İstanbul Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi'ni bitiren Burcu Bostancıoğlu, doktora konusu olarak Sanat Terapisi'ni seçti. Uygulama alanı olarak 'Uyuşturucu bağımlılığı ile mücadele'yi seçen Bostancıoğlu, Adalet Bakanlığı'na başvurarak destek istedi. Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü'nden bu başvuruyo olumlu yanıt verildi. Uzun süren planlama süreci ardından Bostancıoğlu, uyuşturucu ile ilgili suçlardan haklarında 'Denetimli Serbestlik' kararı verilmiş bağımlılarla çalışmaya başladı. Bostancıoğlu, başkanı olduğu 'Bir Hayata Dokunun Derneği'nin Alsancak'taki ofisinde resim atölyesi oluşturdu.
"HER ŞEY BİR İZİN İSTEĞİ İLE BAŞLADI"
Bostancıoğlu, her şeyin doktora çalışması için Adalet Bakanlığı'na yaptığı izin başvurusu ile başladığını belirterek, şöyle konuştu:
"Tüm bakanlıklar gibi Adalet Bakanlığı da bağımlılık konusunda savaşmaya ve her türlü olumlu desteği vermeye hazırdı. Bu proje; Denetimli Serbestlik çatısı altında gerçekleşti. İlk çalışmamızı kadınlarla yaptık. 10 oturumluk bir çalışma ardından yaptıkları çalışmaları İzmir Adliye Sarayı'nda 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde sergi açtık. Bu sergi katılımcıların özgüvenini artırdı ve oldukça destekleyici oldu."
"10 SEANSTAN OLUŞAN CİDDİ BİR TERAPİ"
Çalışmanın psikolojik testler içerdiğini belirten Bostancıoğlu, hedeflerinde gençler olduğunu anlattı. Burcu Bostancıoğlu, şöyle konuştu:
"Sanat terapisinin madde bağımlısı gençler ve kadınların sosyal uyumlarına etkisi üzerinde bir çalışma yürütüyoruz. Bağımlılık konusunda en can alıcı noktamız gençlerimiz. Onlar gençlerimizi hedef alıyor. Biz de 'Gençlerimizi nasıl topluma kazandırırı? Sağlıklarını nasıl daha iyi hale getirebiliri? Topluma nasıl kazandırabiliriz'' dedik. Onları 'Maddeden uzaklaştırabilir miyi? Sanatın iyileştirmede gerçekten bir etkisi var mı'' diye bir araştırma yaptık. Yaptığımız çalışmalar, psikolojik testleri de içerdi. Önce katılımcılara test uyguladık. 10 seanstan oluşan ciddi bir sanat terapisi ardından testleri yeniden uyguladık. O testlerin mukayesesinden elde ettiğimiz verilerle sanatın iyileştirdiği sonucuna vardık."
"MADDE BAĞIMLISI GENÇLERİ SANATA YÖNLENDİRDİK"
Sanat terapisinin Avrupa'da uzun süreden bu yana uygulanan bir yöntem olduğunu belirten Bostancıoğlu, "Avrupa'da 1912 yılından beri kullanılan ve olumlu sonuçlar alınmış. 1960'lı yıllarda bağımlılıkla mücadelede kullanılmış. Türkiye'de onkoloji servislerinden kemoterapi alan hastaların iyileşme sürecini desteklemesi için kullanılıyor. Biz de madde bağımlısı gençleri bu tehditten uzak tutup sanata yönlendirdik. Hindistan'da kullanılan 'Mandala tekniğini' kullandık. Sanat eğlencelidir ve temel etkisi de budur. Ben bunun yaygınlaştırılması ve çalışmaların ilerletilmesi taraftarıyım" diye konuştu.
"ÇOCUK GİBİ EĞLENDİLER"
Katılımcıların seanslarda çocuk gibi eğlendiğini belirten Burcu Bostancıoğlu, herkesin içinde bir çocuk bulunduğunu ifade ederken, "Kadın ve gençlerin çocuklar gibi eğlendiğini, yanlarında resim dosyaları ve boyalarıyla geldiklerini izledik. Size güvenirlerse oluyor her şey. Önce güvenle başladı. Daha sonra bunun işe yaradığını kendileri gördüler. Burada olmalarını gerektiren bir zorunluluk yok. Elbette 2 haftada 1 gelme zorunluluğu var ancak bir süre sonra eğlenmeye gidiyormuş gibi yorumluyorlar" dedi.
"BU BİR EKİP ÇALIŞMASI"
Sanat terapisinin bir ekip işi olduğunu anlatan Bostancıoğlu, şöyle dedi:
"Sadece sanat terapistini yürütebileceği bir uygulama değil. Ekip çalışması gerekiyor. Bir psikolog, sosyolog aldığı eğitimlerden yola çıkıp 'Sanat terapistini uygulayabilirim' diyemez. Bu konuda Avrupa'da etik kurullar var. Bir sanat terapistinin, sanat danışmanı, klinik psikolog ve bu konuda çalışan bir psikologun ekip halinde çalışması gerekir." (DHA)