İzmir'in Urla ilçesinde yaşayan Hulusi Durmuş, 20 yıla yakın bir süre Fransa'nın Paris kentinde yaşadıktan sonra, çocukları yeterince Türkçe öğrenemediği için 1997 yılında Türkiye'ye dönmeye karar verdi. Türkiye'ye döndükten sonra hayatını sürdüreceği bir meslek arayışına giren Durmuş, Fransa ve Türkiye'yi kıyasladığında karayollarında sürücülere yol gösteren çizgilerin yetersiz olduğunu fark etti. Bunun üzerine öncelikle yurt dışından getirdiği yol çizim makinelerinin satışını yapmaya başlayan Durmuş, daha sonra yine Fransa'da kullanılan yüksek basınçlı vakum pompalarının yol çizim makinelerinde işlevselliğini denedi. Tamamen tesadüfi başladığı mesleğinde çok büyük bir başarıya imza atan Durmuş, zaman içinde Türkiye yollarının yarısının çizgilerini çizdi ve 450'den fazla çalışanı olan bir fabrikanın sahibi haline geldi.
Türkiye'nin yanı sıra dünya yollarının çizgilerini de çizen Durmuş, Azerbaycan, Makedonya, Romanya, Bulgaristan, Kosova, Türkmenistan, Mısır, Kırgızistan, Özbekistan, İran, Afganistan, Cezayir, Uganda, Etiyopya gibi yeni yapılanma uygulaması içinde olan birçok ülkeye yol çizim makinesi temin etti, yol çizimini öğretti ve bazılarında uygulamayı da gerçekleştirdi. Yol çizgilerininin trafikteki can güvenliğinin temeli olduğunu ifade eden Durmuş, "Bir yılda çizdiğimiz çizgiyle dünyanın çevresinde 2.5 kez tur atıyoruz. Trafik çizgileri, yolları disipline ediyor. Sürücünün uyması gereken kuralları belirliyor. Sürücüler yere baktığında yapması veya yapmaması gereken eylemleri görüyor, dolayısıyla trafik çizgileri hayat kurtarıyor" dedi.
TALEP OLUNCA GİDEREK HIZLANDI
Fransa'dan Türkiye'ye çocukları yeterince Türkçe bilmediği için döndüğünü söyleyen Durmuş, "Onların tek kültürle yetişmesini istemedim. Eşim Fransız bir öğretmendi, onun Türkiye'ye tayinini istedik. Türkiye'ye geldiğimde neler yapabileceğim konusunda kafamda net bir şey yoktu. Öncelikle birçok sektörde kullanılabilen yüksek basınçlı pompaları yurt dışından getirmeye başladım ve bunların satışını yaptım. Daha sonra yol çizim makinelerini temin etmeye başladım ve zaman içinde bu pompaların yol çizim makinelerinde kullanılabileceğini fark ettim. O dönemde Avrupa'ya kıyasla Türkiye'de yol çiziminin oldukça geride olduğunu düşündüm. Öncelikle bir gazeteye ilan vererek bu makineleri temin edip satışını yaptım. Daha sonra birçok belediyeden talep geldi. Çizgiyle olan maceram böylelikle başladı. Normalde yere bakan bir insan değildim. Daha sonra bu işle meşgul olunca, yurt dışındaki yüksek basınçlı teknolojiyi Türkiye'ye uyarladım. Ürettiğimiz makineleri aynı zamanda kullanmaya ve belirli alanları çizmeye başladık. Daha sonra bu iş giderek hızlandı ve Türkiye'nin birçok noktasındaki yolları çizdik. Bu iş için boyaların üretildiği ayrı bir fabrika, makinelerin üretildiği ayrı bir fabrika kurduk. Son üç senedir levha işine de başladık. Şu anda Türkiye'nin yarısının yollarını çiziyoruz" diye konuştu.
DÜNYA YOLLARINA DA ÇİZGİ ÇEKİYOR
Yurt dışında birçok yerde uygulama yaptıklarını belirten Durmuş, "Özellikle Özbekistan'da Türkiye'de mevcut olan tüm standart yol çizim kural ve uygulamalarını hayata geçirdik. Bunun dışında Azerbaycan, Makedonya, Romanya, Bulgaristan, Kosova, Türkmenistan, Mısır, Kırgızistan, Özbekistan, İran, Afganistan, Cezayir, Uganda, Etiyopya gibi birçok ülkeye yol çizim makinelerini temin ederek, makineler hakkında eğitim veriyor ve yol çizimini öğretiyoruz. Cezayir'de 80 kilometrelik bir yolun çizimini yaptık. Bazı ülkelerde tüm ekipmanları temin ediyor, bazı ülkelerde çizim yapıyoruz. Avrupa Birliği ülkelerinden ziyade, yeni yapılandırma içinde olan ülkelerde yol çizimini aktif olarak yapıyoruz" dedi. (DHA)