“Anayasanın %50,1 ile kabul edildiğini düşünün, %49,9’un nasıl temsili gerçekleşecek” diyen Özcan görünürde 18 madde olan ama dolaylı olarak Anayasa’nın 70 maddesini değiştirecek olan değişiklik geçekleştiği takdirde yaklaşık iki bin kanunun yeni anayasaya uydurulmak için değiştirilmek zorunda kalacağını belirtti.
TARİHTEN DERS ÇIKARMALILAR
Ülkeyi yönetenlerin 1800’lü yıllardan itibaren bu ülkenin, bu milletin neler yaşadığını gözden geçirmeleri ve tarihten ders çıkarmaları gerektiğini belirten Özcan, 1800’lü yılların başından itibaren Balkanlardan, Avrupa’dan atılmak için emperyal güçler tarafından Türk Milleti’nin hedef alındığını ifade etti. Şimdi de aynı oyunun son kırk elli yıldır Güneydoğu’da oynandığını söyleyen Av. Aydın Özcan, “Bizim Türk Milleti olarak çok dikkatli olmamız, tarihi iyi bilmemiz ve tarihten ders çıkarmamız gerekir. Türkiye’yi yönetenlerin de bu tarihi iyi bilmeleri ve Türk Milleti’nin çıkarlarını gözetmeleri gerekir. Türk Milleti’nin çıkarlarını gözeten politika yürütmeleri gerekir. Suriye’de, Irak’ta, İran’da, Balkanlarda yaşayan soydaşlarımız vardır. Bunlar bizim değerlerimiz, gücümüzdür. Ülkenin bilimden ilimden yana açık tavır sergilemesi gerekir ve bu anlamda Türkiye’nin yolu Mustafa Kemal Atatürk’ün aydınlık yolu olmalıdır. Bizler de Mustafa Kemal Atatürk’ten yana, ülkenin üniter yapısından yana, yargı bağımsızlığından yana, hukukun üstünlüğünden, basın özgürlüğünden, temel hak ve özgürlüklerden yana taraf olmak durumundayız ve bu değerlere sahip çıkmak için hepimiz hayır diyeceğiz” dedi.
BU REFERANDUMUN TEK BİR ANLAMI VARDIR…
Son olarak konuşan İzmir Milletvekili Tacettin Bayır ise henüz anayasa maddeleri tartışılırken iktidar partisine mensup bir milletvekilinin kürsüde ilk dört madde de tartışılabilir dediğini hatırlatarak, bu şekliyle geçerse Anayasa’nın ilk dört maddesinin de değiştirilmesinin gündeme geleceğini ifade etti.
Tacettin Bayır “Bana göre bu referandumun açık ve net bir tarafı var. Cumhuriyetle devam mı, cumhuriyet tamam m? Bu referandum oylamasının anlamı budur. Tarih, kralların generallerin çiftliği değil milletlerin tarlasıdır. Her millet geçmişte bu tarlaya ne ekmişse gelecekte onu biçer. 16 Nisan’da çıkacak sonuç bizlerin, çocuklarımızın ve torunlarımızın geleceğini belirleyecektir” dedi.